Borçlunun ödeme emri tebliğ edilen adresine haciz işlemi için gidildiğinde bu adresten ayrıldığının, belirlenen yeni adreslerinde de bulunmadığının ve borçluya ait haczi kabil malına rastlanmadığının haciz tutanağı ile belirlenmiş olması halinde bu durumu belirleyen haciz tutanaklarının aciz vesikası niteliğinde kabul edilmesi gerekeceği; ancak borçluya miras yolu ile intikal eden taşınmaz ve araç bulunduğunun icra dosyasından anlaşılması halinde, bunların kıymetinin borca yeter olup olmadığı hususunun araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Aciz vesikasının davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi temyiz aşamasında hatta bozmadan sonra karar düzeltme aşamasında da alınıp ibraz edilebileceği-
Davacı-alacaklının takip dayanağı ilamdaki alacağından feragat etmiş olması halinde, tasarrufun iptali davasının –davacının, kesinleşmiş bir alacağının bulunmaması nedeniyle- reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasının görülmesi için Vakıflar Bankası’nın aciz belgesi sunma zorunluluğu bulunmadığı (5411 s. Bankacılık Kanunu mad. 13)-
İİK.nun 277 vd maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında, davalı üçüncü kişinin “borçlu ile alacaklı arasındaki icra takibinin muvazaalı olduğunu” ileri sürmesi halinde, mahkemece bu iddianın incelenmesi gerekeceği, çünkü iptal davasının dinlenebilirlik koşullarından birisinin de tasarrufta bulunan kişinin “borçlu” durumda olması, başka bir deyişle alacaklının gerçekten “alacaklı” sıfatını taşıması gerektiği-
Borcun ödenmiş olmasından dolayı davanın konusunun kalmadığının anlaşılması halinde, mahkemece yeniden değerlendirme yapılmak üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Açılan tasarrufun iptali davasında, mahkemece, davacının alacağının dayanağı olan çeklerden bir kısmının tasarruf tarihinden sonra keşide edilmeleri nedeniyle bu çeklere ilişkin davanın reddine karar verilmiş ise de, bankaya ibraz tarihleri gözetildiğinden çeklerin en geç bu tarihte keşide edildiği gözetilerek borcun tasarruf tarihinden önce doğması nedeniyle, davanın esasına girilerek bir karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı alacaklı tarafından ihtiyati haciz kararı alınmış ve daha sonra takibe geçilmiş ancak borçluya ödeme emri tebliğ edilmemiş ve icra dairesine ihtiyati haciz kararından feragat edildiği bildirilmiş olması halinde, kesinleşmiş bir takip bulunmadığından, iptal davasının ön koşul yokluğundan reddi gerekeceği-
Tasarrufun iptali, birleşen dava ise hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
Annesinin kefil olduğu senedi ödeyen kişinin, senedin asıl borçlusundan olan alacağının ödediği senedin düzenlenme tarihinde doğduğunun kabulü gerektiği- Davalıların kardeş olması halinde İİK. mad. 280/1-2 uyarınca aralarındaki tasarrufun iptali gerektiği-
Takibin kesinleşmesinin tasarrufun iptalinin görülebilmesinin zorunluluğu nedeni ile İtirazın iptali davalarının, tasarrufun iptali davaları için bekletici mesele olarak kabul edilmesi gerekeceği-