Açılan tasarrufun iptali davasında, mahkemece, davacının alacağının dayanağı olan çeklerden bir kısmının tasarruf tarihinden sonra keşide edilmeleri nedeniyle bu çeklere ilişkin davanın reddine karar verilmiş ise de, bankaya ibraz tarihleri gözetildiğinden çeklerin en geç bu tarihte keşide edildiği gözetilerek borcun tasarruf tarihinden önce doğması nedeniyle, davanın esasına girilerek bir karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı alacaklı tarafından ihtiyati haciz kararı alınmış ve daha sonra takibe geçilmiş ancak borçluya ödeme emri tebliğ edilmemiş ve icra dairesine ihtiyati haciz kararından feragat edildiği bildirilmiş olması halinde, kesinleşmiş bir takip bulunmadığından, iptal davasının ön koşul yokluğundan reddi gerekeceği-
Tasarrufun iptali, birleşen dava ise hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
Annesinin kefil olduğu senedi ödeyen kişinin, senedin asıl borçlusundan olan alacağının ödediği senedin düzenlenme tarihinde doğduğunun kabulü gerektiği- Davalıların kardeş olması halinde İİK. mad. 280/1-2 uyarınca aralarındaki tasarrufun iptali gerektiği-
Takibin kesinleşmesinin tasarrufun iptalinin görülebilmesinin zorunluluğu nedeni ile İtirazın iptali davalarının, tasarrufun iptali davaları için bekletici mesele olarak kabul edilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi halinde, davacı tarafından İİK. mad. 33a/2 uyarınca, yedi gün içinde dava açılmaması halinde geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceğinden, mahkemece tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ölüm ile kişinin taraf ehliyeti son bulacağı (TMK mad. 28/1) ve aksi sözleşmeden veya işin mahiyetinden anlaşılmadıkça vekilin ya da vekil edenin ölümü ile vekalet ilişkisinin de sonlanacağı (BK. mad. 397), davacılardan biri dava açılmadan önce vefat etmiş olup, davalıların bir kısmı da yargılama sırasında vefat etmiş olduğundan, ölen davacı açısından aktif husumet yokluğu dikkate alınmadan karar verilmesi ve diğer davacılar açısından da vekalet ilişkisinin sona erip ermediği, davaya mirasçılarının devam edip etmeyeceği belirlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı taraftan alacağın doğumuna (tasarruftan önce olduğuna) ilişkin delil sorulmadan ve bu konuda davacı vekiline kesin süre verilmeden ve kesin süreye uymamanın sonuçları da hatırlatılmadan -tensiple verilen süre HUMK mad. 163’e uygun olmadığı halde- mahkemece ‘borcun tasarruftan sonra doğması’ nedeniyle davanın reddine karar verilemeyeceği-
İcra mahkemesince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi halinde, davacı tarafından İİK. mad. 33a/2 uyarınca, yedi gün içinde dava açılmaması halinde, geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceğinden, mahkemece tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerekeceği- Borçludan aldığı malı elden çıkaran davalıdan, elden çıkardığı tarihindeki gerçek bedelin, alacak ve fer'ileriyle sınırlı olmak üzere tahsiline hükmolunacağı nazara alınarak taşınmazın dördüncü kişiye geçişi için davacıdan talebi sorularak bu kişinin davaya dahil edilmesi halinde delilleri toplanıp yargılamaya devam ile bir hüküm verilmesi gerekeceği- Davacının takibe konu ettiği çeklerin keşide tarihlerinin iptali istenen tasarruftan çok sonra olduğu nazara alınarak, davacının alacağın daha önce doğduğuna dair delilleri mahkemece sorulmadan karar verilemeyeceği- Tasarrufun iptali davasının açılması koşullarından birisinin de “davacının, davalıda kesinleşmiş bir alacağı bulunması olduğu-
Davacının söz konusu katkıyı evlilik birliği içinde yaptığı ve açtığı davaya konu alacağının da tasarruftan önce doğduğunun kabulü gerekli olup, davanın reddine dair verilen karar sonrası dosyaya giren katkı payı alacağı ilamının kesinleştiği ve bu ilama dayalı olarak başlatılan icra dosyasında borçlu aleyhinde alınmış kesin aciz belgesi de dosyaya eklendiğinden, mahkemece davacının alacaklı olduğu icra dosyasına özgü olarak işin tasarrufun iptali davasının esasına girilerek davanın diğer şartları araştırılarak bir karar verilmesi gerekeceği-