01.01.2002 tarihinden sonra edinilen malların edinilmiş mal sayılacağı (TMK. mad. 219)- TMK. mad. 222/2-3 uyarınca, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen malların onların paylı mülkiyetinde sayılacağı, bir eşin bütün mallarının aksi ispat edinilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edileceği- Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dava dilekçesiyle cevap dilekçesinin kapsamları gözetilip gerekli araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mal aynlığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmazlar için 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması (743 s. MK. mad. 5; BK. mad. 125) ve katkı payı alacağına ilişkin olarak dava ve ıslah tarihi itibariyle davanın süresinde açıldığının kabulü ile katkı payı alacağına hükmedilmesi; satın alınması edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 01.01.2002 tarihinden sonra olan taşınmazda katılma alacağına ilişkin olarak ise; davacı katılma alacağına ilişkin isteğini ıslah dilekçesiyle talep etmiş olup bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinden (TMK. mad. 178) ve davalı taraf ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı def’ini ileri sürdüğüne ve boşanma davasının kesinleştiği tarihten ıslah tarihine kadar zamanaşımı süresi dolduğuna göre, davanın katılma alacağına ilişkin bölümünün reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçilmemiş ise, evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar “mal ayrılığı”, bu tarihten boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal “edinilmiş mallara katılma” rejiminin geçerli olacağı-
Dava, katılma alacağı isteğine ilişkin bulunduğuna göre, davalının edinilmiş malının değerinden varsa bu mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin yarısı katılma alacağı olarak hesaplanarak hüküm kurulmasının gerekeceği- Kişisel malın satım bedelinin tapu senedinde gösterilenden fazla olduğu iddiasının diğer eş tarafından açılan katılma alacağı davasında her türlü delil ile kanıtlanmasının mümkün olduğu-
Katılma alacağı davalarında faize karar tarihinden geçerli olarak hükmedilmesi gerekeceği-
Davanın; mal ayrılığı rejimi döneminde kooperatif üyeliği yoluyla edinilen bağımsız bölüm yönünden 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca katkı payı alacağı, diğer taşınmazlar ve otomobil yönünden ise katılma alacağı davası niteliğinde olduğu-
Dinlenen tanıkların yeniden dinlenmek suretiyle; davacının dava dilekçesinde bahsettiği olayların açıklığa kavuşturulması, gerekirse konularına göre dinlenecek uzman kişilerin bilgilerine başvurulması, kendilerinden rapor alınması durumun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK.nun 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılığın giderilmesi gerekeceği-
Mahkemece davanın niteliği gereği davacının taahhütnamede yazılı miktarın katkı sağladığı miktar olarak kabulü gerekirken bu miktarın cezai şartı olarak taahhütnamede yazılı miktarın dikkate alınarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı, ayrıca, dava dilekçesinde iki parça taşınmaz için talepte bulunulduğu ancak katkı olarak kullanıldığı iddia edilen miktarın ne kadarı ile hangi taşınmaza katkıda bulunulduğunun açıklanmadığı, mahkemece de bu doğrultuda bir açıklama istenmediği, bu hususun davacı tarafa açıklattırılmasının gerektiği, davacı tarafından bu miktar ile ilgili açıklama yapılmaması, bu konuda sonuca ulaşılamaması veya açıklığa kavuşturulamaması halinde her iki taşınmazın alımında eşit olarak kullanılarak katkı sağlandığının kabul edilmesinin, bu şekilde katkı payı oranının ve alacağının hesaplanmasının gerektiği-
Mal rejiminden kaynaklanan istekler boşanmanın eki niteliğinde istekler olmadığından anlaşma ya da protokol, mal rejimlerini de kapsıyor ise bu taktirde taşınır ve taşınmaz mal niteliğinde bulunan katkı payı ya da artık değere konu olan bu tür eşyaların açık bir biçimde tek tek, bentler halinde protokolde yer alması gerekeceği, protokolde yer alan "mal talepleri yoktur" ibaresinin, tüm taşınır ve taşınmaz malları kapsamayacağı-
Boşanma dosyası içeriğindeki protokol ve beyanlarla, tarafların aralarındaki mal rejimini tasfiye edemeyecekleri-