Konut Finansmanlı Evim Paket Poliçesine dayalı tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkin davada, davacı taraf, meydana gelen hasardan sigortalı konutun bulunduğu kooperatif ile sözleşme yapan davalının müteahhit olarak sorumlu olduğunu ileri sürmüş olup mahkemece teknik olarak davalı firmanın kusurlu olup olmadığı konusunda bir görüşe varılamayan inşaat mühendisi ve sigorta hukukçusu raporuna göre davanın reddine karar verilmişse de, Yargıtayın bir diğer dosyasında hükme esas alınan iki inşaat mühendisi ve bir mimar bilirkişiden oluşan heyet raporu da göz önüne alındığında, yapı inşa edilirken bir imalat yapılmadan diğerine geçilemeyeceği, binanın ayrılmaz parçası şömine ve bacanın, dolayısıyla şapkasının da yine davalı şirket tarafından yapılmış olduğu, açıklanan nedenlerle binanın inşaatının kullanılır şekilde bitirilmesinin davalı şirket tarafından taahhüt edilmiş olması, yapım hatasından kaynaklı olarak binanın mütemmüz cüzü niteliğindeki çatı ve bacadan çıkan yangın olayı neticesinde meydana gelen hasardan binanın anahtar teslim komple yapım işini üstlenen davalı yüklenici şirketin haksız fiilde kusur ve sorumluluğu bulunduğu mahkeme dosyasında bulunan emsal kararın gerekçesi ile de sabit olduğu gözetilmeden yazılı gerekçe ile gerçek zarar konusunda rapor aldırılmadan davanın reddine karar verilmiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
İki rapor arasında belirlenen hurda değeri hususunda çok bariz, ciddi fark bulunmakta olduğu gibi, hükme esas alınan raporda sovtaj değerinin hangi verilere göre belirlendiği de açıklanmadığndan, mahkemece, makine mühendislerinden oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden hurda değeri hususunda mevcut iki rapor arasındaki çelişkileri giderecek, denetime uygun, açık, anlaşılır rapora alınması ve davacıya kasko sigortalı çekicin hurda değerinin tereddüde neden olmayacak şekilde tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kazaya karışan diğer araç üzerinde keşif yapılmadan ve bu araç üzerinde inceleme yapılarak araçta bir hasar olup olmadığı irdelenmeden ve kaza tespit tutanağındaki tanık dinlenmeden trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı istemine ilişkin davada hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Murisin vefatından evvel takibe itiraz etmediği, takibin kesinleştiği, mirasçıların da murise yapılan tebligatlara dair süresinde şikayetlerinin olmadığı anlaşıldığından, mahkemece imzaya itiraza ilişkin başvurunun reddi gerekirken, takip konusu bonoda ıslak imza olmadığından senedin kambiyo vasfında olmadığı gerekçesi ile takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu- Fiil ehliyetinin mahkemece re'sen dikkate alınmasının zorunlu olduğu ve taraflarca da süresiz şikayet konusu yapılabileceği- Borçlunun vefatı ile mirasçısının, "senedin düzenlendiği tarihten evvel dahi borçlunun ehliyetsiz olduğunu" belirterek "takibin iptalini" talep ettiği görüldüğünden, mahkemece, keşideci murisin bononun tanzim tarihi itibariyle fiil ehliyetine engel bir akıl hastalığının olup olmadığının araştırılması gerektiği-
Bakım borçlusunun ölümü üzerine, bakım alacaklısının açtığı dava sonucu sözleşme feshedilmekle birlikte BK. mad. 518 (TBK. 618) uyarınca belirlenen bedelin bakım borçlusu mirasçıları davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekeceği, tapu iptal tescile karar verilemeyeceği-
Davalı siteye ait bahçede bulunan kuyu suyunun davalı tarafından nerede ve nasıl kullanıldığı, kuyu suyundan dolayı davacıya ait kanalizasyon hizmetinden yararlanılıp yararlanılmadığı ve bu kapsamda davalının takip ve dava konusu atık su borundan sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlıkta, bozma ilamı üzerine yargılama sırasında alınan makine mühendisi ve mali müşavirden oluşan bilirkişilerin rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığı; aralarında ziraat mühendisi ya da peyzaj mimarı da bulunan üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif icrası ile, dava konusu dönemde yeşil alanda ve yeşil alan dışında kullanılan su miktarı ve buna tekabül eden borç miktarı belirlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği- Alanında uzman olmayan bilirkişi kurulundan alınan rapor doğrultusunda hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak bir üniversitenin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'ndan alınan raporun kaza tarihine göre yürürlükte bulunan "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümleri dikkate alınarak düzenlenmesi gerektiği-
Nüfus kaydındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunda olduğundan iddia ile ilgili olarak DNA araştırılması yapılması gerektiği-
Nüfus kayıtları ile ilgili taleplere ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunda olduğu-
Dava konusu 977 parsel sayılı taşınmazı 07/03/2005 tarihinde bedelini ödeyerek davalıdan satın aldığını, davalının o tarihten itibaren bu taşınmazı boşaltmadığını, herhangi bir bedel de ödemediğini, bunun üzerine davalıya çektiği ihtar ile ecrimisil talebinde bulunduğunu, ancak davalının ihtarnameye kayıtsız kaldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve 7000.-TL ecrimisile-