Tapu iptali ile tescil davasında, genel mahkemeler görevli bulunduğu, terditli dava TMK.231. maddesi uyarınca katılma alacağına ilişkin olup görevli mahkeme Aile mahkemesi olacağından, birbiri ile bağlantılı her iki isteğin hukuki niteliği bakımından aynı mahkemede görülmemesi gerekeceği-
Davalı kiralayan tarafından davacı kiracı aleyhine kira ve mahrum kalınan kira alacağı istemine ilişkin dava halen derdest olup, davanın kabulü halinde verilen karar sözleşmenin özel şartlar bölümünün 6.maddesi gereğince bu dosyadaki alacak miktarını etkileyeceğinden mahkemece ilgili dava dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibine konu davacının keşidecisi, davalının lehtarı olduğu bonodaki borçlu imzasının sahte olduğu, davacı imzası taklit edilerek atıldığı, davacının bir anlık hatası sonucu veya hile ile arsa alım satımı sırasında dava dışı şahıs tarafından alınan bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığı iddiasıyla açılan menfi tespit istemine ilişkin davada, uyuşmazlık konusu bono hakkında ceza davası açıldığından ceza davasının sonucu beklenilmeden karar verilemeyeceği-
818 sayılı Borçlar Kanunu 53. maddesi uyarınca, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de ceza mahkemesinin maddi vakıaların belirlenmesine ilişkin kararının hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olduğu ve taraflar yönünden de kesin delil niteliği taşıdığı, ceza yargılaması sonucunda verilecek kararın hukuk davasını etkileyecek nitelikte olması nedeni ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 165. maddesi gereğince bekletici sorun yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Kurum zararının ödetilmesi istemine ilişkin davada, davacı kurum müfettişlerince yapılan teftiş sırasında Kocaeli Bakım Rehabilitasyon Aile Danışma Merkezi Müdürlüğünde çalışan davalının, kurumun odasında kaldığı, ücret ödemeden kahvaltı ve akşam yemeklerini yediği belirlenerek bedelin ödetilmesi gerektiği yönünde rapor düzenlendiği, bu rapor uyarınca davacı kurumun davalı hakkında idari işlem tesis ettiği ve tazminat istediği anlaşıldığı, davalı tarafından, söz konusu idari işlemin iptali için idari yargı yerinde dava açıldığı savunulduğuna göre dava konusunun özelliği nedeniyle idare mahkemesi dosyasının sonucunun beklenmesi ve ondan sonra tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Tazminat davası sonucunda hükmedilecek tazminatın tahsilini önlemeye yönelik olarak davalılar arasında yapılan satışın (tasarrufun) iptalinin istenebileceği, mahkemece henüz kesinleşmiş bir alacak bulunması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine yerine tazminat davasının beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre davanın diğer şartları da nazara alınarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının karar yerinde gösterilmesi gerektiği- Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere uygun bir süre verilmesi gerekip, mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerektiği- Kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için, buna ilişkin ara kararının yasaya ve içtihatlara uygun şekilde oluşturulması, hiçbir tereddüde yer vermeyecek derecede açık olması ve kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının ilgili tarafa ihtar edilmesi gerekip, verilen kesin süreye ilişkin ara kararın bu usule uygun olmaması durumunda; mahkemece, davalılardan hak iddia edenlere muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açmak üzere usulüne uygun olarak kesin süre verilmesi ve sonucuna göre hareket edilmesi gerektiği-
Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında takip alacaklısı yasal hasım olmakla birlikte, takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dâhil edilmesi işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesinin gerekmeyeceği, dava dosyanın içeriğinden borçlunun tutumunun anlaşılamadığı, borçlunun istihkak iddiasına itiraz edip etmediğinin araştırılması,borçlunun istihkak iddiasından haberdar edilmesi halinde davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği- Takip borçlusunun istihkak davasının doğrudan şartlarına etki edecek mahiyette menfi tespit davası açtığının anlaşıldığı, meefi tespit davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekeceği- Aşkın haciz iddiası ile açılan şikayet başvurusu ile istihkak davasının birleştirilmesinin hatalı olduğu, aynı dosya üzerinden yargılamaya devam edilmemesi gerektiği-
Haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada hakaret suçundan dolayı açılan kamu davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
Davalı alacaklı hakkında, davacı-borçlunun şikâyeti üzerine ceza mahkemesinde «güveni kötüye kullanma» suçu ile ilgili ceza davası sonucunun, hukuk davasında bekletici mesele yapılması gerektiği–Ceza mahkemesinin maddi vakıayı saptayan kararları hukuk hakimini bağlayacağından ceza davasının sonucu beklenerek, açılan menfi tespit davası hakkında karar verilmesi gerekeceği-