Dava konusu aracı noterde düzenlenen sözleşme ile borçludan satın almış olan davacı üçüncü kişinin borçlulardan birinin kardeşi olması ve aracın takipten 14 gün önce ve borcun doğumundan sonra satın alınmış olması nedeniyle, noterde yapılan satış sözleşmesinin muvazaalı bir işlem olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Davacı 3. kişi ile davalı borçlu arasındaki çalışma/borç-alacak ilişkisi ve araç satışının haciz şerhinin işlendiği tarih ile aynı gün olması, bu satış sözleşmesinden sonraki bir tarihte davacı 3.kişi tarafından borçlu aleyhine icra takibine geçilmesi ve bu takibin davalı (alacaklı) tarafından aynı borçlu hakkında yapılan takiplerden çok kısa bir süre sonra başlatılması gibi maddi ve hukuki olgular karşısında, davacı 3.kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı bir ilişkinin bulunduğu ve hayatın olağan akışına göre davanın danışığa dayalı olduğu- Davacı 3.k işi ile davalı (borçlu) arasında işveren/çalışan ilişkisinin bulunduğu ve dava konusu aracın davacı 3.kişi tarafından takip borçlusunun kendisine olan borcuna karşılık olarak satın alındığı da belirlenmiş olup, bu durum da yapılan tasarruf İİK.nun 279/2. maddesi uyarınca, (para veya mutad ödeme vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan ödemeler) batıl sayılacağı ve İİK. mad. 280 uyarınca aralarındaki ilişkiler ve  icra takiplerinden 3. kişinin borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklıdan mal kaçırma kastını bilebilecek kişilerden olduğunun kabulü ile davacı 3. kişi tarafından açılmış olan istihkak davasının reddi ile davalı-karşı davacı (alacaklı) tarafından karşılık olarak açılmış olan tasarrufun iptali davasının ise kabulüne karar verilmesi gerektiği-
2918 s. Yasa’ nın 20/d maddesi uyarınca, trafik sicile kayıtlı olan araçların satışlarının noterde yapılmış olmasının geçerlilik koşulu olduğu, satıştan sonra tescil işleminin yapılmamasının satışı geçersiz kılmayacağı ve satışa konu aracın mülkiyetinin noterde yapılan satış sözleşmesi ile alıcıya geçeceği-
Ödeme emrinin haciz adresinde tebliğ alınması ve davacı üçüncü kişinin borcun doğumundan sonra, aynı adreste ve aynı konuda işyeri açmasının “danışıklı işyeri devri” niteliğinde sayılacağı-
“Borçlu” ile “3.kişi” arasında; ‘ortaklar’ , “çalışanlar’ ve ‘adres’ itibarı ile organik bağ bulunması (örneğin; borçlu şirket ile 3.kişi şirket ortaklarının bir kısmının veya tamamının veya temsilcisinin aynı kişilerden oluşması ya da borçlu şirket ile 3. kişi şirketin aynı yerde faaliyette bulunuyor olması halinde) 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haczedilen malların borçlu şirket tarafından davacı şirkete devredilen mallar olduğunun anlaşılması halinde devir alan şirket, devredilen şirketin borçlarından sorumlu olduğundan mahkemece “üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davasının kabulüne” karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ile davacı 3. kişi arasındaki ilişkinin ticari işletme devri (örtülü işyeri devri) niteliğinde olduğu durumlarda olaya İİK. nun 44 ve BK’ nun 179. maddesinin (şimdi; TBK. mad. 202) uygulanması gerekeceği, 3. kişi tarafından “işyeri devri ile ilgili İİK. nun 44. maddesinde öngörülen koşulların yerine getirildiği” 3. kişi tarafından iddia ve ispat edilmedikçe, işyerini devralan davacı-3. kişinin BK. nun 179. maddesi (şimdi; TBK. mad. 202) uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olduğu, bu nedenle mahkemece “3. kişinin istihkak iddiasının reddine” karar verilmesi gerekeceği-