Hacizde üçüncü kişinin bilgisayarında bulunan borçluya ait evrakın borçlu ile cari hesap ilişkisinden kaynaklandığı belirtilmiş olmakla bu belgede borçlunun adresi haciz adresi değil, gerçek kişi tacir olarak kaydolduğu ticaret sicilde kayıtlı adresi olduğu, borçlunun halen Kocaeli'nde faaliyette olduğuna ilişkin güncel vergi kaydı bulunduğunun anlaşılması karşısında, takibin dayanağı sözleşme ve senet adresinin haciz adresi olarak gösterilmiş olmasının adresin borçluya ait olduğunun kabulü için yeterli kabul edilemeyeceği, bu durumda İİK'nin 97. maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğunun kabulü gerekeceği, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan alacaklı, borçlunun üçüncü kişi aracılığıyla mal kaçırmak amaçlı muvazaalı işlemler gerçekleştirdiğini, haciz sırasında bilgisayarda bulunan borçluya ait dosyayı ve takibe dayanak sözleşme üzerinde haciz adresinin yazılı olmasını muvazaaya ilişkin delil olarak sunmuş ise de alacaklının sunmuş olduğu delillerin üçüncü kişi lehine olan mülkiyet karinesinin aksini ispatlamaya elverişli güçlü deliller olmadığı-
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 21.02.2017 tarihli ve 2016/430 Esas, 2017/224 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı ü ...
İlgili bağlantılar