Davalı hakkında davaya konu bonoya ilişkin olarak resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçundan dolayı açılan davada verilen kararın temyiz edilmiş olması nedeniyle dosyanın halen Yargıtay’da olduğu ve temyiz incelemesinin sonuçlanmadığı dosya içeriğinden anlaşılmakta olduğu, bu durumda ceza mahkemesinin olası bir mahkumiyet kararının 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74’üncü maddesi uyarınca hukuk hâkimini bağlayacağı gözetilerek, söz konusu ceza davasının sonucunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 165/1 hükmü uyarınca bekletici mesele yapılması ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekeceği-
İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkının davacının genel hükümlere göre muvazaaya (TBK. 19) dayanarak dava açmasına engel olmadığı- Davacı tarafından aralarında davalı borçlunun da bulunduğu davada, dava konusu taşınmaz için tapu iptali tescil olmadığı takdirde alacak davası açıldığından, bu dosyanın sonucu beklenerek davacının alacaklı olduğu belirlendiği takdirde (dava konusu taşınmazının tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescili karar verilmesi halinde ise, tasarrufun iptali davası konusuz kalacaktır) eldeki dava yönünden TBK'nun 19. madde gereğince danışıklı işlemin var olup olmadığı konusunda karar verilmesi gerektiği-
İstenen kira bedeli bir önceki yılın kira bedeli olduğundan, dava konusu döneme ilişkin kira bedelinin buna göre belirleneceği-
Tapu iptali ile tescil davasında, genel mahkemeler görevli bulunduğu, terditli dava TMK.231. maddesi uyarınca katılma alacağına ilişkin olup görevli mahkeme Aile mahkemesi olacağından, birbiri ile bağlantılı her iki isteğin hukuki niteliği bakımından aynı mahkemede görülmemesi gerekeceği-
Davalı kiralayan tarafından davacı kiracı aleyhine kira ve mahrum kalınan kira alacağı istemine ilişkin dava halen derdest olup, davanın kabulü halinde verilen karar sözleşmenin özel şartlar bölümünün 6.maddesi gereğince bu dosyadaki alacak miktarını etkileyeceğinden mahkemece ilgili dava dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibine konu davacının keşidecisi, davalının lehtarı olduğu bonodaki borçlu imzasının sahte olduğu, davacı imzası taklit edilerek atıldığı, davacının bir anlık hatası sonucu veya hile ile arsa alım satımı sırasında dava dışı şahıs tarafından alınan bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığı iddiasıyla açılan menfi tespit istemine ilişkin davada, uyuşmazlık konusu bono hakkında ceza davası açıldığından ceza davasının sonucu beklenilmeden karar verilemeyeceği-
818 sayılı Borçlar Kanunu 53. maddesi uyarınca, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de ceza mahkemesinin maddi vakıaların belirlenmesine ilişkin kararının hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olduğu ve taraflar yönünden de kesin delil niteliği taşıdığı, ceza yargılaması sonucunda verilecek kararın hukuk davasını etkileyecek nitelikte olması nedeni ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 165. maddesi gereğince bekletici sorun yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Kurum zararının ödetilmesi istemine ilişkin davada, davacı kurum müfettişlerince yapılan teftiş sırasında Kocaeli Bakım Rehabilitasyon Aile Danışma Merkezi Müdürlüğünde çalışan davalının, kurumun odasında kaldığı, ücret ödemeden kahvaltı ve akşam yemeklerini yediği belirlenerek bedelin ödetilmesi gerektiği yönünde rapor düzenlendiği, bu rapor uyarınca davacı kurumun davalı hakkında idari işlem tesis ettiği ve tazminat istediği anlaşıldığı, davalı tarafından, söz konusu idari işlemin iptali için idari yargı yerinde dava açıldığı savunulduğuna göre dava konusunun özelliği nedeniyle idare mahkemesi dosyasının sonucunun beklenmesi ve ondan sonra tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Tazminat davası sonucunda hükmedilecek tazminatın tahsilini önlemeye yönelik olarak davalılar arasında yapılan satışın (tasarrufun) iptalinin istenebileceği, mahkemece henüz kesinleşmiş bir alacak bulunması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine yerine tazminat davasının beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre davanın diğer şartları da nazara alınarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının karar yerinde gösterilmesi gerektiği- Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere uygun bir süre verilmesi gerekip, mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerektiği- Kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için, buna ilişkin ara kararının yasaya ve içtihatlara uygun şekilde oluşturulması, hiçbir tereddüde yer vermeyecek derecede açık olması ve kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının ilgili tarafa ihtar edilmesi gerekip, verilen kesin süreye ilişkin ara kararın bu usule uygun olmaması durumunda; mahkemece, davalılardan hak iddia edenlere muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açmak üzere usulüne uygun olarak kesin süre verilmesi ve sonucuna göre hareket edilmesi gerektiği-