Davacı maliki olduğu konutu kullanması için dava dışı oğlu ve davalı gelinine tahsis etmiş ise de, arada bir sözleşme ilişkisi bulunmamakta olup; tek taraflı olarak verdiği onayı her zaman geri alabileceği ve bu durumda davacı tarafından verilen onay devam ettiği sürece konutun davacının oğlu ve davalı tarafından kullanımının haksız olmadığı- Ecrimisil davasında husumetin taşınmazı haksız olarak kullanan kişiye yöneltilmesi gerektiği- Davacı baba, taşınmazı bedelsiz olarak kullanmaları için dava dışı oğlu ve davalı gelinine vermişse de, oğlunun boşanma davası sırasında çekişmeli konutu terk ettiği, davacının da  hâlen ortak konutta oturmaya devam eden davalı gelinine karşı da ihtar çekerek eldeki davayı açtığından, artık davacının taşınmazın kullanımına dair verdiği muvafakatini geri aldığının kabulü gerektiği- Çekişmeli taşınmaz davalı ve eşi tarafından aile konutu olarak kullanılmış ise de, kayıt maliki davacı ile davalı (ve eşi) arasında hukuki ilişki kurulmadığından bu hususun davacıyı bağlamayacağı- Davacının oğlu ile davalının ayrı yaşamakla birlikte evliliklerinin devam etmekte olmasının, davacının  mülkiyet hakkı karşısında taşınmazı davalının kullanmasının haklı ve geçerli nedeni olarak kabul edilemeyeceği- Davacı malik tarafından konutun kullanımı için verilen onayın geri alınması karşısında, davalının konutu kullanmasının haklı ve geçerli bir nedeninin bulunduğu söyleyemeyeceği- Bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihe yedi gün eklenmesiyle tespit edilecek tarihten anahtarın teslim edildiği tarihe kadar olan dönem için belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerektiği- "Dava konusu taşınmazın aile konutu olması nedeniyle boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar olan dönem için ecrimisil bedeli talep edilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından kabul edilmediği-
Haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, Adli Tıp Kurumu raporunda, "davalı sürücünün güvenli takip mesafesine ve hız kurallarına uyup uymadığı, anılan hususlara riayet edilmesi halinde dahi davacıya kaskolu araca çarpmasının kaçınılmaz olup olmadığının" incelenmediği, ilgili raporun kaza tespit tutanağı ile çeliştiği, eksik incelenen hususların tamamlanması ve raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacı ile mahkemece yeni bilirkişi heyetinden başkaca bir rapor alınması gerektiği-
19. HD. 13.12.2018 T. E: 2017/2557, K: 6576-
Mahkemece alınan iki rapor arasında hem bakım hatası olup olmadığı, hem de hesap yöntemi açısından çelişkiler olduğu halde ve son alınan bilirkişi raporuna taraflarca; olayda bakım hatası olup olmadığı, ürünün yanında ekilen farklı ürünlerin zarara etkisi olup olmadığı, hesaba dahil edilen bir kısım fidanlardaki kurumaların kusurunun hangi tarafa ait olduğu şeklindeki zarar hesabına itiraz edildiği halde, raporlar arasındaki çelişkileri giderecek ve tarafların itirazlarını karşılayacak şekilde bir ek rapor alınmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı borçlu tahrifat ve ödeme iddiasında bulunmuş olmakla mahkemece öncelikle tahrifat iddiası yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak bu husus açıklığı kavuşturulduktan sonra ödeme iddiası da değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, imza incelemesi yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun, şikayete konu taşınmazın bulunduğu yerde oturması zorunlu olmadığından, daha mütevazi semtlerde haline münasip meskenin değerinin bilirkişi marifeti ile tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise, mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın hak sahiplerine ödenmesine, satışın, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafından verilen sağlık hizmetleri sonucu düzenlenen faturalarda davalının yapmış olduğu kesintilerin doğru olup olmadığının çözümü gerektiği, bu durumda cezai işleme konu düzenlen faturalarda tedavi gören hastalara ilişkin olarak konusunda uzman sağlıkçı bilirkişinin heyette olması gerekeceği, mahkemece, konusunda uzman sağlıkçı bir bilirkişinin katılımı ile oluşacak bilirkişi heyetinden, denetime uygun rapor alınarak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm kurulması ve kabule göre de davacı tarafça yatırılan başvuru harcından her türlü harçtan muaf olan davalı kurumun sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, 5393 sayılı Kanun'un 15/son maddesi uyarınca haciz konulan paraların niteliği gereği haczi kabil olup olmadıklarının veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıp kullanılmadıklarının, haciz konulan banka hesapları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tesbit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Maddi tazminat davası-
Teknik konularda mutlaka teknik öğrenim görmüş olan mimar, mühendis, hesap bilirkişisi gibi kişiler bilirkişi olarak seçilmesi gerektiği- Mahkemece alanında uzman 3’lü bilirkişi heyetinden (makine mühendisi mimar ve hesap bilirkişisinden oluşturulacak 3’lü heyet) davaya konu edilen fatura tarihleri itibariyle yürürlükte olan İSKİ Tarifeler yönetmeliği hükümlerinin de irdelenmesi suretiyle açık ve net hesaplamaları içerir rapor alınması gerektiği-