‘Kısa karar’ ile ‘gerekçeli karar’ arasında çelişki yaratılmış olması halinde; icra mahkemesince önceki ‘kısa karar’ ile bağlı olunmaksızın çelişkinin giderilmesi gerekeceği–
İlamların infaz edilecek kısmının ‘hüküm bölümü olduğu, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, icra mahkemesince (icra memurunca) ilamın infaz edilecek kısmının yorum yolu ile belirlenemeyeceği–
İlamın maddi hataya dayalı olarak bozulmuş olması ve mahkemece de bu bozmaya uyulmuş olması halinde, alacaklı lehine ‘usuli kazanılmış hak’ doğmayacağı–
İcra emrinin asile tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekilinin yasal süresi içerisinde icra mahkemesine başvurarak ‘tebligatın asile gönderildiğinden bahisle icra emrini iptali istemi yanında, takibin esası ile ilgili itiraz ve şikayetlerini de ileri sürmüş olması halinde’, adı geçenin ‘tebligatın usulsüzlüğü’ nedeniyle iptalini istemekle hukuki yararının kalmamış olacağı–
İİK. 58/3 v e 41 uyarınca; ilamda hükmedilen yabancı para alacağının Türk parası karşılığının, hem ‘takip talebi’ hem de ‘icra emri’nde gösterilmesinin zorunlu olduğu–
Mahkemece hükmedilmiş olan iştirak nafakasının yargılama sırasında taraflarca düzenlenmiş olan protokolde öngörülen oranda arttırılması gerekeceği, bunun için yeniden dava açılmasına gerek bulunmadığı–