Boş bir alan olan haciz mahallinin üçüncü kişinin kullanımında olduğuna dair dava dışı şirkete ait ekmek fabrikasının eklentisinde yer alan arsanın boş kısmının üçüncü kişi tarafından malzeme muhafaza etmek üzere kullanılması için izin verildiğine ilişkin .......... tarihli belgeye dayanıldığı, yargılamada dinlenen tanık ...’in üçüncü kişinin komşusu olan dava dışı firmada müdürlük yaptığının, şirketin arsasına üçüncü kişinin mermerlerini bıraktığı şeklindeki beyanı ile üçüncü kişinin delil olarak dayandığı belgeyi doğruladığının anlaşıldığı, ayrıca, dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporuna göre, haciz yapılan yer ile üçüncü kişinin vergi dairesinde kayıtlı adresi arasında 4 km mesafe olup malzeme bırakılması için 4 km’ lik mesafenin makul olarak görülmesinin gerektiği, bu durumda mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup, davanın İİK’nin 96. maddesi gereğince üçüncü kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği- Mülkiyet karinesi aleyhine olan davalı alacaklının, vergi dairesi kayıtları, tanık, icra dosyası ve hacze konu mahcuzları borçluya sattığına ilişkin faturaya dayandığı, üçüncü kişi de hacze konu menkulleri borçludan satın aldığına dair fatura sunmuş olup, anılan fatura ve fatura bedellerinin ödenmesine ilişkin makbuzlar, yine fatura bedeli için verilen çeklerin ödendiğinin Banka tarafından teyit edilmesinin üçüncü kişinin lehine olan karineyi desteklediği, alacaklı tarafından borçlu ile üçüncü kişi arasında yapılan satışın muvazaalı olduğuna dair dosya kapsamına güçlü ve inandırıcı delil sunulamadığı anlaşıldığından davanın kabulü gerektiği-
Annesinin şirket hissesinin davacıya kaldığı ve dava konusu alacağın anneye ait evin satışından kaynaklanan komisyonculuk ücretine ilişkin olup davacının ev satışından bir gelir elde etmiş olduğu, bu halde, kendi hesabından çekilen paradan 4.700,00 TL kaldığı gibi, dava konusu 7.985,00 TL'lik bir parasının olmasının yaşam deneyimlerine uygun bulunduğu, kararda değerlendirilen, faturanın, mahcuzlara ilişkin faturalarla da bir ilgisi olmayıp bu faturalar yönünden aksi bir görüş belirtilmeden davacı üçüncü kişinin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, davacı üçüncü kişi, borçlu, dava dışı iki şirkete ait ticari defter ve muhasebe kayıtları getirtilerek, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak davacı üçüncü kişi ile dava dışı şirketler ve borçlu arasında öteden beri devam eden fason imalatına ilişkin iş ilişkisi olup olmadığının; borçlu ve dava dışı şirketin aynı anda başka firmalara da fason üretim yapıp yapmadığının, fason imalat dolayısıyla düzenlenmiş fason iş bedeli faturalarının deftere kayıtlı olup olmadığının belirlenmesi, öte yandan; hacze konu mahcuzların cinsi ve buna bağlı olarak sunulan faturaların mahcuzlarla uyumu noktasında dosya kapsamında birbiriyle çelişkili bilirkişi raporları bulunduğu anlaşıldığından, çelişkileri de giderecek şekilde davacının dayandığı gümrük beyannameleri, faturalar ve sevk irsaliyelerinin mahcuzla uygunluğunun belirlenmesi, buna ilişkin fatura, sevk irsaliyesi ve bunlara ilişkin varsa ödemelerin ticari defterlerde kaydının bulunup bulunmadığının netleştirilmesi için gümrük uzmanı, metalurji ve malzeme mühendisi ve mali müşavir bilirkişi raporu alınması, bu doğrultuda toplanacak delillerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği- Katılma yoluyla temyiz dilekçesinin 10 günlük temyiz süresi geçtikten sonra verildiği anlaşıldığından temyiz edenin katılma yoluyla temyiz dilekçesinin süreden reddine karar vermek gerektiği-
Üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkin somut uyuşmazlıkta; dava konusu haczin, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığı, haciz sırasında haciz mahallinde borçlu şirket ortak-yetkilisi hazır olmadığı gibi borçluya ait belge bulunmadığı, üçüncü kişi şirket borcun doğumundan önce kurulduğu gibi borçlu ile üçüncü kişi şirket ortakları arasında da organik bağ bulunmadığı; buna göre, mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup, davanın İİK'nin 96.maddesi gereğince üçüncü kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- Mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği- Alacaklı, mahcuzların borçlu şirkete satıldığını iddia ettiğinden, mahkemece bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilemeyeceği-
Dava konusu mallar üçüncü kişinin adresinde haczedilmiştir. Bu adresin borçlu ile bir ilgisinin bulunmadığı, takip talebi ve ödeme emrinin tebliğini içeren belgelerden ve üçüncü kişiye ait vergi levhasından anlaşılmaktadır. Davalı üçüncü kişi tarafından sunulan adi yazılı kira sözleşmesinin diğer tarafı olan dava dışı kişi ile davalı borçlu şirketin, borcun doğumu sırasında bir ortaklıkları bulunmamaktadır. Davalı üçüncü kişi, malların kendisine ait olduğunu, menşeini, malların sadece kendisinin kullandığı işyerinde haczedildiğini kanıtlamıştır. Bu durumda mülkiyet karinesi davalı üçüncü kişi yararına olup, (dava açma dolayısıyla) ispat yükü davacı alacaklıda olup, alacaklı tarafça karinenin aksi kesin ve güçlü delillerle kanıtlanamadığından direnme kararının yerinde olduğu-
Dava konusu mallar üçüncü kişinin adresinde haczedilmiş olup bu adresin borçlu ile bir ilgisinin bulunmadığının takip talebi ve ödeme emrinin tebliğini içeren belgelerden ve üçüncü kişiye ait vergi levhasından anlaşıldığı, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği mahalde yapılmadığı, icra mahkemesinin kararı ile üçüncü kişinin işyerinde haczedilen mallar ile ilgili haciz işleminin 97. maddeye göre yapıldığı belirtilmişse de, haczin 99. maddeye göre yapılması gerektiği belirtilerek ve anılan kararın onarak kesinleştiği ve icra dairesince söz konusu karar uyarınca satış talebinin reddine karar verildiği, davalı üçüncü kişi vekilince, "davaya konu malların ithalatında kullanılan paranın davalının kardeşi hesabındayken davalının hesabına aktarıldığı ve bu parayla ithalat yapıldığına" ilişkin iddianın incelenen banka hesap ekstreleri ile doğrulandığı, birbirini teyit eden proforma faturası, menşe şartnamesi, akreditif damgası, gümrük giriş belgesi ve tanık beyanları da gözetildiğinde, malın sahibinin davalı üçüncü kişi olduğunun kanıtlanmış olduğu-  Markanın borçlu adına tescil edilmiş olmasının da tek başına mülkiyeti göstermeyeceği, bu yönde hukuka aykırı kullanım iddiasının bulunmadığı, böyle bir iddianın varlığı halinde ise uyuşmazlık konusunun markanın usulsüz kullanımına ilişkin olduğu- Davalı üçüncü kişi tarafından sunulan adi yazılı kira sözleşmesinin diğer tarafı olan dava dışı kişi ile davalı borçlu şirketin, borcun doğumu sırasında bir ortaklıkları bulunmadığı, davalı üçüncü kişi, malların kendisine ait olduğunu, menşeini, malların sadece kendisinin kullandığı işyerinde haczedildiğini kanıtladığından, mülkiyet karinesi davalı üçüncü kişi yararına olup, (dava açma dolayısıyla) ispat yükü davacı alacaklıda olduğundan ve alacaklı tarafça karinenin aksi kesin ve güçlü delillerle kanıtlanamadığından, direnme kararının yerinde olduğu-
Davacı üçüncü kişi şirketin, ...... Şirketinde yapılan hacze ilişkin olarak borçlunun borcu için alacaklı ile yapılan protokol uyarınca borçlu ile beraber çek düzenleyerek alacaklıya vermeyi kabul etmesi, davaya konu hacizde üçüncü kişinin sicil adresinde ...... Şirketinin ticari hayatına ilişkin güncel belgeler bulunmuş olması, bununla birlikte her iki şirketin de tekstil alanında faaliyet gösteriyor oluşu, üçüncü kişi şirket ortağı ve yetkilisi ... ...’ın ...... Şirketinde borcun doğum tarihine kadar borçlu ile ortak iken borcun doğumundan sonra borçlu ...’in hisselerini oğluna devrederek ...... Şirketinden ayrılmış olması nedeniyle davacı şirket ile borçlu arasında bağ bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği- O halde, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın reddi yerine, oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile davanın kabulüne yönelik hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Bozma sonrası yapılan keşifte haciz mahallinde davacı şirketin faaliyetine tüm binada devam ettiği, yapılan kolluk araştırmasında ise borçlu şirketin faaliyet adresinin dosyaya bildirildiği, yeni adrese ilişkin adi yazılı kira sözleşmesi ve dosyaya bildirilen İBAN hesap hareketlerinin araştırılmasında, kira bedeline ilişkin ödemelerin yapıldığının anlaşıldığı- Sulh Hukuk Mahkemesinin Değişik İş sayılı dosyasında borçlu tarafından kullanıldığı belirtilen haciz mahalli 1 ve 2. katların boşaltılmış olduğunun tespit edildiği- Haciz sırasında adreste bulunan elektrik faturasının ticari faaliyetlerin beraber yürütüldüğüne dair delil niteliğinde değerlendirilemeyeceği, hal böyle olunca, İİK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi üçüncü kişi yararına olduğu- Ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; borçlu şirketin 2003 yılında haciz adresinden farklı adreste kurulup 2009 yılında haciz adresinde 1 ve 2. katlara taşındığı, üçüncü kişi şirketin ise 2007 yılında haciz adresinde bodrum ve zemin katta kurulduğu, bununla birlikte 12.08.2010'da borçlu şirket hakim ortağının üçüncü kişi şirketten ayrıldığı, 07.04.2010'da ise üçüncü kişi şirket hakim ortağının borçlu şirketten ayrıldığı- Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor uyarınca; tarafların usulüne uygun tutulan ticari defterlerinin incelenmesinde borçlu ile üçüncü kişi arasında süregelen ticari ilişki bulunmakla birlikte birbirlerinden aldıkları malların bedellerinin havale yoluyla ödendiğinin tespit edildiği- Üçüncü kişi şirket ile borçlunun ortaklık bağının borcun doğum tarihinden önce sonlandığı, borçlunun başka bir adreste faaliyet gösterdiği ve bu adrese ilişkin haciz tarihinden önce banka aracılığıyla kira ödemelerini yaptığı hususları birlikte değerlendirildiğinde alacaklının muvazaaya ilişkin iddiasını ispatlayamadığının kabul edileceği-
Dava konusu haciz, üçüncü kişinin ek iş yeri adresinde yapılmış olup, haciz sırasında üçüncü kişi ortağının hazır bulunduğu, ticaret sicil kayıtlarına göre borçlunun haciz adresinde faaliyette bulunmadığı, kolluk araştırma belgesine göre ise borçlu şirketin haciz adresinden farklı bir adreste 2015 yılından bu yana faaliyette bulunduğunun tespit edildiği- Borçlu şirket ortaklarından birinin, üçüncü kişi şirkette de ortak iken borcun doğumundan önce ortaklıktan ayrıldığı, borçlu şirketin diğer ortağının ise, üçüncü kişi şirkette sigortalı çalışan iken yine borcun doğumundan önce işten ayrıldığı- Haciz mahallinde borçlu şirketin ünvanının geçtiği belgeler bulunmuş ise de anılan belgeler güncel olmadığından mülkiyet karinesinin davacı üçüncü kişi lehine olup, davanın İİK m. 96 gereğince üçüncü kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- Davalı alacaklı tarafından üçüncü kişi yararına olan karinenin aksi güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilemediğinden; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Haciz sırasında borçluya ait evrak bulunmadığı, alacaklı her ne kadar borçlu aleyhine yaptığı başka bir takip nedeniyle aynı adreste, başka bir doyada yapılan hacizde borçlu adına bulunan evrakları ve dava dışı şirket ile borçlunun ilişkisini delil olarak sunmuş ise de; dava konusu olmayan başka bir haciz incelemeye konu dosyanın değerlendirilmesinde dikkate alınmadığı- Tanık beyanı, kira sözleşmesi ve dosyaya sunulan faturalar uyarınca da üçüncü kişinin haciz adresini boş olarak kiraladığı ve dava dışı şirketten mal aldığının sabit olduğu- Borçlu şirketten iş yerinin devralındığına ve aralarında muvazaalı işlemler yapıldığına ilişkin dosyaya yansıyan belge bulunmadığından Üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-