Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
İflasın ertelenmesinin, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin mali durumunun ıslahının mümkün olması halinde o şirketin iflasının önlenmesini sağlayan bir kurum olduğu- Bu durumda, açıklanan amaç ve şirket ortaklar kurulu tarafından alınan karar sonrasında yapılan talep dikkate alınarak, mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmeli, borca batık durumda ise bu kez ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulması gerekeceği-
Konusunda uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafın itirazları doğrultusunda üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış ise de taleple bağlılık ve önceki rapora davalı tarafça itiraz edilmemesi nedeniyle davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gerekçesiyle alınan ilk rapor doğrultusunda menfi tespit davasının kısmen kabulü gerekeceği-
İlamlı takibin kesinleşmesinden sonra (yapılan maaş kesintileri nedeniyle) dosya borcunun fazlasıyla ödenmesi halinde, borçlunun icra mahkemesine başvurup itfa itirazında bulunabileceği- Bilirkişi tarafından Euro cinsinden ödenen paranın mükerrer şekilde Euroya çevrilmesinin hatalı olduğu, mahkemece eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu uyarınca hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Kefil olan davalının, borcun tamamını ödeyen kefil davacıya karşı toplam borç miktarından davacı da dahil olmak üzere toplam kefil sayısına bölünmesi suretiyle payına düşen miktar kadar yükümlü olduğu gözetilerek sorumluluğunun belirlenmesi gerektiği- Mahkemece, kooperatif ve banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak davalının kefaletten kaynaklanan sorumluluğun miktarı, ipotek borcunun ödenmiş olmasının kefalet sorumluluğu üzerindeki etkisi, ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle yapılan takip kapsamında yapılan ödemelerin başka bir borçla ilgili olup olmadığı hususlarında bilirkişi raporu alınması gerektiği- Kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın önceden hesap edilebilir, bilinebilir ve belirlenebilir olduğundan, davacının icra inkar tazminat isteminin kabulü gerektiği-
Mahkemece, bilirkişi raporu yerinde görülmüyor ise yeni bir bilirkişi raporu alınması ve alacak miktarına yönelik değerlendirme yapılarak şikayet hakkında bir karar verilmesinin gerekeceği-
Ücretten kesilmesi gereken vergiler ve sigorta primlerinin, ilgili kamu idaresine ödenmesi zorunluluğu borçlu işverene ait olduğu, alacaklının, ilam konusu bedelden bu kesintilerin düşülmesinden sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabileceği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Takipten önce borcun ödenmesine ve 08.03.2009 tarihli ibranameye rağmen 22.01.2010 tarihinde takibe geçen davalının kötüniyetli olduğunun kabulü ile davacı lehine % 40 tazminata hükmedilmesi gerekeceği-