İlamın maddi hataya dayalı olarak bozulmuş olması ve mahkemece de bu bozmaya uyulmuş olması halinde, alacaklı lehine ‘usuli kazanılmış hak’ doğmayacağı–
İcra emrinin asile tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekilinin yasal süresi içerisinde icra mahkemesine başvurarak ‘tebligatın asile gönderildiğinden bahisle icra emrini iptali istemi yanında, takibin esası ile ilgili itiraz ve şikayetlerini de ileri sürmüş olması halinde’, adı geçenin ‘tebligatın usulsüzlüğü’ nedeniyle iptalini istemekle hukuki yararının kalmamış olacağı–
İİK. 58/3 v e 41 uyarınca; ilamda hükmedilen yabancı para alacağının Türk parası karşılığının, hem ‘takip talebi’ hem de ‘icra emri’nde gösterilmesinin zorunlu olduğu–
Mahkemece hükmedilmiş olan iştirak nafakasının yargılama sırasında taraflarca düzenlenmiş olan protokolde öngörülen oranda arttırılması gerekeceği, bunun için yeniden dava açılmasına gerek bulunmadığı–
Ticaret mahkemesince ‘3095 sayılı kanunun 2. maddesi gereğince değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına …’ şeklinde verilmiş olan kararın, icra dairesince takip konusu alacağa ‘ticari faiz’ (avans faizi) uygulanarak yerine getirilmesi gerekeceği–
Mahkemeden alınan ‘tapu iptali ve tescil kararı’nın doğrudan doğruya Tapu Müdürlüğüne gönderilerek tescilinin sağlanması gerekeceği, bu kararın infazının icra müdürlüğünce istenemeyeceği–
Mahkemece ‘%40 tazminatın davacıdan alınıp davalılara verilmesine….’ Hükmedilmiş olması halinde, iki alacaklıdan her birinin %40 inkar tazminatının ancak yarısını borçludan talep edebileceği–