Haciz sırasında bilgisayarda yapılan aramada borçlu şirkete ait vergi levhası, 24.7.2012 tarihli sipariş formu, 1.5.2013 tarihli borçlu şirket adına ödeme alım maili ve 2010- 2011 tarihli belgeler bulunmuş olup aynı yerde İnegöl İcra Müdürlüğü ... talimat sayılı dosyasında yapılan 24.12.2013 tarihli haciz sırasında çöp kutusunun en üstünde, borçlu şirket unvanının yazılı olduğu yapı ruhsat belgesi ve ihtarname bulunduğu- Bunların yanında, ticaret sicil kayıtlarına göre, borçlu şirket ortakları M. E. ve A. T. olup, 5.9.2013 tarihi itibari ile yapılan hisse devri ile tek ortak M. E. olduğu- Üçüncü kişi şirket kurucu ortakları A. T. ve M. İ. G. iken yapılan hisse devirleri ile ortakları D. E. ve A. T. olmuş, 07.05.2013'de M., 24.3.2014'de de A. hisselerini A. U.'a devrettiği- A. U., İnegöl 1. İcra Müdürlüğü tarafından yapılan 24.12.2013 tarihli hacizde ve dava konusu haciz de hazır bulunmuş ve çalışan olduğunu beyan ettiği- Öte yandan, 2.8.2017 tarihi itibari ile borçlu şirket gibi üçüncü kişi şirketin tek ortağı da M. E. olmuş, her iki şirketin faaliyet alanları da benzer olduğu- Bu koşullarda, istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerektiği- Bu nedenlerle Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK mad.96/1 uyarınca üçüncü kişinin haczedilen mal ve hak üzerinde mülkiyet veya rehin hakkına dayanarak istihkak davası açabileceği, “mülkiyet ve rehin hakları” sözcüklerinin sınırlandırıcı anlam taşımadığı bu nedenle sınırlı ayni haklara, tapuya şerh verilmiş kişisel haklara, hapis hakkına, mülkiyeti muhafaza sözleşmesine, intifa hakkına dayanarak da istihkak davası açılabileceği- Mülkiyet karinesi üçüncü kişi yararına olup, somut olaydaki üçüncü kişi şirketin hisse sahibi ortağın borçlu şirketin hisse sahibi ortağının gelini olması aynı adreste faaliyet gösterdikleri diğer üçüncü kişi şirketin hisse sahibi ortağının borçlu şirketin hisse sahibi ortağının oğlu olması yine üçüncü kişi şirket hisse sahibi ortağının annesi ve kardeşinin borçlu şirkette borcun doğum tarihinden önce hisselerini devreden eski ortaklarından olmalarının tek başına karineyi tersine çevirmeye yeterli olmadığı, karinenin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği-
Dava konusu haczin borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığı, haciz mahallinde borçlu olmadığı gibi borçluya ait herhangi bir evrakın da bulunmadığı, bunun yanı sıra üçüncü kişinin şirket yetkilisi haciz mahalline gelerek, haciz adresine ilişkin kira sözleşmesi sunduğu, bu durumda İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi üçüncü kişi şirket lehine olup ispat külfetinin alacaklı tarafta bulunduğunun kabulü gerekeceği-
İcra memurunun haczi istenen malın üçüncü kişiye ait olduğuna dair iddia üzerine haciz yapmaktan kaçınamayacağı, bu konu hakkında araştırma- inceleme yetkisine sahip olmadığı ve haciz yapıp yapmama konusunda takdir yetkisinin olmadığı- İstihkak iddiasına konu malın kime ait olduğunu inceleme, bu konuda karar verme yetkisi ve görevinin icra mahkemesine verildiği- İstihkak davasının, istihkak iddia edilen malların hacizden kurtulması için başvurulan bir dava olduğu- İstihkak davasının haczedilen malın borçlunun ya da üçüncü kişinin elinde bulunması ihtimaline göre farklı usullere tutulduğu- Haczedilen menkuller borçlunun elinde kabul edilip üçüncü kişi istihkak iddiasında bulunup alacaklı veya borçlu buna itiraz ederse, istihkak iddiası ile ilgili icra mahkemesinin karar vereceği ancak haczedilen menkuller üçüncü kişinin elinde ise, istihkak iddiası icra müdürlüğünün alacaklıya istihkak davası açması için süre vereceği- İcra takibi sırasında haksız yere malı haczedilen üçüncü kişinin bu yüzden doğacak gerçek zararının ödetilmesi, İİK mad. 97 hükmü dışında genel hükümlere göre genel mahkemelerde açılabileceği ve ayrı bir dava ile isteyebileceği- İcra memurunun yetkisini aşarak haciz işlemi yapmaması halinin bir hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması niteliğinde olup süresiz şikâyete tabi olduğu-
İİK. mad. 228 uyarınca açılan iflasta istihkak iddiasına ilişkin davada, yevmiye defteri ile sunulan envanter defterlerinin tamamının kapanış tasdiklerinin bulunmadığından, HMK. mad. 222/2 uyarınca sahibi lehine delil olma özelliği olmayacağı- Usule uygun tutulmayan envanter defterinde kayıtlı menkuller yönünden kabul kararı verilmesinin hatalı olduğu, usulüne uygun tutulmuş yevmiye defterlerinde kayıtlı menkuller yönünden davanın kabulü gerektiği-
İstihkak davalarının İİK'nun m.97 gereğince genel hükümlere göre görüleceği- 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi ile (1) sayılı tarifedeki nispi esas üzerinden harca tabi olduğu- Maktu başvuru harcı ve alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü anılan Kanun'un 28. maddesi uyarınca peşin olarak ödenmedikçe davaya devam edilmeyeceği-
Hacze konu hayvanların bir kısmının kulak küpe numaraları İlçe Tarım Müdürlüğü yazısı uyarınca davacı adına kayıtlı ise de anılan belgeler ilgilinin beyanına dayalı olarak düzenlendiklerinden, istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyeceği-
İİK. mad. 97/a uyarınca, mülkiyet karinesi borçlu (dolayısıyla alacaklı) yararına olup, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı üçüncü kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamaması halinde, istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerektiği-
İstihkak davasının dinlenebilmesi için ön koşulun, her şeyden önce hukuken geçerli bir haciz bulunması olduğu- Bu koşulun bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında gerek ilk derece mahkemeleri gerekse Yargıtay tarafından re'sen gözetilmesi gerektiği- İİK'nin 106. maddesinde menkul mallar için öngörülen altı aylık sürenin para alacakları yönünden hacizden itibaren paranın istenmesi için gerekli azami süre olarak kıyasen uygulanması gerektiği- Alacaklı tarafından haciz tarihinden itibaren altı aylık süre içinde paranın istenmesi keyfiyetinin yerine getirilmediği durumda para üzerindeki haczin kalkacağı- Öyleyse İstihkak davasının mahkemece dava tarihinde geçerli bir haciz bulunmadığı gerekçesi ile davanın ön koşul yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiği-
Temyiz incelemesine konu eldeki dosyada ise borçlu şirket adına haciz adresine çıkarılan ödeme emri tebligatının, üçüncü kişi şirket işçisinin borçlu şirketin adresten ayrıldığını beyan etmesi üzerine bila tebliğ döndüğü, yine temyiz incelemesine konu eldeki dosyada üçüncü kişi şirket vekilinin dava dilekçesinde haciz adresinde bulunan evrakların borçlu şirket ile olan ticari ilişkiye dayalı olduğunu beyan ettiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise şirketler arasında ticari ilişki olmadığının bildirildiği, tüm bunlardan ayrı olarak .............. İcra Müdürlüğünün ................ sayılı dosyasına ilişkin olarak davalı alacaklı ile borçlu şirket arasında protokol düzenlendiği, protokol içeriğinde takip konusu olmayan borçların da ödenmesi hususunun düzenlendiği, anılan protokolde üçüncü kişi şirket ve yetkilisinin kefil olarak imzalarının bulunduğu, bu protokol kapsamında dava konusu haciz adresinde haczedilen menkullerin borçlu şirket yetkilisine yediemin olarak teslim edildiği anlaşıldığından, İİK'nin 97/a maddesinde düzenlenen karinenin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı üçüncü kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, bu koşullarda, istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerekeceği-