11. HD. 09.01.2013 T. E: 2011/15629, K: 261-
İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin davada davacı Varlık Yönetim şirketinin aciz belgesi ibrazının zorunlu olmadığı-
Alacaklının, takibin devamını sağlayıcı nitelikteki her takip işlemi ile zamanaşımı kesileceği ve yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı- Alacaklı tarafından, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla açılan eda davaları ile alacaklı durumundaki davalının itirazını defi yolu ile ileri sürdüğü menfi tespit davalarında da zamanaşımını kesileceği, ancak geçici aciz vesikasına dayanılarak alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davaları ile zamanaşımının kesilmeyeceği-
"Borçlu" ile "onunla işlemde bulunmuş (borçlunun taşınmazını ondan satın almış) üçüncü kişi" hakkında açılan tasarrufun iptali davasının kabulü sonucunda mahkemece verilen "....avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve mütelsesilen tahsiline ilişkin hükmün (ilamın) üçüncü kişi hakkında -taraf olmadığı- "asıl takip dosyası"ndan takibe konulmayıp, üçüncü kişi hakkında ayrı icra takibi yapılması gerekeceği-
Üzerine ipotek tesis edilen aile konutunun ipoteğin kaldırılmasına ilişkin karar henüz kesinleşmeden mülk sahibi olan koca tarafından üçüncü kişiye ipotekle yüklü olarak devredilmesi halinde, mülkün devrine ilişkin tasarruf iptal edilmediği sürece, devredenin eşine ait TMK. mad. 194/1'den kaynaklanan mülkiyet hakkını sınırlandırıcı işleme yönelik dava hakkının kendiliğinden ortadan kalkacağı; mülk elden çıktığına göre taşınmazın mülkiyeti üçüncü kişide oldukça ipotekle ilgili dava hakkının da kalmayacağı; rehinli taşınmazı iktisap eden yeni malikin ipotekle teminat altına alınan borçtan kişisel sorumluluğu kural olarak yok ise de; taşınmazı ipotekle yüklü olarak devralan yeni malikin malın değeriyle sınırlı ayni sorumluluk altında olduğu, bu bakımdan konutun mülkiyetinin devrine ilişkin tasarrufun iptali için davacı tarafından açılmış bir dava bulunup bulunmadığı araştırılarak, böyle bir dava açılmış ise neticesi beklenmeli, açılmamış ise davacının ipotekle ilgili dava açma hakkının artık kalmadığı gözetilerek ipoteğin kaldırılması davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemiyle açılan davada, davalılar arasında gerçekleştiği ileri sürülen muvazaalı işlemin davacı yönünden haksız eylem niteliğinde olduğu, davacının katkı payı alacağının tahsilini sağlamak bakımından eldeki davayı açmakta hukuksal yararı bulunduğu- Taraflar arasında ilyet bağını sağlayan akti bir ilişki bulunmadığı, istekte bulunan şahsın mülkiyet isteme hakkı olmadığından, açılan mal rejimi davalarının genel muvazaa hukuksal sebebine dayanılarak açılan derdest davalarının sonucunun beklenmesine ve mal rejimi davalarının bekletici mesele yapılmasına gerek görülmediği- Muvazaa nedeniyle açılan davalar ister olumlu veya isterse olumsuz sonuçlanmış bulunsun mal rejimi davasının sonucunu kesinlikle etkilemeyeceği- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde dava değerine göre genel mahkemelerin görevli olduğu-
Nam-ı müstear ile gizlenmiş muvazaalı işlemlerin iptali için dava açılabileceği- 6183 s. Kanun mad. 24 vd. maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasında, 6111 s. Kanun içeriğinde hazine ile yapılacak anlaşma ile borcun yapılandırmasının, davacı Hazine tarafından açılmış tasarrufun iptali davalarını durduracağı ya da erteleyeceği ve davanın konusuz bırakacağı yönünde bir hüküm öngörülmediğinden iptal koşullarının değerlendirerek, tasarruf tarihindeki borç miktarının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazın satış bedeline üzerindeki ipotek değeri de ilave edilmiş ise de, ipotek bedelinin davalılar tarafından ödenmediği, bu bedelin cebri icra yolu ile satılarak tahsili cihetine gidildiği görüldüğünden, dava konusu mal ,borçlunun borcu nedeniyle davalı üçüncü kişinin elinden çıkmış olduğundan, üçüncü kişi cebri icra sonucu yapılan satıştan elinde artan bir para kalır ise o miktar ile sorumlu olacağı- "Atölye" niteliğindeki taşınmazın devrine ilişkin tasarrufun İİK.nın 280/son maddesi uyarınca "ticari işletmenin devri" niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
İİK.’nun 277 vd. maddelerine dayalı açılan tasarrufun iptali davalarında, alacaklı tarafından kat’i ya da geçici aciz vesikası ibraz edilmesinin -davanın her aşamasında gerçekleştirilebilecek- bir önkoşul olduğu- Mirasın reddi işleminin iptale konu olabilecek tasarruflardan olduğu-
"Üçüncü kişi davalının, davalı borçlu aleyhine yaptığı icra takibi muvazaalı olduğundan, takibin iptali" istemiyle açılan tasarrufun iptali davasında, iptali istenilen icra dosyasına para yatırılması halinde tahsilinde güçlükler yaşanabileceğinden ve usul ekonomisi nedeniyle, mahkemece "dosya içerisine giren paranın (davalı üçüncü kişi) alacaklıya ödenmemesine" dair tedbir kararı verilmesi gerektiği-