Ecrimisile ilişkin davada, öncelikle ilk dönem olan 2007 yılı için rayiç bedel belirlenip sonraki ilerleyen yıllara ÜFE artış oranı yansıtılarak ecrimisil belirlemesi yapılması gerekirken keşif yılı belirlenerek tam tersi yol izlenmek suretiyle hesaplama yapılmasının doğru olmadığı-
Bozma ilamında; dava konusu taşınmazı uzun yıllardır, davacı / birleşen dosya davalısının muvafakata dayalı olarak kullandığı, daha sonra muvafakatını geri aldığı ve bu durumda buna ilişkin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmesi gerektiği açıklamalarına yer verilmesine rağmen, mahkemece bu hususta herhangi bir araştırma ve bilirkişi incelemesi / hesaplama yapılmaksızın ve alacak belirlenmeksizin hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğu- Mahkeme kararında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması gerektiği-
Mahkemece; taraflara yüklenen ana borcun ne olduğu yönünde hüküm tesis edilmeden, sadece hükmün ferilerine ilişkin olduğu izlenimi uyandıran, şüphe ve tereddüte mahal veren, infaza ve az yukarıda açkılaması yapılan 6100 sayılı HMK’nin 297/2 maddesindeki ilkelere aykırı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemi- Aktüer raporunda PMF ve TRH 2010 tablosuna göre seçenekli hesap yapılmış, hükme TRH 2010 tablosuna göre yapılan hesaplama esas alınmış olup karara esas alınan hesaplama seçeneğinin, HGK. 1989/4-586 E., K: 1990/199 s. kararına ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığı- Aktüer raporundaki Yargıtay kriterlerine uygun olarak Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak dava dışı desteğin muhtemel yaşam süresinin belirlendiği ve buna göre gerçek zararın hesaplandığı seçeneğin kabul edilmesi gerektiği-