Haciz üçüncü kişi şirketin şube adresinde yapılmış olmakla haciz adresinde borçluya ait herhangi bir belge de bulunmamış olduğundan, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğu- Alacaklı, borçlu şirket hakkında yapılan internet haber sayfaları, dergi röportajı ile borçlu ve üçüncü kişinin defterlerine dayanmış olmasına rağmen, mahkemece sadece üçüncü kişi şirketin defterleri sunulan faturanın mahcuza ilişkin olup olmadığı yönünden denetlenerek, üçüncü kişi ile borçlu şirket arasındaki ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı incelenmeksizin hüküm kurulmuş olduğundan, borçlu şirket ve üçüncü kişi şirket ticari defterleri üzerinde yaptırılacak inceleme ile (açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması göz önünde bulundurularak) üçüncü kişi ile borçlu arasında alacaklının iddia ettiği gibi konsinye satış ilişkisinin bulunup bulunmadığı hususlarını da kapsayacak şekilde bilirkişi raporu alındıktan sonra, dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Şikayet konusu haczin, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adresten farklı üçüncü kişiye ait taşınmazda yapılmış, haciz mahallinde borçlu şirket yetkilisi veya ortağının hazır bulunmamış, haciz mahallinde borçluyla ilgili evrak araştırılması yapılmamış olduğuna göre mahcuzların haciz sırasında üzerinde mülkiyet iddia eden üçüncü kişi elinde olduğunun kabulü gerektiği, kaldı ki üçüncü kişi borçlu şirket ortağı veya yetkilisi olmayıp farklı icra dosyasında yapılan hacizde hazır bulunan ... isimli şahsın hem borçlu hem de dava konusu haczin yapıldığı taşınmazda kiracı olan dava dışı şirketin yetkilisi olmasının istihkak davasında değerlendirilmesi gerektiğinden şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece öncelikle davacı üçüncü kişi ile borçlu şirketin ticari defter ve kayıtları (2012- 2017 yıllarına ilişkin) üzerinde ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak davacı üçüncü kişi ile borçlu şirket arasında gerçek bir kira ilişkisi olup olmadığının belirlenmesi için kullanım bedeli olarak ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ödemelerin defter kayıtlarında yer alıp almadığı hususlarında yapılan ödemeler, haciz adresinin borçlu şirkete 2007 yılında kiralandığı ve kira sözleşmesi ile teferruat listesinin de tapuya şerh verildiği gözetilerek kiralandığı yıl ile haciz tarihi de dikkate alınmak suretiyle tek tek karşılaştırılmasının yapılarak listedeki menkullerin hacizli mallara uygunluğu belirlenmek suretiyle Yargıtay denetimine elverişli uzman bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Hacizde üçüncü kişinin bilgisayarında bulunan borçluya ait evrakın borçlu ile cari hesap ilişkisinden kaynaklandığı belirtilmiş olmakla bu belgede borçlunun adresi haciz adresi değil, gerçek kişi tacir olarak kaydolduğu ticaret sicilde kayıtlı adresi olduğu, borçlunun halen Kocaeli'nde faaliyette olduğuna ilişkin güncel vergi kaydı bulunduğunun anlaşılması karşısında, takibin dayanağı sözleşme ve senet adresinin haciz adresi olarak gösterilmiş olmasının adresin borçluya ait olduğunun kabulü için yeterli kabul edilemeyeceği, bu durumda İİK'nin 97. maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğunun kabulü gerekeceği, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan alacaklı, borçlunun üçüncü kişi aracılığıyla mal kaçırmak amaçlı muvazaalı işlemler gerçekleştirdiğini, haciz sırasında bilgisayarda bulunan borçluya ait dosyayı ve takibe dayanak sözleşme üzerinde haciz adresinin yazılı olmasını muvazaaya ilişkin delil olarak sunmuş ise de alacaklının sunmuş olduğu delillerin üçüncü kişi lehine olan mülkiyet karinesinin aksini ispatlamaya elverişli güçlü deliller olmadığı-
Mahkemece, davacı üçüncü kişi, borçlu, dava dışı iki şirkete ait ticari defter ve muhasebe kayıtları getirtilerek, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak davacı üçüncü kişi ile dava dışı şirketler ve borçlu arasında öteden beri devam eden fason imalatına ilişkin iş ilişkisi olup olmadığının; borçlu ve dava dışı şirketin aynı anda başka firmalara da fason üretim yapıp yapmadığının, fason imalat dolayısıyla düzenlenmiş fason iş bedeli faturalarının deftere kayıtlı olup olmadığının belirlenmesi, öte yandan; hacze konu mahcuzların cinsi ve buna bağlı olarak sunulan faturaların mahcuzlarla uyumu noktasında dosya kapsamında birbiriyle çelişkili bilirkişi raporları bulunduğu anlaşıldığından, çelişkileri de giderecek şekilde davacının dayandığı gümrük beyannameleri, faturalar ve sevk irsaliyelerinin mahcuzla uygunluğunun belirlenmesi, buna ilişkin fatura, sevk irsaliyesi ve bunlara ilişkin varsa ödemelerin ticari defterlerde kaydının bulunup bulunmadığının netleştirilmesi için gümrük uzmanı, metalurji ve malzeme mühendisi ve mali müşavir bilirkişi raporu alınması, bu doğrultuda toplanacak delillerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği- Katılma yoluyla temyiz dilekçesinin 10 günlük temyiz süresi geçtikten sonra verildiği anlaşıldığından temyiz edenin katılma yoluyla temyiz dilekçesinin süreden reddine karar vermek gerektiği-
Annesinin şirket hissesinin davacıya kaldığı ve dava konusu alacağın anneye ait evin satışından kaynaklanan komisyonculuk ücretine ilişkin olup davacının ev satışından bir gelir elde etmiş olduğu, bu halde, kendi hesabından çekilen paradan 4.700,00 TL kaldığı gibi, dava konusu 7.985,00 TL'lik bir parasının olmasının yaşam deneyimlerine uygun bulunduğu, kararda değerlendirilen, faturanın, mahcuzlara ilişkin faturalarla da bir ilgisi olmayıp bu faturalar yönünden aksi bir görüş belirtilmeden davacı üçüncü kişinin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Boş bir alan olan haciz mahallinin üçüncü kişinin kullanımında olduğuna dair dava dışı şirkete ait ekmek fabrikasının eklentisinde yer alan arsanın boş kısmının üçüncü kişi tarafından malzeme muhafaza etmek üzere kullanılması için izin verildiğine ilişkin .......... tarihli belgeye dayanıldığı, yargılamada dinlenen tanık ...’in üçüncü kişinin komşusu olan dava dışı firmada müdürlük yaptığının, şirketin arsasına üçüncü kişinin mermerlerini bıraktığı şeklindeki beyanı ile üçüncü kişinin delil olarak dayandığı belgeyi doğruladığının anlaşıldığı, ayrıca, dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporuna göre, haciz yapılan yer ile üçüncü kişinin vergi dairesinde kayıtlı adresi arasında 4 km mesafe olup malzeme bırakılması için 4 km’ lik mesafenin makul olarak görülmesinin gerektiği, bu durumda mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup, davanın İİK’nin 96. maddesi gereğince üçüncü kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği- Mülkiyet karinesi aleyhine olan davalı alacaklının, vergi dairesi kayıtları, tanık, icra dosyası ve hacze konu mahcuzları borçluya sattığına ilişkin faturaya dayandığı, üçüncü kişi de hacze konu menkulleri borçludan satın aldığına dair fatura sunmuş olup, anılan fatura ve fatura bedellerinin ödenmesine ilişkin makbuzlar, yine fatura bedeli için verilen çeklerin ödendiğinin Banka tarafından teyit edilmesinin üçüncü kişinin lehine olan karineyi desteklediği, alacaklı tarafından borçlu ile üçüncü kişi arasında yapılan satışın muvazaalı olduğuna dair dosya kapsamına güçlü ve inandırıcı delil sunulamadığı anlaşıldığından davanın kabulü gerektiği-
Üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkin somut uyuşmazlıkta; dava konusu haczin, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığı, haciz sırasında haciz mahallinde borçlu şirket ortak-yetkilisi hazır olmadığı gibi borçluya ait belge bulunmadığı, üçüncü kişi şirket borcun doğumundan önce kurulduğu gibi borçlu ile üçüncü kişi şirket ortakları arasında da organik bağ bulunmadığı; buna göre, mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup, davanın İİK'nin 96.maddesi gereğince üçüncü kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- Mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği- Alacaklı, mahcuzların borçlu şirkete satıldığını iddia ettiğinden, mahkemece bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilemeyeceği-
Dava konusu mallar üçüncü kişinin adresinde haczedilmiştir. Bu adresin borçlu ile bir ilgisinin bulunmadığı, takip talebi ve ödeme emrinin tebliğini içeren belgelerden ve üçüncü kişiye ait vergi levhasından anlaşılmaktadır. Davalı üçüncü kişi tarafından sunulan adi yazılı kira sözleşmesinin diğer tarafı olan dava dışı kişi ile davalı borçlu şirketin, borcun doğumu sırasında bir ortaklıkları bulunmamaktadır. Davalı üçüncü kişi, malların kendisine ait olduğunu, menşeini, malların sadece kendisinin kullandığı işyerinde haczedildiğini kanıtlamıştır. Bu durumda mülkiyet karinesi davalı üçüncü kişi yararına olup, (dava açma dolayısıyla) ispat yükü davacı alacaklıda olup, alacaklı tarafça karinenin aksi kesin ve güçlü delillerle kanıtlanamadığından direnme kararının yerinde olduğu-
Dava konusu mallar üçüncü kişinin adresinde haczedilmiş olup bu adresin borçlu ile bir ilgisinin bulunmadığının takip talebi ve ödeme emrinin tebliğini içeren belgelerden ve üçüncü kişiye ait vergi levhasından anlaşıldığı, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği mahalde yapılmadığı, icra mahkemesinin kararı ile üçüncü kişinin işyerinde haczedilen mallar ile ilgili haciz işleminin 97. maddeye göre yapıldığı belirtilmişse de, haczin 99. maddeye göre yapılması gerektiği belirtilerek ve anılan kararın onarak kesinleştiği ve icra dairesince söz konusu karar uyarınca satış talebinin reddine karar verildiği, davalı üçüncü kişi vekilince, "davaya konu malların ithalatında kullanılan paranın davalının kardeşi hesabındayken davalının hesabına aktarıldığı ve bu parayla ithalat yapıldığına" ilişkin iddianın incelenen banka hesap ekstreleri ile doğrulandığı, birbirini teyit eden proforma faturası, menşe şartnamesi, akreditif damgası, gümrük giriş belgesi ve tanık beyanları da gözetildiğinde, malın sahibinin davalı üçüncü kişi olduğunun kanıtlanmış olduğu- Markanın borçlu adına tescil edilmiş olmasının da tek başına mülkiyeti göstermeyeceği, bu yönde hukuka aykırı kullanım iddiasının bulunmadığı, böyle bir iddianın varlığı halinde ise uyuşmazlık konusunun markanın usulsüz kullanımına ilişkin olduğu- Davalı üçüncü kişi tarafından sunulan adi yazılı kira sözleşmesinin diğer tarafı olan dava dışı kişi ile davalı borçlu şirketin, borcun doğumu sırasında bir ortaklıkları bulunmadığı, davalı üçüncü kişi, malların kendisine ait olduğunu, menşeini, malların sadece kendisinin kullandığı işyerinde haczedildiğini kanıtladığından, mülkiyet karinesi davalı üçüncü kişi yararına olup, (dava açma dolayısıyla) ispat yükü davacı alacaklıda olduğundan ve alacaklı tarafça karinenin aksi kesin ve güçlü delillerle kanıtlanamadığından, direnme kararının yerinde olduğu-