Dava konusu tasarruflar ilk borcun doğum tarihinden sonra yapılmış olup, bu tasarruflar ile geçici aciz belgesi arasında iki yıllık sürenin geçmemiş olduğu görüldüğünden tasarrufların iptali davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Tasarrufun iptali davasına, itirazın iptali davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
Davacı temyiz dilekçesinde anılan temlik sözleşmesinin iptali için Asliye Hukuk Mahkemesinde davanın açıldığını belirtmiş olup, bu davada davacı taraflar arasındaki mirasın temlikinin geçerli olup olmadığı, dolayısıyla da görülmekte olan davadaki taşınmazdaki mülkiyetin nakli oranları belirleneceğinden; anılan dava görülmekte olan satış vaadi sözleşmesine dayanarak dava konusu taşınmazın mülkiyetinin adlarına nakli istemine ilişkin davanın sonucunu etkileyeceğinden Asliye Hukuk Mahkemesinin miras temlik sözleşmesinin iptali davasının bekletici sorun olarak kabul edilmesi gerektiği-
Alacağın gerçek bir alacak olup olmadığı ve borcun doğum tarihi hususunda yeterli araştırma yapılarak ve resmi belgede sahtecilik ve tefecilik suçlarından açılan ceza davasının da sonucu beklenerek bir karar verilmesi gerekeceği-
818 sayılı BK 53. maddesi (6098 sayılı TBK 74. maddesi) uyarınca ceza mahkemesinin maddi vakıayı saptayan kararları hukuk hakimini bağlayacağından, mahkemece belirtilen ceza dosyasının sonucu beklenerek açılan menfi tespit davasında bir karar verileceği-
Davalı, borçlu şirketin ortağı olup, hakkında açılan bir icra takibinin bulunmadığı, sorumluluğunun belirlenmesi açısından sanık olarak yargılandığı ceza davasının sonucunun kesinleşmesinin beklenmesi gerekeceği- Dava konusu hisse devrine ilişkin tasarrufun TBK'nun 19 madde kapsamında değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı alacaklı tarafından borçlu davalı aleyhine yapılan icra takibine borçlu tarafından itiraz edildiği ve icra takibinin durduğu; itirazın iptali istemiyle alacaklı davacı tarafından açılan dava sonucunda itirazın iptaline karar verildiği, verilen kararın ise borçlu tarafından temyiz edildiği, bu durumda mahkemece itirazın iptali davasının sonucunun beklenileceği ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
8. HD. 04.04.2014 T. E: 2013/13571, K: 6218-
Davalı hakkında davaya konu bonoya ilişkin olarak resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçundan dolayı açılan davada verilen kararın temyiz edilmiş olması nedeniyle dosyanın halen Yargıtay’da olduğu ve temyiz incelemesinin sonuçlanmadığı dosya içeriğinden anlaşılmakta olduğu, bu durumda ceza mahkemesinin olası bir mahkumiyet kararının 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74’üncü maddesi uyarınca hukuk hâkimini bağlayacağı gözetilerek, söz konusu ceza davasının sonucunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 165/1 hükmü uyarınca bekletici mesele yapılması ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekeceği-
İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkının davacının genel hükümlere göre muvazaaya (TBK. 19) dayanarak dava açmasına engel olmadığı- Davacı tarafından aralarında davalı borçlunun da bulunduğu davada, dava konusu taşınmaz için tapu iptali tescil olmadığı takdirde alacak davası açıldığından, bu dosyanın sonucu beklenerek davacının alacaklı olduğu belirlendiği takdirde (dava konusu taşınmazının tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescili karar verilmesi halinde ise, tasarrufun iptali davası konusuz kalacaktır) eldeki dava yönünden TBK'nun 19. madde gereğince danışıklı işlemin var olup olmadığı konusunda karar verilmesi gerektiği-
İstenen kira bedeli bir önceki yılın kira bedeli olduğundan, dava konusu döneme ilişkin kira bedelinin buna göre belirleneceği-