Davacı borçlu tarafından açıldığı bildirilen menfi tespit davası sonucunun ve davalı-alacaklı hakkında açılmış olan sahtelik suçu ile ilgili ceza davasının sonucunun, “imzaya itiraz” davasında icra mahkemesince “bekletici mesele” yapılması gerekeceği-
Koruma kararının kaldırılmasına ilişkin dava sonucunda verilecek hükmün eldeki davada bekletici sorun yapılması gerektiği-
Davacı/borçlu senette tahrifat olduğunu iddia ettiğine göre bu sahtecilik iddiası nedeniyle açılmış ceza davasının bulunup bulunmadığı araştırılarak, ceza dosyasında bilirkişi incelemesi yapılmasına ve tanık dinlenmesine karar verilmiş ise, HUMK.nun 317.maddesine göre artık bu senede göre işlem yapamayacağından, durumu ön (bekletici) mesele yapıp sonucunu beklemek ve varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek; eğer ceza davası açılmamış ise de icra hakiminin tahrifat (sahtelik) iddiasını, bilirkişi incelemesi yaptırmadan kendi görgü ve bilgisi ile çözümleyemeyeceği belirgin olmasına göre bu konuda uzman kişi veya kişilerden bilirkişi raporu alınarak sahtelik (tahrifat) yapılıp yapılmadığını usulünce incelenmesinin gerekeceği-
Davacı-alacaklının "muvazaalı olduğunu ileri sürdüğü takibin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamak için" dava açabileceği- BK 18'e dayalı "muvazaanın iptali" davasında, davacının açtığı tazminat davasının kesinleşmesinin beklenmesi ve ona göre karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasının dinlenme koşullarından birisinin de “takip konusu alacağın kesinleşmiş olması” gerektiğinden, takip konusu borca itiraz edilmiş olması ve alacaklı tarafından “itirazın iptali davası” açılmış olması (ya da; icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması”nın talep edilmiş olması) halinde, mahkemece bunların sonucunun (kesinleşmesinin) “bekletici mesele” yapılması gerekeceği-
"İtirazın iptali davaları"na, tasarrufun iptali davalarında "bekletici mesele" olarak kabul edilmesi gerektiğinden, bu iki davanın birleştirilerek birlikte görülemeyeceği–
Kamu alacağından dolayı 6183 sayılı Kanuna göre tasarrufun iptali davası açılabilmesi için öncelikle "kesinleşmiş ve muaccel hale gelmiş bir kamu alacağı"nın bulunması (borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmiş ve ödeme emrinin kesinleşmiş olması) gerektiği; bu nedenle borçlu tarafından, gönderilen ödeme emrinin iptali için idare mahkemesine açılan davanın sonucunun, açılan tasarrufun iptali davasında "bekletici mesele" yapılması gerekeceği-
Bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, taşınmazın pay temlikinden dava tarihine kadar 13 yıllık bir süre geçtiği halde taşınmazda inşaat yapılmasına elverecek nitelikte yasal koşulları içeren ve muhafazası gerekli bir imar uygulaması yapılmadığı gözetildiğinde belediyece devir koşulunun yerine getirildiğinin kabul edilemeyeceği ve bundan sonra koşulun yerine getirilebileceğinin mümkün görünmediği- Devir koşulunun muallak bir tarihte gerçekleştirileceği keyfiyetinin davanın haksızlığını gerektirmeyeceği- Belediyece yapılan imar uygulamalarının iptal edilmesine karşın yeni oluşan imar parselleri ile ilgili olarak sicil kayıtlarının yolsuz tescil durumuna düştüğü gözetilerek, öncelikle davacıya kadastral parselin ihyası amacıyla tapu iptali ve tescil davası açması konusunda önel verilmesi, açılacak davanın bekletici mesele sayılması, açılıp kadastral parsele dönülmesi temin edildikten sonra eldeki davada kadastral parsel sicil kaydı üzerinden bir karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının “açmış olduğu tasarrufun iptali davasının bekletici mesele yapılmadan satışın yapılmış olduğunu” ileri sürerek, ihalenin feshini isteyemeyeceği-
Davacıların icra memurunun hatalı işlemini şikayet haklarının bulunmasının, ayrıca menfi tespit davası açmalarına engel olmadığı- Mahkemece, davacı borçluların şikâyetleri ile ilgili açılmış dava dosyalarının sonuçları da beklenildikten sonra bir karar vermek gerekirken, görevsizlik hükmü kurulmasının, hükmün bozulmasına neden olacağı-