E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil, yıkım-
Yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olmasının gerekli olduğu, mahkemece yapılması gereken işin; inceleme ve araştırma yaparak çekişmenin esası hakkında bir hüküm kurmak olmasının gerektiği-
El birliği mülkiyetine tabi taşınmazda ortaklardan birinin verdiği muvafakatin diğer ortaklar bakımından bağlayıcılık taşımayacağı ve davalının iyiniyetli sayılmasına yeterli olmayacağı, temliken tescil istemine ilişkin davanın iyiniyet koşulu sağlanmadığından, reddi gerekeceği-
Kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplerle itiraz edilemeyeceği-
Paylı mülkiyette paydaşların tamamı tüm taşınmaz üzerinde hak sahibi olduğundan paydaşlardan birinin rızasıyla bina yapan kişinin iyi niyet iddiasında bulunamayacağı-
TMK.’ nun 725. maddesinde öngörülen taşkın inşaat, gerekse 724. maddesinde öngörülen haksız inşaat nedeniyle ikame olunan temliken tescil davalarının kabul edilebilmesi için en önde gelen koşulun iyi niyet unsuru olduğu, Şayet haksız yapılanmada kişi iyi niyetli değil ise, diğer koşulların araştırılmasına gerek olmayacağı-
Temliken tescil talep edebilmek için iki koşulun gerçekleşmesi gerektiği; objektif koşul olarak nitelenen birincisinin bina değerinin arsa değerinden fazla olması sübjektif koşul olarak nitelenen ikincisinin ise, bina sahibinin bunu inşa ettiği sırada iyi niyetli olması olduğu-
Kural olarak çaplı taşınmazlarda iyi niyet iddiasının dinlenmeyeceği-
Tapulu taşınmazlar için iyi niyet iddiası kabul edilemeyeceğinden başkasının tapulu arazisine inşaat yapanın tapu iptali ve tescil talebinin reddinin gerekeceği-
Ecrimisil davaları taşınmazın aynına ilişkin davalardan olmadığından bu davalarda HUMK’nun 13. maddesindeki kesin yetki kuralının uygulanmayacağı, genel yetki kuralları uyarınca davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği gibi, HUMK’nun 21. maddesine göre haksız işgalin vuku bulduğu yer mahkemesinde de davanın açılabileceği–