Taşınmazın, kat mülkiyeti kütüğünde “bağımsız bölüm” olarak konut vasfıyla kayıtlı olduğu, tarafların altı yıldır ve halen bu konutta oturdukları, mernis ve muhtarlık kayıtlarında konutun tarafların ikametgahları olarak göründüğü, o halde taşınmazın “aile konutu” olduğunun kabulü gerekeceği-
Davacının, aile konutu olduğunu iddia ettiği taşınmaz üzerine davalı lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması isteğinin, ayni hakla ilgili olduğundan nispi harca tabi olduğu-
İpotek tesisine ilişkin işlemden önce, taşınmazın tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh yok ise ipoteğe ilişkin kazanımın iyi niyetli ise korunacağı-
Aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir talebin ayni hakla ilgili olup değer ölçüsüne göre (nispi) harca tabi olduğu- Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe yargılamaya devam edilmemesi gerekeceği-
İpotek tesis edildiği tarihte, tapu kütüğünde aile konutu şerhi bulunmuyorsa, lehine ipotek tesis edilen davalının kazanımının iyiniyetli olması halinde korunması gerekeceği-
Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunması gerekeceği- Muvafakatnamenin, banka yetkilisinin el ve işbirliğiyle sahte olarak düzenlendiği veya banka yetkilisinin bilgisi dahilinde ilgilisine ait olmayan imza kullanıldığı ispatlanmadıkça, muvafakati aramakla, bankanın gerekli özeni göstermiş sayılacağı-
Davacının, aile konutu üzerinde davalılar lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş olduğu davada, ipotek değeri üzerinden nispi peşin harç noksanlığının Harçlar Kanununun 30-32. maddeleri gereğince tamamlattırılması, harç tamamlandığı takdirde işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 194. maddesinden kaynaklanan davanın, evlilik birliği devam ettiği sürece ileri sürülmesi mümkün olup; kanunda zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi tutulmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı-
Tapu kayıt maliki olması ve tasarrufu yapan kişi sıfatıyla verilecek karar hukukunu etkileyeceğinden; davacının eşinin de davaya dahil edilmesi için davacıya süre verilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanmasından sonra tarafların delillerinin toplanıp değerlendirilmesi gerekeceği-
Tarafların boşanmaları yönünde verilen karar henüz kesinleşmediğiden, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin aile konutuna sağladığı korumanın hukuki varlığını ve korumanın gerekliliğini devam ettirdiği, bu bakımdan kocanın bu talebinin esasının incelenmesi, şartlarının varlığı halinde bu hususta bir karar verilmesi gerekeceği-