Dava, katılma alacağı isteğine ilişkin bulunduğuna göre, davalının edinilmiş malının değerinden varsa bu mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin yarısı katılma alacağı olarak hesaplanarak hüküm kurulmasının gerekeceği- Kişisel malın satım bedelinin tapu senedinde gösterilenden fazla olduğu iddiasının diğer eş tarafından açılan katılma alacağı davasında her türlü delil ile kanıtlanmasının mümkün olduğu-
Katılma alacağı davalarında faize karar tarihinden geçerli olarak hükmedilmesi gerekeceği-
Davanın; mal ayrılığı rejimi döneminde kooperatif üyeliği yoluyla edinilen bağımsız bölüm yönünden 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca katkı payı alacağı, diğer taşınmazlar ve otomobil yönünden ise katılma alacağı davası niteliğinde olduğu-
Dinlenen tanıkların yeniden dinlenmek suretiyle; davacının dava dilekçesinde bahsettiği olayların açıklığa kavuşturulması, gerekirse konularına göre dinlenecek uzman kişilerin bilgilerine başvurulması, kendilerinden rapor alınması durumun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK.nun 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılığın giderilmesi gerekeceği-
Mahkemece davanın niteliği gereği davacının taahhütnamede yazılı miktarın katkı sağladığı miktar olarak kabulü gerekirken bu miktarın cezai şartı olarak taahhütnamede yazılı miktarın dikkate alınarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı, ayrıca, dava dilekçesinde iki parça taşınmaz için talepte bulunulduğu ancak katkı olarak kullanıldığı iddia edilen miktarın ne kadarı ile hangi taşınmaza katkıda bulunulduğunun açıklanmadığı, mahkemece de bu doğrultuda bir açıklama istenmediği, bu hususun davacı tarafa açıklattırılmasının gerektiği, davacı tarafından bu miktar ile ilgili açıklama yapılmaması, bu konuda sonuca ulaşılamaması veya açıklığa kavuşturulamaması halinde her iki taşınmazın alımında eşit olarak kullanılarak katkı sağlandığının kabul edilmesinin, bu şekilde katkı payı oranının ve alacağının hesaplanmasının gerektiği-
Mal rejiminden kaynaklanan istekler boşanmanın eki niteliğinde istekler olmadığından anlaşma ya da protokol, mal rejimlerini de kapsıyor ise bu taktirde taşınır ve taşınmaz mal niteliğinde bulunan katkı payı ya da artık değere konu olan bu tür eşyaların açık bir biçimde tek tek, bentler halinde protokolde yer alması gerekeceği, protokolde yer alan "mal talepleri yoktur" ibaresinin, tüm taşınır ve taşınmaz malları kapsamayacağı-
Boşanma dosyası içeriğindeki protokol ve beyanlarla, tarafların aralarındaki mal rejimini tasfiye edemeyecekleri-
Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak taleplerinin her türlü delille ispatı mümkündür. Davacı dava dilekçesinde her türlü delile dayandığını bildirmiş olduğuna göre, diğer delillerle davanın ispatının mümkün olmadığı hallerde, davacıya iddiasını ispat için yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken bu hakkı hatırlatılmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenlerle bozulmasına sebep olacağı-
Tasfiyeye konu malların edinildiği tarih itibariyle eşler arasında geçerli olan mal ortaklığı rejiminin, o tarihte yürürlükte bulunan 743 sayılı TMK.nun uyarınca tasfiyesine karar verileceği-
Kocanın 743 sayılı MK.nun 152. maddesi hükmü uyarınca aileyi geçindirme yükümlülüğünün ve tarafların sosyal konumları ve statüleri gereği kişisel giderlerinin ayrı ayrı hesaplanmasının, her birinin toplam gelirlerinden ayrı ayrı düşürülmesinin ve tasarruf edebilecekleri miktarlarının bulunmasının, toplam tasarruf miktarı karşısında davacının katkı oranın saptanmasının ve dava konusu taşınmazların dava tarihi itibariyle belirlenen sürüm (gerçek) değerleriyle çarpılarak katkı payı alacağı miktarının saptanmasının gerekeceği-