Davacılar davanın açıldığı tarihten önce takip dosyası borcunu ödemişse de dava dilekçesinde, borcun ödendiğini ve 2004 sayılı Kanun’un 72 nci maddesi gereği borç ödenmiş olmakla istirdat davası olarak bakılacağını belirttiğine göre aynı maddenin yedinci fıkrası; "Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir." dikkate alınarak davanın genel hükümler kapsamında ödenen paranın istirdatı olarak değerlendirilmesi gerekirken davacılar vekilinin infaz edilmiş olan takip dosyası nedeniyle menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddi kararının doğru olmadığı- Davacılar dava dilekçesinde, ............. İcra Müdürlüğü’nün ................ sayılı ipotek takibinden dolayı yapılan ödemenin de istirdadını da talep ettiğine göre mahkemenin ................. E. sayılı dosyasında verilecek olan kararın dava konusu borç nedeniyle davacıların borçlu olup olmadığının tespiti bakımından değerlendirilmesi gerektiğinden tefrik edilen dosyanın beklenerek karar verilmesi, davacı taşınmaz malikinin sorumluluğu bakımında ise ipotek belgesi ve sözleşme hükümleri değerlendirilerek taşınmaz malikinin sorumluluğunun ipotekli taşınmaz ile sınırlı olup olmadığının da değerlendirilerek karar verilmesi gerekeceği-
Bilirkişilerin hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması nedenine dayalı yargılamanın yenilenmesi talebi- Kusur ve hesap raporunu düzenleyen öğretim üyesi bilirkişiler hakkında öncelikle savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu anlaşıldığından, soruşturma sonucunun eldeki davaya etkisi nedeniyle bekletici mesele yapılarak değerlendirme yapılması gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup yüklenici tarafından açılan asıl dava nama ifaya izin, arsa sahibi tarafından açılan birleşen dava ise sözleşmenin feshi ve tazminat istemleri- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tüm hissedarlar tarafından imzalanmasının zorunlu olduğu- Dava konusu taşınmazlardan .. ve .... parsellerde kayıtlı taşınmazların yarı hissesinin iptali ve adlarına tescili için dava açıldığından bahisle müdahale talep etmesine rağmen mahkemece, talebe göre yatırılması gereken peşin harcın yatırtılıp asli müdahale talebinin değerlendirilerek kabul veya reddine karar verilmediği ve talep edenin karar başlığında feri müdahale talebinde bulunan olarak gösterildiği anlaşılmakla mahkemece asli müdahale talebinin değerlendirilmemesinin hatalı olduğu- Dava konusu taşınmazların mülkiyeti ile ilgili açılan davanın sonuçlanmasının bekletici mesele yapılması gerektiği-
İş kazası, meslek hastalığı, haksız fiil kapsamı- Olayın Kuruma ihbarı için süre verilmesi talebinin Kurum tarafından reddedilmesi hâlinde, Kuruma ve işverene karşı iş kazası veya meslek hastalığının tespiti amacıyla dava açmak üzere süre verilerek süresi içerisinde açılacak davayı bekletici mesele yapmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekip gerekmediği- Davacı tarafa iddia olunan olayın SGK'ya ihbarı için süre verilmesi, talebin Kurum tarafından reddedilmesi hâlinde, Kuruma ve işverene karşı iş kazasının tespiti yönünde dava açması için süre verilmesi, dava açıldığı takdirde bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- "Davacının iş ilişkisinden kaynaklı olarak meydana gelen haksız fiil sonucunda beden ve ruh sağlığı ihlâl edildiğinden malûl duruma geldiği, bahsi geçen olayla zarar arasında illiyet bağı bulunduğu, davacının iş ilişkisinin devamı sırasında iş ilişkisinden kaynaklı olarak ve iş sözleşmesinin feshi sürecinde davalılarca gerçekleştirilen eylemlerin bütün olarak kişiliğin korunması hakkını ihlâl eden haksız fiili oluşturduğu ve bu haksız fiil sonucunda davacının malûl olduğu, bu durumda olayın iş kazası veya meslek hastalığı kapsamında değil haksız fiil kapsamında olduğunun kabul edilmesi gerektiği, eldeki davada maddi ve manevi tazminat koşullarının oluştuğu" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
"Alacaklısını zarara sokmak kastıyla mevcudunu eksiltmek" suçuna ilişkin kararların -5271 s. CMK'nun 286/2-d maddesi uyarınca- temyizinin mümkün olduğu- Şikayete konu edilen taşınmazın sanığa devrine yönelik alacaklı tarafından tasarrufun iptali davasında verilen kararın kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Senedin, teminat amacıyla verildiği ve anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddialarının ispatı için yazılı bir belge ibraz edilmediği, ödeme belgesinde takip konusu senede atıfta bulunulmadığı, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte avans faizi talep edilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, ödeme emrinde "takip hesabı" şeklinde bir ibarenin bulunmadığı, dar yetkili icra mahkemesince Cumhuriyet Savcılığına sahtecilik yönünden yapılan şikayetin bekletici mesele yapılamayacağı, takibe konu senette düzenleme yerinin yazılı olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zaman aşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 06.01.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13.03.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, bu Kanun’la belirtilen süreler 30.04.2020 tarihine kadar durdurulmuş olup, 30.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’na göre de, 7226 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen durma süresi 01.05.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 15.06.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar uzatıldığı, takip hukukuna ve icra iflas kanunları ile belirtilen sürelerin 13.03.2020 tarihi ile 15.06.2020 tarihleri arasında durmuş olduğundan bu tarihler arasında geçen sürelerin hesaba katılmayarak yapılan hesaplamada takibe mesnet zaman aşımı iddiasında bulunan bonolar hakkında yasal süresi içerisinde takip başlatılmış olduğu, borçlunun borca itirazını İİK'nın 169/a maddesinde açıklanan belgelerle ispat edemediği, icra mahkemesinin dar yetkili mahkeme olması nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasının olanaklı olmadığı-
Takibe konu bononun, TTK'nın 776. maddesinde sayılan unsurları içermekte olduğu, senet üzerinde herhangi bir kazıntı veya silinti olmadığı, borçlunun iddiasının, senet üzerindeki "TL" ibaresinin çizilip, USD ve Amerikan Doları yazıldığına ilişkin olduğu, takibe konu senette yazılan rakamın veya borcun türünün silinmesinin söz konusu olmadığı, senet doldurulurken matbu olarak gösterilen Türk Lirası kelimesinin çizilip USD, Amerikan Doları olarak yazıldığı, senet metninde yazı ile olan kısımda matbu olan Türk Lirası ibaresi çizilmeden Amerikan doları yazılmış ise de bu durumun rakamla yazılan kısımla çelişkili olmadığı, yazıyla yazılan kısımda matbu Türk Lirası ibaresi silinmeden Amerikan Doları yazılmasının senet üzerindeki diğer kayıtlar dikkate alındığında borçlanmanın Türk Lirasıyla yapıldığını göstermeyeceği, aksi kabulün aşırı şekilcilik olacağı, senet matbu olduğundan matbu kayıtlarda yapılan değişikliğin tahrifat olarak kabul edilemeyeceği, icra mahkemesi kararlarının takip hukuku bakımından kesin hükme bağlanması nedeniyle bu kararlar kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden savcılık soruşturmasının bekletici mesele yapılmasına olanak bulunmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
Sözleşmenin tarafı belediye ve devrolduğu belediye kapatıldığından sözleşmenin kime devredildiği araştırılarak sözleşmenin devredildiği tarafı davaya dahil edip taraf teşkili sağladıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Usülsüz tebligata ilişkin icra mahkemesi kararı -istinaf aşamasında olsa da- icra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi gerekmediği gibi kesinleşmesinin bekletici mesele de yapılamayacağı- Derdestlik itirazının geçerli olabilmesi için dava /şikayet konularının aynı olması gerektiği- Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takibin kesinleşmediği ve bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığı- İcra hukuk mahkemesince verilen tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devam edeceğine yönelik hüküm kurulmadığından hükümle birlikte tedbir kararının da sona erdiği-