Hükme esas alınan rapordaki kusur oranları ile kaza tespit tutanağındaki kusur durumu arasında çelişki olduğundan <<İstanbul Teknik Üniversitesi ya da Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyeti gibi kurumlardan seçilecek kusur konularında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak<< çelişkinin giderilmesi gerektiği- Davacı vekilinin dava dilekçesinde maddi tazminat talebi yönünden "kusur nispetinde mi müşterek müteselsil sorumluluğa mı dayandığını" belirtmesi gerektiği-
Davalının maliki bulunduğu taşınmazın içerisine davalının rızası ile davacıların müştereken derin kuyu açarak elektrik panosu ve derin kuyu pompası tesis eden davacı, davalının anılan taşınmazı içerisindeki bu sulama tesisinin mevcut olması nedeniyle rayiç değerden fazlasına 3. kişiye sattığını, yeni malikin davalıya bedelini ödediğinden bahisle davacıların kullanımına izin vermeyeceğini beyan etmesi üzerine davalının haksız elde ettiği bedelin tahsili amacıyla başlatılan takibe tabi itirazın itirazın iptalini talep ve dava etmiş; mahkemece hükme esas alındığı belirtilen jeoloji mühendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; kuyu delgi maliyeti, 3.910TL, kuyu borulama maliyeti 1.932TL, kuyu çakılama geliştirme, yıkama maliyeti 600TL, dalgıç pompa maliyeti 3.500TL olarak tespit edilmiş, ancak mahkemece yalnızca dalgıç pompa maliyeti olan 3.500TL’nin tahsili yönünde hüküm kurulmuş, bilirkişi tarafından tespit edilen diğer bedellerin tahsili yönünden neden hüküm kurulmadığı açıklanmamış olduğundan HMK'nın 266 vd. maddelerine aykırı olarak, herhangi bir gerekçe göstermeksizin verilen hükmün bozulmasına-
İki meteoroloji raporunun da iki itfaiye raporunun da birbiriyle çelişkili olduğu anlaşıldığından bozmanın gerektiği-
Taraflar arasında kaçak elektrik kullanımına ilişkin davada, hükme esas alınan raporun uzman olmayan bilirkişi (avukat) tarafından hazırlanması nedeniyle hükmün bozulmasına-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri-
Kaçak elektrik tahakkukuna dayalı takibe vaki itirazın iptali davası- Abonelik sözleşmesinde ödemelerde gecikme olması hâlinde, 6183 sayılı K.'da belirtilen "gecikme zammı"nın istenebilmesi için, gecikme zammına ilişkin şartın açık, anlaşılabilir ve oranları da belirtilmek suretiyle yazılması gerektiği- Davalının dava konusu sorumlu olduğu bedelin, ve gecikme zammı ve KDV nin abonelik sözleşmesi Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararı ile ilgili mevzuat hükümleri ve takip dosyasındaki talep de nazara alınarak belirlenebilmesi için bilirkişi raporu alınması gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi-manevi tazminat istemi-
Davacının tek taraflı tespitine dayanarak yaptığı icra takibine karşılık, davalı icra takibinin haksız olduğunu belirterek müvekkili kurumun davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca bilirkişi tespit raporu davacı tarafa tebliğ olunmadığından davacı bilirkişi raporunu kabul etmediğini açıklayarak tespit raporuna açıkça itiraz etmiş, mahkemenin de bir araştırma yapılmaksızın, eksik inceleme ile itiraza uğramış tespit raporunu esas alarak yazılı şekilde hüküm vermesinin bozmayı gerektirdiği-
Mülkiyetin tespiti ve tescil davasının kesinleşme tarihinde edimin ifası imkansız hale geldiği, davacının zararının da edimin ifasının imkansız hale geldiği tarihte dava konusu taşınmazın rayiç değeri olduğu anlaşıldığından davanın kesinleştiği tarih itibariyle taşınmazın zapt edilen kısmının rayiç değerinin uzman bir bilirkişi heyeti ile tespit edilerek bu miktarın tahsiline karar verilmesi gerektiği- Dava açılmadan önce davalının temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat edilmediğinden dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz işletileceği-
Davacı tarafından çekilen ihtarnamede alacağın ödenmemesi halinde yasal faiz isteneceğinin belirtilmiş olup avans faizinden söz edilmediği, alacaklı tarafından avans faizi yerine yasal faiz isteneceğinden söz edilerek yapılan seçimin, usul işlemi olmayıp maddi hukuka ilişkin olduğundan bu seçimi aşan talepte bulunulamayacağı, tercih hakkı kullanıldıktan sonra karşı tarafın aleyhine olacak bir oran üzerinden talepte bulunularak seçilen orandan dönülebilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle ilk tercih hakkını aşacak biçimde yasal faizin üstünde faiz talep edilmesinin seçim hakkının niteliğine uygun düşmediği, yasal faiz yerine daha yüksek oranda faize hükmedilmesinin de doğru olmadığı- TBK. mad. 131 hükmüne göre asıl alacağı tahsil ederken işlemiş faizleri talep etme hakkı saklı tutulmamış veya halin icabından saklı tutulduğu anlaşılmamış ise işlemiş faizleri talep etme hakkının düştüğü ve artık bu faizin talep edilemeyeceği, faiz talebine konu asıl alacağın tahsili sırasında işlemiş faizleri tahsil etme hakkı saklı tutulmadığı gibi saklı tutulduğunun kabulünü gerektirir durum bulunmadığı halde temerrüt faizi alacağına ilişkin olan birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin de belirtilen yasal düzenlemeye aykırı olduğu-