Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesi uyarınca tebligat yapılabilmesi için öncelikle adresin muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olmasının gerekeceği, adrese dayalı kayıt sistemi ise gerçek kişiler için olup, tüzel kişilerin bu sisteme dahil olmadığı, bu nedenle tüzel kişilere anılan madde uyarınca tebligat yapılamayacağı, tüzel kişiler yönünden resmi kayıtlardaki adresleri esas alınacağı ve bu adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ dönmesi üzerine aynı adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4.maddesine göre tebligat yapılacağı, bu durumda borçlu şirkete 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Tebligat Kanununun 35. maddesinin uygulanabilmesi için, ilgilinin adresini değiştirmesi, yeni adresini bildirmemesi ve en önemlisi adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin tespit edilememesi gerektiği, Davalı arsa sahibi V. B. ile davalı yüklenici N.D.'ın adres kayıt sisteminde kayıtlı adresleri olmasına rağmen başka adreslere, Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca dava dilekçesi, duruşma günü, karar vd tebliğ edildiği, ancak davalılar V. B. ve N. D.'ın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adreslerine usulüne uygun tebligat yapılması gerekirken yerleşim yeri adresi olmayan adreslere Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılması yasaya aykırı olup usulüne uygun olarak tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirdiği-
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; tebliğin, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, o halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihe göre, tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yön. mad. 16/2 kapsamında bir şerh verilmediği için tebligatın Teb. K. mad. 21/1 ve Tebligat Yön. mad. 30 uyarınca yapılması gerekirken dağıtıcının kendiliğinden Teb. K.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ yapmasının kanuna aykırı olduğu, İİK. mad. 127 gereğince taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olacağı-
Şikayetçiler adına gönderilen satış ilanı tebligat zarfları üzerine "mernis adresi" olduğu yazılarak, satış ilanının tebliğe çıkarıldığı ve posta memuru tarafından Teb. K. mad. 21/2. gereğince, şikayetçilere tebliğ işleminin yapıldığı, bu durumda, satış ilanı tebliğ evrakı üzerinde; tebligatı çıkaran mercii tarafından Teb. K. mad. 23/1-8. ve Yön. mad. 16/2 kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden Teb. K. mad. 21/2 uyarınca yapmış olmasının usulsüz olduğu, o halde, satış ilanının şikayetçilere usulüne uygun tebliğ edilmemiş olması İİK. mad. 127 gereğince başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğundan, mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu- Davalının adreste olup olmadığı tebliğ evrakına şerh düşülmeksizin yapılan tebligatın Teb. K.'nun 17. maddesine aykırı olduğu- Davalı şirket yetkililerinin adreste olup olmadığı tebliğ evrakına şerh düşülmeksizin işçilerine yapılan tebligatın, Teb. K.'nun 12-13. maddelerine aykırı olduğu- Davalıya gönderilen temyiz dilekçesinin bila tebliğ dönmesi üzerine, aynı adrese, Teb. K. mad. 35'e göre tebligat yapılmışsa da, davalının mernis adresinin olup olmadığı hususunun araştırıldığına dair dosyada herhangi bir kayıt olmadığı anlaşılığından, bu hususub araştırılarak şayet varsa, temyiz dilekçesinin çıkarılacak tebligata Teb. K.'nun 21/2. maddesine göre yapılması gerektiği yönünde bir şerh yazılarak tebliğ edilmesinin sağlanması gerektiği-
Muhdesat tespiti davasında tespit edilen eksikliklerin tamamlanması için davacıya kesin süre verilmesi konusunda verilmiş tensip ara kararı bulunmadığı gibi davacının dava dilekçesinde belirtilen adresi yerine mernis adresine çıkarılan kesin süreye ilişkin uyarılı tebligatın Tebligat Yasası'nın 21. maddesi uyarınca mahalle muhtarına tebliğ edildiği anlaşıldığından, usulüne uygun şekilde verilecek ara kararı ile davacının dava dilekçesinde gösterdiği adresine uyarılı tebligat yapıldıktan sonra takip eden usuli işlemlerin yapılması gerektiği-
Davalılar adına çıkartılan gıyabi hükmün tebliğine zaptına ilişkin tebligatın muhatabın nerede olabileceğine dair yapılması gereken araştırmalar yapılmaksızın ve ilk kez doğrudan tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi kapsamında yapıldığı, gerekçeli kararın tebliğ işleminin yöntemince yerine getirilmediği- Dava dilekçesi ve duruşma günü, davalılardan birine yöntemince tebliğ edilmeksizin savunma hakkı verilmemek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlu şirketin ticaret sicilindeki adresine, Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesine göre ödeme emrinin tebliğ edildiği, ancak haber bırakılan komşunun ad ve soyadının okunaklı yazılmadığı, bu hali ile tebligatın, denetime elverişli olmadığından usulsüz olduğu- Şikayete konu tebliğ evrakında, evrakın teslim edildiği muhtarın imzasının da bulunmadığı görüldüğünden, tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı-