İcra takibine konu olan çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasına dayanan menfi tespit talebi ile ilgili hazırlık soruşturmasında alınan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilemeyeceği; davaya konu çekin keşide tarihindeki şirketi temsile yetkili kişinin keşide tarihinden önceki tarihli imza örnekleri getirtilip huzurda imza örnekleri de alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu miktar likit olmadığında alacak miktarının tespiti için yargılama yapılmasını gerektiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği-
Kazalı aracın pertinin mi yoksa onarımının mı ekonomik olduğu belirlenirken İTÜ veya KGM Fen heyetinden hasar konusunda uzman bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamı birlikte gözetilerek aracın yaşı modeli özelliği trafiğe çıkış tarihi davaya konu kaza sebebiyle davacı aracında meydana gelen gerçek hasar miktarının detayları ile belirlendiği aracın onarımının mı pertinin mi uygun olduğunun tartışıldığı pertinin ekonomik olduğunun kabulü halinde olay tarihindeki 2. el piyasa değerinin ve sovtaj bedelinin tespit edildiği gerekçeli denetime elverişli dosya kapsamına uygun bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davanın başında taraf olarak gösterilmeyen kişilerin, taraf yanında sonradan davaya dâhil edilmesinin, taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı mevcut ise mümkün olduğu- HES projesi kapsamında, dinamit patlatılması sonucu taşınmazda oluşan zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, bilirkişi raporunda; davacının taşınmazına 300 metre mesafede yapılan bu şekildeki bir patlamanın, yapıya zarar vermeyeceği belirtilmişse de, davaya konu patlatmaların şiddeti, doğuracağı titreşim, zeminin özelliği, davaya konu taşınmazdaki çatlaklarda patlamanın etkisinin olup olmadığı ve benzeri hususlarda, tek başına inşaat mühendisi bilirkişinin mütalaasının yeterli olmayacağı, mahkemece; mahallinde jeolog bilirkişi, fen bilirkişisi ve inşaat bilirkişisi eşliğinde yeniden keşif yapılarak alınacak bilirkişi raporu ile değerlendirilmesi gerekeceği-
Taşınmazın haczi, mülkiyetin kapsamını oluşturan tamamlayıcı parçayı kapsar ise de ilke olarak eklentileri kapsamayacağı, eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczinin mümkün olduğu- Mahkemece, HMK'nun 266. maddesine göre konusunda uzman kişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınarak haczedilen menkullerin tamamlayıcı parça niteliğinde mi yoksa eklenti niteliğinde mi olduğu şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit ettirildikten sonra, eklenti olduğunun tespit edilmesi halinde istihkak davası prosedürüne göre, tamamlayıcı parça olduğunun tespit edilmesi halinde ise taşınmaz haczinin kaldırılmasına yönelik şikayet prosedürüne göre inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere trafik kazalarında kusur oranının ve hasarın tespitinin uzman bilirkişi aracılığıyla yapılacağı-
Trafik kazasından sonra alınan bilirkişi raporları arasındaki kusur oranlarına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, olay nedeniyle düzenlenen 14.5.2011 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı'nın davalı sürücünün ve araç içinde yolcu olarak bulunan M.T..A..'ın beyanına göre düzenlendiği- Dosya kapsamından olaya ilişkin olarak davalı sürücü (sanık) hakkında ceza davası açıldığı, ceza yargılamasına ilişkin dosya getirtilerek, dosyanın Karayolları Trafik Fen Heyeti veya İstanbul Teknik Üniversitesi gibi kuruluşlardan oluşturulacak yeni bir kusur uzmanı bilirkişi kuruluna tevdii ile olaya ilişkin olarak düzenlenen tutanak, ceza dosyası içeriği, tanık beyanları ve önceki bilirkişi raporları birlikte irdelenerek, oluş şekline göre davalı sürücü ile müteveffanın olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece bilirkişi raporunda belirtilenden daha fazla zarar miktarına hükmedilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Kanalizasyon hizmetlerinden yararlanmasına rağmen, su kullanan ve atıksularını doğrudan veya dolaylı olarak kanala, alıcı ortamlara deşarj eden tesis ve işletmelerin özellikleri dikkate alınarak, varsa sayaçla ölçülen sarfiyat üzerinden veya çalışan kişi sayısına bağlı olarak hesaplanan su tüketimi üzerinden kullanılmış suları uzaklaştırma bedeli alınacağı hükmünün tatbik edilebilmesi için, davalı tarafından sağlanan kanalizasyon hizmetlerinden yararlanma şartının gerçekleşmiş olması gerektiği- Menfi tespit davasına konu uyuşmazlıkta, davacı şirketin kanalizasyon hizmetinden yararlanmadığı anlaşıldığından, davalı kurumun atık su bedeli talep edemeyeceği- Bilirkişi raporunda, 'davacının fabrikasında kullanılan (artezyen) suyun arıtılarak deşarj edilmesine rağmen doğal özelliğini kaybettiği' belirlenmiş olduğundan ve endüstriyel nitelikte atıksu oluşturan tesis ve işletmelerden, Atıksuların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği'nde belirtilen "Kirlilik Önlem Payı" (KÖP) alınacağı düzenlendiğinden davalı kurumun davacıdan talep edebileceği bedel "Kirlilik Önlem Payı" bedeli olduğu ve davacı şirket, davalı tarafından atık su bedeli tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek menfi tespit davası açmış olduğundan, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-