Tarımsal sulama abonesi olan ancak dava konusu aboneliklere ilişkin taşınmazları kiraya vererek kullanmayan davacının davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen kaçak tahakkuk bedeli nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada mahkemece bilirkişi heyetinden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 s. Kurul Kararı hükümlerine göre ve davalı kurumca yapılan tahakkuklardan ayrılma gerekçesi de izah kılınarak hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalât nedeniyle doğan alacağın tahsiline ilişkin davada; bilirkişi raporu ile uzman görüşü ciddi şekilde çelişkiler içerdiğinden alınan bilirkişi raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilerek davalı yüklenicinin yaptığı imalatlarda ayıp bulunup bulunmadığı belirlenip, ayıp var ise bunun kullanım hatasından olup olmadığı belirlenip karar verileceği-
Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine ilişkin hüküm gerekçesinin, tek taraflı trafik kazalarında sürücünün ölümü halinde geçerli olduğu- Mahkemece tarafların kusuru hususunda alanında uzman bir bilirkişiden, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre maddi ve manevi tazminatın değerlendirilmesi gerektiği- Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesinin tazminatın doğru tespiti açısında önemli olduğu- Davacının maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararının belirlenebilmesi için, desteğin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerektiği-  Mahkemece desteğe ait tüm işyeri kayıtları ile vergi kayıtları ilgili kurumlardan getirtilerek desteğin kendi işyerinde fiili emeği ile elde edebileceği net gelir tespit edilmek suretiyle hukukçu bilirkişiden aldırılacak ek raporun sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Bilirkişi raporunda sağ kalan davacı eşin evlenme ihtimalinin, kaza (ölüm) tarihi yerine, rapor tarihine göre belirlenmesinin hatalı olduğu- Sağ kalan eşin olay tarihindeki yaşı, çocuk sayısı, sosyal yaşantısı ve ekonomik durumu göz önünde bulundurularak evlenme ihtimali belirlenmesi gerektiğinden, davacı eşin AYİM tablosuna göre kaza (ölüm) tarihindeki evlenme ihtimali değerlendirilmek suretiyle tazminatın hesaplanması için aynı bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacıya ait aracın trafik kazası sonucu hasarlanması nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemi-
Su borcunun tahsili için başlatılan icra takibine bağlı itirazın iptali istemine ilişkin davada davacının alacağı miktar için bilirkişi görüşü alınırken o konuda uzman birinden değil de bir hukukçudan alınan yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin davaya konu aynı kazaya ilişkin alınan bütün kusur raporları arasındaki çelişkiler giderilmesi gerektiği-
İtirazın iptali ve tazminat davası-
İflas ertelemesi davasında kayyum olarak atanan davalıların sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davanın "sadece doğrudan devlet aleyhine açılabileceği" gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- İflas erteleme davası sırasında mahkemece atanan kayyumların HMK’nın 266. maddesinde düzenlenen bilirkişi niteliğinde olmadığı, bu kişilerin sorumluluğuyla ilgili İİK’da hüküm bulunmaması karşısında; kayyımların sorumluluğunun, TMK. mad. 467/II-1 uyarınca vasinin sorumluluğuna ilişkin hükümler kapsamında değerlendirileceği-
Taraflar arasındaki alacak davasında mahkemece, öncelikle dosyanın konusunda uzman bir bilirkişiye verilerek, icra takip dosyasına konu bedelin nasıl belirlendiğine dair tüm bilgi ve belgelerin dosyaya sunulması sağlanarak, davacıdan alacaklı olduğu tazminat miktarı ile fer'ilerinin de göz önünde bulundurularak, hesaplanması gerektiği, bilirkişiden davacının davalıdan isteyebileceği bedeller hakkında, tereddüte yer vermeyecek ve tarafların itirazlarını da karşılayacak şekilde, ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarı belirlenmesi gerektiğinden hükmün HMK 428 gereğince bozulmasına-
Bilirkişi raporlarında çelişki varsa hakimin bunu gidermeden karar veremezken, mahkemece uzman önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulu marifeti ile alınan raporlardaki çelişkileri de giderecek biçimde rapor alınmadan hüküm verilmiş olmasının bozmayı gerektirdiği-