Muhdesat tespiti davasında tespit edilen eksikliklerin tamamlanması için davacıya kesin süre verilmesi konusunda verilmiş tensip ara kararı bulunmadığı gibi davacının dava dilekçesinde belirtilen adresi yerine mernis adresine çıkarılan kesin süreye ilişkin uyarılı tebligatın Tebligat Yasası'nın 21. maddesi uyarınca mahalle muhtarına tebliğ edildiği anlaşıldığından, usulüne uygun şekilde verilecek ara kararı ile davacının dava dilekçesinde gösterdiği adresine uyarılı tebligat yapıldıktan sonra takip eden usuli işlemlerin yapılması gerektiği-
Davalılar adına çıkartılan gıyabi hükmün tebliğine zaptına ilişkin tebligatın muhatabın nerede olabileceğine dair yapılması gereken araştırmalar yapılmaksızın ve ilk kez doğrudan tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi kapsamında yapıldığı, gerekçeli kararın tebliğ işleminin yöntemince yerine getirilmediği- Dava dilekçesi ve duruşma günü, davalılardan birine yöntemince tebliğ edilmeksizin savunma hakkı verilmemek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlu şirketin ticaret sicilindeki adresine, Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesine göre ödeme emrinin tebliğ edildiği, ancak haber bırakılan komşunun ad ve soyadının okunaklı yazılmadığı, bu hali ile tebligatın, denetime elverişli olmadığından usulsüz olduğu- Şikayete konu tebliğ evrakında, evrakın teslim edildiği muhtarın imzasının da bulunmadığı görüldüğünden, tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı-
Ödeme emrinin borçluya, Tebligat Kanunu. mad. 21/1 gereğince usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği-
Ödeme emri tebliğ evrakı üzerine, tebligatı çıkaran mercii tarafından, T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup, dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının, usulsüz olduğu, tebligat mazbatasında, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği usulünce tespit ve tevsik edilmediğinden, aynı Kanunun 21/1. maddesine uygun olarak yapılmış bir tebligatın da söz konusu olmadığı-
Kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada, davalıların T.C. kimlik numaralarından mernise kayıtlı adresleri araştırılarak buradaki adreslerine tebligat yapılması, mernis adresleri bulunamadığı takdirde adres araştırması yapılarak adres tespiti yoluna gidilmesi gerektiği- Davalılar arasında ölü kişi bulunması halinde de; Kamulaştırma Kanununun 14/5. maddesi uyarınca, mirasçılarının davaya dahil edilmesi ile öncelikle taraf teşkili sağlanıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Ödeme süresi ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlayacak olup, davalı kiracıya davaya dayanak ihtarnamenin tebliği usulüne uygun yapılmadığından otuz günlük ödeme süresinin de başlamayacağı, bu durumda temerrüt olgusunun gerçekleşmemesi nedeniyle tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesine göre tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesinin zorunlu olduğu- Tebligatta "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair meşruhat bulunmadığından tebliğ işleminin TK.'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddesine göre yapılması gerekirken dağıtıcının kendiliğinden TK.'nun 21/2.maddesine göre işlem yapmasının kanuna aykırı olduğu- Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Davalının Türkiye'de yerleşim yeri adresi olmadığı, UYAP üzerinden yapılan sorgulamada, davalının mernis adresinin STADTALLENDORF/ALMANYA FEDERAL CUMHURİYETİ olduğu anlaşıldığından mahkemece, davalıya usulüne uygun yurtdışı tebligat yapılması gerekirken mernis adresi olmayan eski adrese Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebligat yapılması suretiyle davalının yokluğunda yargılama yapılarak 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesine aykırı şekilde hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmesi doğru olmayıp bu sebeple hükmün bozulması gerektiği-
Davalının başka bir adreste ikamet etiği belirtilmiş ise de; davacı tarafından dava açılmadan önce noterde düzenlenen ve çekişme konusu taşınmazın bulunduğu adreste davalıya gönderilen ihtarnamenin Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, eldeki davaya ilişkin dava dilekçesinin de bağımsız bölüme ait adreste bizzat davalıya tebliğ edildiği, dosya içerisinde bulunan vekaletnamede davalının aynı adresi gösterdiği, elektronik ortamda Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan sorguda da aynı adresin davalıya ait olduğu görülmekte olup, tebliğin usülüne uygun yapıldığı-