Aynı davada birden çok istemin yer alması ve bu istemlerin bazısının kesinleşmeden takibe konulamayacak olması, bunlardan bağımsız olarak kesinleşmeden takibe konulabilecek olan diğer istemlerin takibe konulmasına engel teşkil etmeyeceği–
Kiraya veren ile kiracı arasındaki kira ilişkisi, takibe konu sulh hukuk mahkemesinin tahliye ilamı ile sona ermiş olduğundan, alt kiracının da kiracılığı asıl kiracı borçluya bağlı olarak sona ermiş olduğundan, icra mahkemesince İİK’nun 41. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı kanunun 276/son maddesi gereğince ‘alt kiracının da tahliyesine emredilmesi’ gerekeceği–
Takip alacaklısının, ilamdan kaynaklanan alacak tutarlarının her biri için ayrı ayrı (örneğin asıl alacak için ayrı yargılama giderleri ve vekalet ücreti için ayrı) ilamlı icra takibi yapmasını engelleyen bir yasa hükmü bulunmadığı–
Mahkeme kararında, asıl alacak için ‘reeskont faizi’ne hükmedilmiş olması halinde; kararda açıkça ‘bu faizin ticari reeskont (ticari temerrüt) faizi olduğu’ belirtilmediğinden, alacağa 3095 sayılı kanunun 1. maddesinde belirtilen reeskont faiz oranlarının uygulanması gerekeceği–
İİK’nun 41. maddesinin göndermesiyle tahliye ilamına dayalı icra takiplerinde de İİK. 33. maddesinin uygulanması gerekir mi?–
‘Kısa karar’ ile ‘gerekçeli karar’ arasında çelişki yaratılmış olması halinde; icra mahkemesince önceki ‘kısa karar’ ile bağlı olunmaksızın çelişkinin giderilmesi gerekeceği–
İcra memurunun, ….. F. ve Sınai Haklar Mahkemesinin tedbir niteliğindeki kararını yerine getirmek için ‘infaz memuru’ sıfatıyla görevlendirilmiş olması halinde, memurun yapacağı işlemlere karşı şikayetin, icra mahkemesince değil, tedbir kararını veren mahkemece inceleneceği–
İlam niteliğinde olduğu kanunda öngörülmemiş olan “ara kararları”na dayanılarak hükmedilen “tedbir nafakaları” hakkında “ilamlı takip” yapılamayacağı–
Vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerekeceği, asile yapılan tebligatın hukuki sonuç doğurmayacağı–