Davacı yanında asli müdahil olarak davaya katılan müdahillerin, HMUK 433/II-2 de belirtilen “karşı taraf” kavramı kapsamında olmasının mümkün olmadığı- Gerçek bir satışın konusu olmayan, satım niteliğinde olmayan pay temliklerinde yasal önalım hakkı doğmayacağı, örneğin temlikin hibe şeklinde olması halinde, hibede bir malın bedelsiz olarak üçüncü kişinin mülkiyetine geçirilmesi amaçlandığından önalım hakkı kullanılamayacağı- Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinde ise arsa sahibi inşaat yapımına karşılık yükleniciye bedel olarak bir miktar para yerine, arsa payını devretmekte olup, bu devir işlemi inşaatın yapımı için finans sağlanması amacıyla yükleniciye verilen "avans" niteliğinde bulunduğundan ve yüklenicinin edimini yerine getirmemesi halinde arsa maliki her zaman payının iadesini isteyebileceğinden bu tür temliklerde önalım hakkının kullanılmasının mümkün olmadığı-
Dava konusu taşınmazda akit ile davalının satın aldığı paya karşı önalım hakkı kullanılıp, bu payın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ise de dosyada mevcut tapu müdürlüğü yazısına göre taşınmazın hükmen ifraz edilerek 6 adet farklı parsellerin oluştuğu, 33 ve 34 parsel sayılı taşınmazların ise yol olması nedeniyle sicilden terkin edildiği anlaşıldığından infazda tereddüt yaşanmaması açısından yeni oluşan parseller üzerindeki mülkiyet durumu da gözetilerek mevcut oluşan parseller üzerinden bir karar verilmesi gerektiği-
Önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş bu iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle de davanın reddine karar verilmiş olup davacıya tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından oluşan önalım bedelini depo etmesi için uygun bir süre verilmediğinden davacıya önalım bedelini depo etmek üzere uygun bir süre verilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği-
Önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmayacağı-
Yargılamanın yenilenmesi istemi-
Önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, dava konusu taşınmazda davacı tarafından fiilen kullanılan bir yer olmayıp, fiili taksimin gerçekleştiğinden sözedilemeyeceğinden işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İbraz edilen toplulaştırma neticesinde oluştuğu anlaşılan davalı adına tam pay ile kayıtlı parselin tapu senedine göre 125 ve 127 parsel sayılı taşınmazların toplulaştırmaya konu olup olmadığı, olmuş ise yeni oluşan parsellerin tapu kayıtları ve ilgili tüm belgeler getirtilerek tarafların paydaşlığının devam edip etmediği belirlenerek önalım koşullarının mevcut olup olmadığı araştırılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davacıya 20.000,00 TL dava değeri üzerinden harç yatırmış olduğundan ve bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığından sadece bu miktar üzerinden, davalıya ise dava değeri olan (200.000,00+4.000,00) 204.000,00 TL üzerinden 20.000,00 TL düşüldükten sonra 184.000,00 TL üzerinden AAÜT gereğince vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ayrıca, depo edilen satış bedelinin karar kesinleştikten sonra davalıya ödenmesine dair hüküm kurulması gerekirken hükümde bu hususa yer verilmemiş olmasının isabetsiz olduğu-
Önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil-
Önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemi-