Davacı "davalılar arasındaki muvazaalı devrin iptâli ile taşınmazın davalı adına tescilini" talep etmiş, daha sonra ıslah dilekçesi ile "davasını muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptâli davası"na dönüştürmüş olup, tasarrufun iptâli istemine ilişkin davalarda, "davacı alacağının, iptâl konusu tasarruftan önce doğmuş olması" dava ön koşulu olduğundan ve davacının alacağı dayanağı çekin keşide tarihi tasarruftan sonra olduğundan ve davacı tarafından borcun keşide tarihinden önce doğduğu iddia ve ispat da edilememiş olduğundan, davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davacı alacaklı tarafından "kendisine borçlu olan davalı ile diğer davalı üçüncü kişi arasındaki işlemin, danışıklı (muvazaalı) olduğu, kendisini alacağından yoksun bırakmak amacıyla yapılmış olduğu" ileri sürülerek BK. 18 (şimdi; TBK. mad. 19) dayanılarak iptâl davası açılabileceği, muvazaanın onlara karşı işlenmiş bir "haksız fiil" niteliğinde olduğu, bu davanın dinlenebilmesi için, davacı-alacaklının ayrıca "aciz belgesi"ne dayanmak zorunda olmadığı, davadan muvazaanın varlığının anlaşılması halinde, İİK. 283/I'e göre "iptâl ve tescil olmaksızın taşınmazın haciz ve satışının istenebileceğine" karar verilmesi gerekeceği–
Dosyada mevcut belgelerden borçlunun taşınmaz mallarına ve bankalarda mevduatına rastlanamaması ve borçluya ait çeşitli adreslerde yapılan hacizlerde borcunu karşılayacak taşınır malının bulunmadığının saptanması halinde, düzenlenen haciz tutanaklarının "geçici aciz belgesi" hükmünde sayılacağı–
Davacı-alacaklının dilerse BK. mad. 18e göre, dilerse İİK. mad. 277 vd. göre «muvazaa sebebiyle» iptâl davası açabileceği- HMK. mad. 33 'e göre, bir davada ileri sürülen maddi olgu ve bulgulara göre yasa maddelerini bulmak ve davanın hukukî nitelendirmesini yapmanın, hakimin doğrudan görevi olduğu–
Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz etmeyip, takip konusu borcu kabul edip, hakkındaki takibi kesinleştirip, üzerine haciz konması için taşınmazlarına ait tapu kaydı bilgilerini alacaklıya vermesinin, "davacı alacaklının alacağının tahsilini engellemek amacıyla yapılmış muvazaalı bir işlem" olması nedeniyle açılacak tasarrufun iptali davası sonucunda iptali gerekeceği-
İcra takibinin, takip tarihinde ölü olan kişiye karşı yapılmış olması halinde, usulüne uygun bir takip bulunmadığından, bu takibe dayalı olarak iptâl davası açılamayacağı–