Ödeme emrinin borçluya, Tebligat Kanunu. mad. 21/1 gereğince usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği-
Ödeme emri tebliğ evrakı üzerine, tebligatı çıkaran mercii tarafından, T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup, dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının, usulsüz olduğu, tebligat mazbatasında, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği usulünce tespit ve tevsik edilmediğinden, aynı Kanunun 21/1. maddesine uygun olarak yapılmış bir tebligatın da söz konusu olmadığı-
Kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada, davalıların T.C. kimlik numaralarından mernise kayıtlı adresleri araştırılarak buradaki adreslerine tebligat yapılması, mernis adresleri bulunamadığı takdirde adres araştırması yapılarak adres tespiti yoluna gidilmesi gerektiği- Davalılar arasında ölü kişi bulunması halinde de; Kamulaştırma Kanununun 14/5. maddesi uyarınca, mirasçılarının davaya dahil edilmesi ile öncelikle taraf teşkili sağlanıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Ödeme süresi ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlayacak olup, davalı kiracıya davaya dayanak ihtarnamenin tebliği usulüne uygun yapılmadığından otuz günlük ödeme süresinin de başlamayacağı, bu durumda temerrüt olgusunun gerçekleşmemesi nedeniyle tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesine göre tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesinin zorunlu olduğu- Tebligatta "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair meşruhat bulunmadığından tebliğ işleminin TK.'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddesine göre yapılması gerekirken dağıtıcının kendiliğinden TK.'nun 21/2.maddesine göre işlem yapmasının kanuna aykırı olduğu- Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Davalının Türkiye'de yerleşim yeri adresi olmadığı, UYAP üzerinden yapılan sorgulamada, davalının mernis adresinin STADTALLENDORF/ALMANYA FEDERAL CUMHURİYETİ olduğu anlaşıldığından mahkemece, davalıya usulüne uygun yurtdışı tebligat yapılması gerekirken mernis adresi olmayan eski adrese Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebligat yapılması suretiyle davalının yokluğunda yargılama yapılarak 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesine aykırı şekilde hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmesi doğru olmayıp bu sebeple hükmün bozulması gerektiği-
Davalının başka bir adreste ikamet etiği belirtilmiş ise de; davacı tarafından dava açılmadan önce noterde düzenlenen ve çekişme konusu taşınmazın bulunduğu adreste davalıya gönderilen ihtarnamenin Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, eldeki davaya ilişkin dava dilekçesinin de bağımsız bölüme ait adreste bizzat davalıya tebliğ edildiği, dosya içerisinde bulunan vekaletnamede davalının aynı adresi gösterdiği, elektronik ortamda Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan sorguda da aynı adresin davalıya ait olduğu görülmekte olup, tebliğin usülüne uygun yapıldığı-
Borçluya, İİK'nun 68/b maddesi uyarınca gönderilen hesap kat ihtarına bir itirazda bulunulmadığından hesap kat ihtarının kesinleştiği anlaşılmış olup, süresi içinde itiraz edilmeyen hesap kat ihtarının, İİK'nun 68. maddesinde belirtilen belgelerden sayılacağı-
Şikayete konu satış ilanı tebliğ evrakı üzerine; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından, TK'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden satış ilanı tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının, yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu- Satış ilanı tebligatının bir an için usulüne uygun olduğu düşünülse dahi ihale tarihinden iki gün önce borçlu vekiline yapılan tebligatın makul ve yeterli sürede yapıldığından da söz edilemeyeceği-
Davacının, dava dilekçesinde davalının adresini bildirme yükümlülüğünü yerine getirdiği ve bu yönden dava dilekçesinde bir eksikliğin bulunmadığı- Dava dilekçesinin zorunlu unsurları arasında davalının T.C. kimlik numarası yer almadığı, davacının, dava dilekçesine, davalının T.C. kimlik numarasını yazma veya sonradan mahkemeye bildirme yükümlülüğü bulunmadığı gibi, bu hususun eksiklik sayılarak davacı tarafa tamamlanması için süre verilmesinin de yerinde olmayacağı- Mahkemece davalının açık adresi araştırılarak tespit edilmesi, gerekli araştırma yapılmasına rağmen adresinin tespit edilememesi halinde ise, Tebligat Kanunu'nun 21., 28. ve 35. maddeleri dikkate alınarak taraf teşkilinin sağlanması gerektiği- Davacıya, "davalının T.C. Kimlik numarası ve adres bilgilerini bildirmek üzere kesin süre verildiği halde bildirmediği" gerekçesi ile "HMK. mad. 119/b ve 2 gereği davanın açılmamış sayılmasına" karar verilemeyeceği-