Mahkemece, haciz yapılan adresin borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarında ve takibe konu edilen çeklerdeki şirket kaşesi üzerinde yer alan adresi olduğu, haczin borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı, haciz mahallinde borçlu şirket yetkilisinin hazır olduğu, buna göre mülkiyet karinesi borçlu yani alacaklı lehine olup ispat yükünün davacı 3. kişi üzerinde olduğu, devir işleminin borcun doğum tarihinden sonraki bir tarihte yapıldığı, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından her ne kadar yapılan devir işleminin mevzuata uygun yapıldığı bildirilmiş ise de yapılan devre ilişkin verilen onay işlemleri ile diğer işlemlerin tek başına davacının davasını ispata elverişli kabul edilmediği, haczedilen hayvanlara ait kulak küpe numaralarının davacı adına kayıtlı işletmede yer almadığı, ...... Asliye Hukuk Mahkemesinin .......... Esas ............. Karar sayılı ............. tarihli dosyasında verilen tasarrufun iptaline ilişkin dava dosyası içeriği de diğer deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; borçlu şirket ile davacı 3. şahıs arasında organik bağ bulunduğu ve devir işleminin alacaklıdan mal kaçırma kastı ile gerçekleştirildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmış ise de, .......İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile borçlunun kira bedellerini ödememesi nedeniyle haczin yapıldığı taşınmazdan tahliyesine karar verildiği, icra memuru aracılığıyla borçluya ait tüm eşyalar yediemin deposuna götürülerek, borçlunun haciz adresinden tahliyesinin gerçekleştirildiği, yine üçüncü kişi tarafından, Noterde düzenleme şeklindeki tutanak ile, kiracı borçlunun haciz mahallinde hiçbir demirbaşı bulunmadığını tespitinin yapıldığı, bu durumda, hacze konu menkullerin üçüncü kişinin elinde haczedildiği, haciz mahallinde borçlu hazır olmadığı, borçluya ait belge bulunmadığı anlaşıldığından mülkiyet karinesinin davacı 3. kişi lehine olduğunun kabulü gerekeceği, davanın İİK m. 96 gereğince 3. kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği-
Haciz mahalline gelindiğinde söz konusu mahal açık olup borçlunun hazır olduğu, ayrıca 3. kişi şirket vekilinin de istihkak iddiasında bulunduğu, ancak adresin kapalı olması nedeniyle çilingir marifetiyle adrese girilerek haciz işlemi yapılması halinde veya haciz mahallinde adresin borçluya ait olup olmadığı hususunda beyan verebilecek kimsenin bulunmadığı durumlarda gelinen adresin ve haczi talep edilen malların borçluya ait olup olmadığının tespiti amacıyla icra memuru tarafından mahalde evrak araştırması yapılabileceği- İİK 80'de icra memuruna tanınan yetkinin borçlu ile istihkak iddia eden 3. şahıs arasındaki organik bağın ispatı ve 3. kişinin istihkak iddiasının reddine yönelik ispat için evrak araştırması yapılmasını kapsamadığı, bu nedenle evrak araştırması talebinin Adalet Bakanlığı'nın konuya ilişkin görüş bildirim yazısı da nazara alındığında usulsüz olduğu-
Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı gibi haciz sırasında da haciz mahallinde borçlunun hazır bulunduğu, öte yandan, üçüncü kişinin şirket belli bir süre borçlu şirketin alt kiracısı olarak haciz mahallini kullandığı, borçlu şirketin haciz mahallinden taşındıktan sonra haciz adresinde faaliyete başladığı anlaşıldığından, İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu- Davacı 3. kişinin dayandığı, borçlu tarafından üçüncü kişi adına düzenlenmiş borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan faturalar olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda haciz tutanağında C, D, E atık yağ stok Tankları olarak belirtilen mahcuzların, davacının ticari defterlerinde stok tankı 3 AD. olarak kayıtlı olduğu, Atık Yağ veya C, D, F şeklindeki özelliklerinin ticari defterlerde yazılı olmadığı, yine haciz tutanağında M ve L Baz yağı stok tankları olarak belirtilen mahcuzların, fatura da "Paslanmaz Stok Tankı (35 m, 9 m) açıklaması ile 2 adet (M) (1) toplam 25.000,00 TL" olarak kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerinde Geyve 2076 pılı Tesix Makine ve Cihazları olarak kayıtlı olduğu, baz Yağı veya M, L şeklindeki özelliklerinin ticari defterlerde yazılı olmadığının belirtildiği görülmekle hacze konu mahcuzların delil olarak dayanılan faturadaki mal olduğunun net olarak söylenemeyeceği anlaşıldığından davacı 3.kişi tarafından delil olarak sunulan belgelerin mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
Dava konusu haczin, üçüncü kişinin ticaret sicil adresinde ve üçüncü kişi huzurunda yapıldığı, borçlunun haciz sırasında hazır bulunmadığı, borçlu şirkete ödeme emrinin farklı adrese tebliğ edildiği, 3. kişinin, borçlu şirket ortaklarından biri iken borcun doğum tarihlerinden çok önce hissesini devrettiğinin anlaşıldığı, dava konusu haciz sırasında 3. kişinin adının yazılı duba, kalemlik ve duvarda asılı saat görülmüş olup 3. kişinin soyadının ............ olması, daha önce borçlu şirkette ortak olmuş olması, yine borçlu şirketin haciz adresinde faaliyet gösterirken ............ tarihinde bu adresten ayrılmış olması karşısında anılan eşyaların haciz mahallinde borçlunun faaliyetine devam ettiğine tek başına karine teşkil etmeyeceği anlaşıldığından, ayrıca, borçlu ile üçüncü kişinin faaliyet alanları farklı olduğu gibi hacze konu mahcuzların üçüncü kişinin faaliyet alanı ile ilgili olduğu görüldüğünden, mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup, davanın İİK m. 96 gereğince üçüncü kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı-
Dava konusu haciz sırasında adreste hazır bulunan şahıs tarafından menkullerin borçlu şirkete ait olduğu ve aynı talimat icra müdürlüğünün .......... Tal. sayılı dosyasından haczedilerek bulundukları yere bırakıldığı beyan edildiğinden, İİK’nın 97/a maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğunun kabulünün isabetli olduğu- ........... İcra Müdürlüğü'nün ......... Tal. sayılı dosyasından borçlunun ticaret sicil adresinde haczi gerçekleştirilen mahcuzlarla ilgili yine davacı üçüncü kişi şirket tarafından açılan istihkak davasında, ispat yükü üzerinde olan davacı üçüncü kişi şirketin ve borçlunun usulüne uygun tutulan defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda, mahcuzlara ilişkin olarak sunulan ............ tarihli fatura bedelinin davalı borçlu şirkete çeklerle ödendiği ve borçlu şirketin de aldığı çek bedelleri ile kredi borcunu ödemiş olduğunun ve dolayısıyla aralarında gerçek bir satış ilişkisinin bulunduğunun anlaşılması karşısında davacının karinenin aksini ispat ettiğinin kabulü gerekeceği-
Hangi adreste yapılan hacze konu mahcuzların dava konusu olduğu yargılama esnasında açıklığa kavuşturulmadığı gibi mahkemece talep konusu olmayan ............. tarihli hacizle ilgili karar verildiği görüldüğünden; mahkemece, 6100 sayılı HMK'nun “Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi” başlıklı 31. maddesi uyarınca, davacının talebi açıklattırılarak, hangi adreste ve hangi tarihte yapılan haczin dava konusu edildiğinin netleştirilmesi, haczin yapıldığı adresin net olmaması halinde gerektiğinde yerinde yapılacak inceleme ile hacze katılan icra memurunun tanıklığı ile adresin belirlenmesi ondan sonra İİK’nın 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğunun tespiti ve sunulan delillerin de buna göre değerlendirilmesi ve dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 3. maddesi gereğince, davalı alacaklı Banka'nın harçtan muaf olduğu gözetilmeksizin temyiz harcının tamamlanması için muhtıra çıkartılması ve muhtıraya rağmen harç tamamlatılmadığından davalı alacaklının temyiz talebinden vazgeçilmesine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı- Dava konusuz haciz, borçluya ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılmış olup borçlu haczin yapıldığı adresten 07.11.2014 tarihinde ayrılmış olup davacı 3. kişinin ise 4.11.2014 tarihinde faaliyete başladığı, ticaret sicil kayıtlarına göre haciz tarihi itibariyle üçüncü kişi şirketin adresinin farklı olduğu görüldüğünden, ticaret sicil kayıtlarına göre 3. kişi şirketin ortağı borçlu şirketin ortağının oğlu olduğu anlaşılmakla borçlu ile 3. kişi şirket ortakları arasında organik bağ olduğunun kabulü gerekeceğinden, bunun yanında, borçlu ile 3. kişi şirketin unvanlarının çok benzer olduğu, faaliyet alanlarının aynı olduğu da görüldüğünden, İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu- Davacı 3. kişi tarafından sunulan, isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı ve ayırt edici niteliği bulunmayan ve borçlu tarafından 3. kişi adına düzenlenmiş faturaların, yasal karinenin aksini ispata yeterli olmadığı-
Dava konusu haciz dava dışı şirketin ticaret sicil adresinde yapılmasına ve istihkak davasına konu takibin dayanağı çekler ....., ......... ve .......tarihli ise de, bilindiği üzere çeklerin, uygulamada ileri tarihli keşide edilebilmesine, borçlunun davacı 3.kişinin ortağı iken 02.04.2013 tarihinde ortaklıktan ayrılmasına, 4.4.2013-17.5.2013 tarih aralığında üçüncü kişi şirkette sigortalı olarak çalışmasına, alacaklının delil olarak dayandığı, ........... İcra Müdürlüğü’nün ............. talimat sayılı dosyasında dava konusu hacizle aynı yerde yapılan haciz sırasında haciz mahallinde borçlu adına kartvizit ve bilgisayarda borçluya ait evrak bulunduğu tespit edilmesine göre İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu- Davacı 3. kişi tarafından sunulan, isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı ve ayırt edici niteliği bulunmayan faturalar, sevk irsaliyeleri ve kapanış tasdiki olmayan defter kayıtları mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli görülmediğinden ve başkaca da delil sunulmadığından, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi gerekeceği-
Haciz sırasında hazır bulunan üçüncü kişi şirket yetkilisinin borçlu şirket ortağı ve yetkilisi olan şahsın oğlu olduğu, davacı üçüncü kişi şirketin ............. tarihinde borçlu ile borçlunun kardeşi tarafından kurulduğu, borçlunun, davacı 3. kişi şirketin ortağı ve yetkilisi iken borcun doğum tarihinden sonra hissesini davacı şirketin yetkilisi olan oğluna devrettiği, bu halde taraflar arasında sıkı bir akrabalık ilişkisinin varlığı da dikkate alındığında İİK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-