Ticari plaka ve araç ile taşınmazın edinme tarihinde gerek davacı gerekse de davalının yurt dışında gelir getiren bir işte çalıştığı, ancak davacı ve davalının çalışmasının süresi ve niteliği tam olarak belirlenmemekle birlikte elde ettiği gelirin dava konusu malların edinilmesinde kullanıldığı saptandığından; dava konusu malların edinilmesinde davacının katkısının bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimsenin iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu, bir eşin bütün mallarının, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edileceği-
Uyuşmazlık 743 sayılı TKM'nun 170.maddesine dayalı, bina inşasına yapılan katkıdan kaynaklanan katkı payı alacağı isteğine ilişkin olduğundan aile mahkemesinde görülmesinin gerekeceği-
Edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkin davalarda, eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerinden tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak katılma alacağının belirleneceği-
Değer artış payı alacağının hesabı için; ziynet eşyalarının cins ve miktarı, verildiği tarihteki değeri ile işyerinin bu tarihteki aylık kiralama sürüm değerinin ayrı ayrı saptanarak davacının katkı yaptığı tarihteki kiralama sürüm değeri ile katkıda bulunduğu miktarın toplamı gözetilerek davacı kadının yaptığı katkının, toplam değer içindeki oranının bulunması, bu oranın tasfiye tarihindeki kiralama sürüm değeri ile çarpılarak çıkacak miktarın değer artış payı alacağı olacağı- Taşınmazın tasfiye anındaki sürüm değeri, tasfiye tarihi olarak eldeki davanın karar tarihine en yakın tarih olarak kabul edilerek değer artış payı hesaplanıp taşınmazın tasfiye anında belirlenecek değerinden düşürüldükten sonra kalan miktar ile davacının katılma alacağının saptanacağı-
Katılma alacağı hesabında tasfiye tarihi; boşanma veya mal rejiminin sona erdiği tarih olmayıp, tasfiye veya katılma alacağına yönelik açılmış bulunan davanın karar tarihi olduğundan mahkemece eldeki davanın karar tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra edinilen mallar bakımından çıkan uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceği-
Eşler arasında evliliğin yapıldığı 15.11.1988 tarihinde TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden 01.01.2002 tarihinde boşanma davasının açıldığı 23.06.2005 tarihine kadar yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, (TMK.m. 202, 4722 sayılı Kanun.m.10/1) eşler arasındaki mal rejiminin TMK.nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı 23.06.2005 tarihinde sona erdiği-
Davacı ile tarafların ortak miras bırakanı arasındaki mal rejimi ortak miras bırakanın 13.08.2006 tarihinde vefatıyla sona ermiş olup, (TMK'nun m.225/1) bu durumda eldeki dava BK'nun 125 (6098 sayılı BK.nun 146 m.) maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olacağı-
Mal rejimi davalarında muvazaa nedeniyle açılan davaların sonucunun beklenmesine de gerek bulunmadığı, muvazaa nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasının olumlu sonuçlanması halinde, davacının mal rejimi nedeniyle alacağı kararla hak ettiği alacağının tahsilini kolayca sağlayabileceği, bunun dışında mal rejimi davasına bir etkisinin olmayacağı, şayet muvazaa iddiasına dayanmayıp sadece tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde, mal rejiminden kaynaklanan alacak denilmiş olsaydı terditli istek kabul edilip birlikte görülmesinin mümkün olabileceği-