Gerçek kişiler yönünden, Teb. K. mad. 35 uyarınca, tebligat yapılabilmesi için, borçlunun adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve ayrıca daha önce kendisine veya adresine Kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması gerektiği- Şikayetçi ipotek borçlusuna gönderilen satış ilanı tebligatının, daha önce icra emri ve kıymet takdiri tebligatı gönderilen hem eski mernis adresi hem de ipotek resmi senedi adresi ve şikayetçinin bilinen en son adresi olan olan adresine tebliğ edildiği, bila tebliğ iade edilmesi sonrasında icra müdürlüğünce yapılan araştırmada şikayetçinin adres kayıt sisteminde adres kaydı olmadığından, aynı adrese TK 35. maddesine göre satış ilanı tebliğ edildiği görülmekte olup; dosyada borçlunun eski yerleşim yeri adresi ve bunun haricinde bir beyanında son adresi içerir adres bilgilerinin bildirildiği, bu durumda şikayetçinin satış ilanı tebliğ tarihinde adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı yerleşim yeri adresi olmadığı bu hali ile TK.nun 35. maddesi uyarınca yapılan satış ilanı tebligatının usulüne uygun olduğu ve ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
gerekçeli karar davacı vekiline tebliğe çıkarılmış ve davacı vekilinin adresinin kapalı olduğu, komşusu M. K.'nun sözlü beyanından anlaşılarak, evrak Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre Mahalle Muhtarına teslim edilerek, 2 nolu haber kağıdı davacı vekilinin kapısına 13.03.2015 günü yapıştırılmak suretiyle tebliğ işlemi yapılmış ise de, davacı vekilinin adresinin kapalı olduğunu beyan eden komşusu M. K.'nun imzası alınmadığından ve imzadan imtina ettiği de belirtilmediğinden yapılan bu tebliğ işlemi geçerli olmadığı - Davacı vekilinin faksla mazeret isteminde bulunması normal karşılanması gerektiği gibi, faksta ıslak imzanın da olmaması tabii olduğu, öte yandan faks içeriğine uygun davacı mazeretinin de bulunduğu, o halde, mahkemece, davacı mazereti kabul edilmek suretiyle, davalı vekilinin aynı gün saat 15:00'te duruşmaya katılabilecek olması halinde aynı gün saat 15:00 itibariyle yargılamaya devam edilmesi, aksi halde yeni bir duruşma gün ve saati belirlenmek suretiyle, o gün ve saatten itibaren yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tebliğ çıkaran merciice tebligat yönetmeliğinin 16/2 maddesine uygun kayıt düşülmemiş olması ve beyanda bulunan komşunun ad ve soyadının yazılmamış olması halinde satış ilamı tebligatının usulsüz olacağı-
Borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin tevziat saatlerinde kapalı olması veya hazır bulunanlar tarafından tebligatın alınmasından kaçınılması halinde, bu adrese tebligat kanunu mad.21’e göre tebligat yapılması gerekeceği-
Tebliğ memurunun 103 davetiyesinin tebliğ işleminde “muhatabın adreste bulunmama sebebini borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat (dağıtım) saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini” belgelendirmesi gerekeceği; bunu yapmadan “dışarıda” şeklindeki tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/I ve Tebligat Yönetmeliği’nin 35. maddesine aykırı olacağı-
Tebliğ belgesinde beyanı alınan komşunun isminin tesbit edilmediği, bilgisine başvurulan komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilginin bulunmadığı, bu durumda borçlulara çıkartılan meşruhatlı davetiyeler Tebligat Kanunu'nun 21/1-2 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddelerine aykırı olmakla usulsüz olduğu- Borçlulara çıkartılan meşruhatlı davetiyeler usulsüz olduğundan, yöntemine uygun şekilde tebliğinin sağlanması gerektiği-
Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Cezaevinde hükümlü olduğu anlaşılan borçluya, İİK. mad. 54/1 uyarınca, bir temsilci tayin etmesi için süre verilerek sonucuna göre satış ilanı tebliğ edilmek suretiyle takibe devam edilmesi gerekirken, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu-
Taşınmaz satışlarında, borçluya borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Tebligatın, muhatabın bilinen en son adresine yapılacağı; bu adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanının ,muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgelerin esas alınacağı- Bilinen en son adrese gönderilen tebligatın iade edilmesi halinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebligat yapılması gerekeceği-
"Gecikmiş itiraz" başvurusunda bulunabilmek için, her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekeceği- Komşudan, "muhatabın nerede olduğu, tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği" sorularak tevsik edilmediğinden, tebligatın bu hali ile, Tebligat Kanununun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüz olduğu- Mahkemeye yapılan başvurda "gecikmiş itiraz"dan bahse bile, HMK. mad. 33 uyarınca, hakimin yapılan başvurunun, Teb. K. mad. 32'ye dayalı usulsüz tebligat şikayeti olduğunun kabulü gerekeceği-
TBK. mad. 315/2 uyarınca temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkin davanın reddine karar verilmişse de, tebliğ adresinin dava dilekçesi ve kira sözleşmesinde belirtilen adres olduğu, komşunun belirtilen adreste olduğu ve davalı borçlunun komşusu durumunda olduğu hususunda tereddüt bulunmamakta olup, emniyet birimlerince düzenlenen tutanakla “Komşu ...  davalı-borçluyu tanımadığı” şeklindeki beyanın tebligatın usulsüzlüğüne delil olamayacağı- Herkesin komşusunu tanıması zorunluluğu olmadığı gibi, Tebligat Kanununun 21. maddesinde yasal olarak tanıma zorunluluğunun da getirilmemiş olduğu-