«Rücu belgesi»ne dayanılarak, dosya borcunu ödeyen «müşterek/müteselsil borçlu (kefil)» tarafından, diğer «müşterek/müteselsil borçlu (kefil)» hakkında genel haciz yolu ile takip yapılamayacağı–
İcra mahkemesince (tetkik merciince) «itirazın kaldırılması» istemi hakkında verilen kararları maddi anlamda kesin hüküm (HUMK. 237, şimdi; HMK. 303) teşkil etmeyeceği–
Takip dayanağı belgelerin İİK’nun 68. maddesinde belirtilen belgelerden olmamasına rağmen borçlunun alacaklıya gönderdiği ihtarnamede temel borç ilişkisini kabul etmiş olması halinde alacaklının kural olarak icra mahkemesinden «itirazın kaldırılmasını» isteyebileceği ancak tarafların borcun ödenmesi konusunda ileri sürdüğü hususların yargılama yapılmasını gerektirmesi halinde icra mahkemesince «itirazın kaldırılması isteminin reddine» karar verilmesi gerekeceği–
İcra mahkemesince, borçlunun sunduğu ödeme belgeleriyle takip konusu alacak arasında bağlantı olup olmadığı araştırılarak, bağlantı varsa İİK. 68/II, V uyarınca alacaklının beyanı alınıp, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği–
«Villa yapımından kaynaklanan sorumluluktan dolayı ..... EUR’nın .... 2002 yılının Aralık ayında ödeneceği» taahhüdünün, İİK’nun 68. maddesinde öngörülen belgelerden sayılacağı–
Kural olarak BK’nun 101. maddesine göre kesin vadeli sözleşmelerde temerrüt tarihinin banka tarafından tüketiciye gönderilen son hesap özetinde belirtilen tarih olduğu ancak kredi kartı borçlarının BK’nun 102/II. maddesinde öngörülen miktarı önceden belli olan kesin vadeli borç niteliğinde olmadığı, bu nedenle kredi kartı borçlarında temerrüt tarihi bakımından anılan maddenin uygulama yeri bulunmadığı, kredi kartı sözleşmelerinin özelliği nedeniyle,borçlunun temerrüdünün banka tarafından akdi ilişkinin sona erdirilip hesap kat edildikten sonra borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse, bu sürenin bitiminden itibaren oluşacağı–
Takip borçlusu/alacaklısı tarafından genel mahkemede dava açılması halinde, tazminatın tahsilinin dava sonuna kadar ertelenmesine (tehirine) karar verme görevinin icra mahkemesine ait olduğu–
Alacaklının, borçlu tarafından ibraz edilen ödeme belgesindeki «kasa ödeme fişindeki» imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmesi halinde icra mahkemesince imza incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği–
İİK’nun 68. maddesinde yazılı belgeler niteliğinde olmayan faturalara dayalı takipte, borçlunun borcun varlığını kabul ederek «fatura bedellerini ödediğini» iddia etmesi halinde, faturaların niteliğinin tartışılmasına gerek kalmayacağı–