Tebliğ memurunca muhatabın adreste bulunmama sebebi, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceği ve dolayısıyla Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat yapılması koşullarının bulunup bulunmadığı tespit edilmeden, anılan maddeye göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Evrakın muhtarlığa bırakıldığı hususunun haber verildiği komşusunun isminin tespit edilmemiş olmasının Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği'ne uygun olmadığı- Mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Muhatabın adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığının, adreste bulunmama sebebinin ve tevziat saatlerinden sonra tebligat adresine dönüp dönmeyeceğinin sorularak tespit edilmediği, haber bırakılan komşunun imzasının alınmadığı, imzadan imtina edilmiş ise bu durumun da tevsik edilmediği görüldüğünden, tebliğ işleminin usulsüz olduğu- İİK. mad. 127 gereğince, taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ mazbatasında muhatabın adreste bulunmama sebebinin sorulduğu komşusunun imzası ya da imzadan kaçınıldığına dair bir beyan yer almadığından, Tebligat Kanunu'nun 21. ve Yönetmeliğin 30. maddeleri uyarınca yapılan tebligatların usulsüz olduğu- Tebligat yapılan adresin adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri (MERNİS) adresi olmadığı anlaşıldığı gibi, tebliğ mazbatasında da adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri (MERNİS) adresi olduğu yazılmadığından, bu tebligatların Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi hükmüne uygun olduğunun da söylenemeyeceği- Mahkemece, dava dilekçesi ve duruşma gününün davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilerek karar verilmesi gerekirken, adı geçen davalı tarafın yokluğunda dava görülerek hüküm tesisinin adil yargılanma hakkının ihlâli niteliğinde olduğu ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağı-
Gerçek kişilere Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için ilgilinin adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve ayrıca muhataba bu adreste daha önce usulüne uygun bir tebligatın da yapılmış olması gerektiği-Tebligat mazbatasında, muhatabın bulunup bulunmadığı belirtilmeden "Muhatap ile birlikte aynı konutta beraber ve sürekli oturan yetkili ....'a tebliğ edilmiştir" şerhi ile yapılan tebligatın usulsüz olduğu- İİK. mad. 127 gereğince, satış ilanının borçluya tebliği zorunlu olup, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Borçlunun bilinen adresine, daha önceden çıkarılmış ve tebliğ edilemeden iade edilmiş bir tebligat olmadığından, söz konusu adres mernis adresi de olsa doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre işlem yapılamayacağı-
Satış ilanının borçluya, alacaklıya ve tapudaki ilgililere tebliğ edilmemesi ya da usulsüz tebliği ihalenin feshi nedeni olduğu- Şikayetçi taşınmaz hissedarına satış ilanı tebliğ edilmediği gibi şikayetçi borçluya TK'nun 21/2'ye uygun meşruhat içermeyen tebligat gönderildiğinden ihalenin feshi isteminin kabul gerektiği-
Tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmediğinden, tebliğ işleminin Tebligat Kanun'unun 21/2. maddesinde belirtilen usule uygun olduğunun düşünülemeyeceği- Tebligat parçasında tahkik beyanı alınan komşunun imzası ya da imzadan imtinaya ilişkin bir kayıt bulunmaması halinde, davalıya yapılan tebligat işleminin Tebligat Kanun'unun 21. maddesinde belirtilen usule uygun aykırı yapılmış olacağı- Tebligatın usulsüz olması halinde, davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmiş olacağı-
Borçlunun, bilinen adresine çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade döndüğü görüldüğünden, borçlunun bilinen adresine çıkarılan tebligat iade edildiğine göre, 7201 s. Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesindeki koşul oluşmuş olmakla borçlunun adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkarılması gerekeceği; mahkemece "borçlunun adres kayıt sisteminde adresi olup olmadığı" tespit edilerek, varsa, "T.K'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat çıkartılması için İİK'nun 17/2. maddesi gereğince icra müdürlüğüne talimat verilmesi" gerektiği-
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte, borçlunun adresine “Mernis Adresidir” ibaresi ile çıkarılan satış ilanı Tebligat memurunca TK.21/2. maddesine göre tebliğe çalışılmış ise de; tebliği çıkaran mercii tarafından tebliğ mazbatasına tebligatın TK'nun 21/2. maddesi uyarınca yapılacağına dair şerh yazılmadığından yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu (İİK. mad. 127)-
Taşınmaz satışlarından, satış ilanının bir suretinin borçluya usulünce tebliğ edilmemiş olmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Davacı adına taşınmaz satış ilanını içerir tebliğ evrakına, "muhatabın adresinin, adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olduğu" yazılmadığı halde, tebliğ memurunun kendiliğinden muhatabın adresinin adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olduğu belirtilmek suretiyle tebligat yapmasının Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine aykırı olduğu- Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi uyarınca yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için, "adreste bulunmama yönündeki beyanın kime ait olduğu" tebliğ belgesine yazılarak beyanda bulunanın imzasının alınması, beyanda bulunanın imzadan çekinmesi halinde de bunun tebliğ memuru tarafından şerh ve imzası ile tasdik edildikten sonra; tebliğ evrakının imza karşılığı muhtara teslimi ile 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması işlemlerinin tamamlanması gerekmekte olup, muhatabın gösterilen adreste geçici ve kısa süreli bulunmama sebebinin kimden soruşturulduğu konusunda bir belirleme bulunmadığından, yapılan tebliğin Tebligat Kanunu’nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddelerine göre de usulsüz olduğu-