Paylı mülkiyet rejimine tabi taşınmazlarda her paydaşın paylı malın bütününü tek başına kullanma ve onun ürününü kullanma hakkı olduğu, mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının temliken tescil isteminde bulunduğu alana karşılık gelen pay oranının hesaplattırılması, bu payın davalıların payından düşülerek davacı adına tescil edilmesi gerekeceği-
Temliken tescil isteme hakkının ancak yapı yapıldığı sıradaki taşınmazın maliki veya onun mirasçıları olan kişiye karşı açılacak davada ileri sürülebilecek bir kişisel hak olduğu, arazi mülkiyetinin başkasına geçmesi halinde malzeme sahibinin yeni malike karşı tescil talebinde bulunamayacağı gibi inşaat sebebiyle masraf dahi isteyemeyeceği-
Hisseli tapularda veya imar uygulaması sonucunda hisseli hale gelen tapu kayıtlarında büyük payın sahibi olmanın, davacıya küçük hisselerin adına tescilini istemek hakkını vermeyeceği gibi, "temel" Medeni Kanununun 724 ve 725. maddelerinde ifadesini bulan bina kavramı ile aynı anlamı ifade etmeyeceği-
Davalı ve davacının dava konusu taşınmazın davacı arsa sahipleri adına kayıtlı olduğunu bilerek dava dışı yüklenicinin şahsi hakkını temellük edip üzerindeki binayı yaptığından iyiniyet iddiasında bulunamayacakları, temliken tescil davasının reddine karar verileceği-
E.tmanın yanı sıra kal isteminin de söz konusu olduğu hallerde, tüm müşterek maliklerin birlikte dava açmaları gerekli olup; birleştirilen davada davacı, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş olup, verilecek karar tapuda malik olarak yer alan tüm paydaşların hukuki durumunu etkileyeceğinden, davada yer almalarının gerekeceği-
Temliken tescil davalarında davanın kabulü için aranan en önemli unsurun malzeme malikinin iyi inançlı olması olduğu ve çapa bağlı taşınmazlarda iyiniyet iddiasında bulunulamayacağından, tutanağın beyanlar hanesindeki muhtesat şerhi iptal edilmeden davalı ve davacının iyiniyet iddiasını ileri süremeyeceği-
Taşınmazın çapa bağlanmasından sonra yapılan yapı ve dikilen ağaçlar nedeniyle malzeme sahibinin iyi niyetli olarak kabul edilemeyeceği, ‘motor evi’nin sürekli yapı niteliğinde olmadığından buna dayanarak tescil istenemeyeceği, dikilen ağaçlar için ise ağaçların, arazi maliki için taşıdığı en az değerle sınırlı olmak kaydıyla, tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanunu’nun 724. maddesi hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşulun iyiniyet olduğu, bazı ahlaki nedenlerle kendisine ait taşınmaz üzerine oğlunun bina yaparak kullanmasına itiraz etmeyen davalının uzun süre suskun kalmasının ona taşınmaz üzerine yapı yapmak ve ileride taşınmaz mülkiyetini geçirmek üzere rıza gösterdiği anlamına gelmeyeceği-
Temliken tescil davalarında davanın kabul edilebilmesi için malzeme sahibinin iyiniyetli olması ve yapıyı yapanın (malzeme malikinin) taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesi gerekeceği-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanılması, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği-Taşınmazın kullanma biçiminin tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmesi, fiili bir kullanma biçiminin oluşması ve uzun süre paydaşların bu durumu benimsemeleri halinde kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen )bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunmasınnı, `akde vefa` kuralının yanında Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereği olduğu-