Trafik kazası sonucu oluşan araç hasar kaybı ile ikame araç bedelinin tahsili istemi-
Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararının, tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalma olduğu- Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değerin belirlenmesi gerektiği-  Davacının zararının, mahkeme kararının kesinleştiği tarihte oluşması halinde, mahkemece bu tarihin değerlendirme tarihi olarak esas alınması gerekeceği- "Arsa" niteliğindeki taşınmazın, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti ve emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanarak, taşınmazdan DOP payının düşülmesinin gerekip gerekmediğinin belirtilmesi suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiği-
1. HD. 09.02.2017 T. E: 2016/11086, K: 802-
Bankacılık işleminden kaynaklı tazminat istemi- Banka hesabından kendisine ait olmayan bir GSM numarasının faturasının ödenmiş olduğunu ileri sürerek yapılan haksız ödemelerin iadesi istemiyle açılan davada davalı-banka vekilinin dilekçesinde belirttiği deliller toplanmaksızın, davalı bankanın genel müdürlüğüne müzekkere yazılarak gerekli belge ve kayıtlar dosyaya kazandırılmaksızın, bilirkişiye kayıtları yerinde inceleme yetkisi tanınmaksızın ve eksik incelemeye dayalı düzenlenen rapora dayalı karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İncelemesiz patent hükümsüzlüğüne ilişkin birleşen davada, mahkemece alınan ilk bilirkişi raporunda dava konusu patentin yeni olmadığı, ikinci bilirkişi raporunda ise anılan patentin yeni olduğu hususunda görüş belirtildiğinden her iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi için içlerinde patent uzmanının da bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınması gerektiği-
Fazla çalışma yaptığını, genel tatil ve hafta tatillerinde çalıştığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu- Ücret bordrolarına ilişkin kuralların burada da geçerli olduğu- İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olduğu- Bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili alacaklarının ödendiğinin varsayılacağı- İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili çalışması olup olmadığının araştırılması gerektiği-
Davacı tarafça itiraza uğramayan bilirkişi raporu, itiraz eden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan mahkemece bu rapordaki miktara göre karar verilmesi gerektiği- Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacının muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ile sürekli işgücü kaybı zararının hesaplanması gerektiği-
Davacı davalıların dava dışı bir kişi adına olan aboneliğin borcu için ödeme yapmadıklarını ileri sürerek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ancak mahkeme hükme esas bilirkişi bilirkişi raporunu uzman biri yerine bir avukata hazırlatmış daha sonra elektrikçiye hazırlatılan rapor da itiraza uğramıştır çünkü mahkemece hükme esas alınan rapor yalnızca dosyadaki borç listesi esas alınarak hesaplanmıştır bu sebeple bilirkişi raporu uyuşmazlığı çözecek nitelikte değildir mahkemece önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan itirazları karşılayacak, bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri giderecek, davacının dava tarihi itibari ile davalılardan talep edilebileceği bedeli aydınlatacak şekilde rapor hazırlamaları sağlanarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, çelişkili ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Taraflar arasındaki alacak davasında hükme esas alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden, bedelin hesaplattırılması ve fatura borcunun belirlenmesi suretiyle, denetime elverişli bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; mahkemece karar verilmiş olmasının bozmayı gerektirdiği-