Ödeme emrinin tebliğinden sonra, ancak hacizden önce vazgeçme beyanında bulunulması halinde ise, alacaklıdan -492 s. Harçlar Kanunu mad. 23 uyarınca- takip safhasına göre, alınması gereken tahsil harcı oranının yarısı oranında (% 2,27 oranı üzerinden) tahsil harcı alınması gerektiği-
İflas erteleme tedbir kararında "yapılmış ve yapılacak olan tüm icra takiplere ilişkin olarak da ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacizlerin durdurulmasına" karar verildiği anılan karar uyarıca ihtiyati hacizlerin infazının da durdurulmasına karar verildiği, tedbir kararının gereğinin icra dairelerince kendiliğinden yerine getirilmesi zorunlu olup, tedbir kararı sonrasında verilen ihtiyati haciz kararının infazının icra müdürlüğünce durdurulması kararının usul ve yasaya uygun olduğu-
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, şikayetçi tarafça borçlu aleyhine yürütülen kambiyo senedine özgü ilamsız icra takiplerinde ödeme emrinin borçluya 28.11.2011 ve 29.11.2011 tarihlerinde tebliğ edildiği, İİK'nın 264/5. maddesine göre, borçlunun ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra 5 günlük itiraz süresi içerisinde borca ve sair nedenle itiraz etmemesi ile takiplerin kesinleştiği, ancak, İİK'nın 264. maddesinde belirtildiği üzere, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde ihtiyati haczin 10 günlük ödeme süresinin dolması ile kesin hacze dönüştüğü, icra müdürlüğünün dosyasında hazırlanan 10.12.2012 tarihli sıra cetvelinin derece kararı itibari ile doğru olduğu-
Alacaklının daha önce talep ettiği ihtiyati haciz kesin hacze dönüştüğünden ve haciz istemi bu şekilde gerçekleştiğinden alacaklının bu haczin düşmesinden sonra yeniden haciz isteyebilmek için yenileme harcı ödemesine gerek bulunmadığı-
Ödeme emrinin tebliğinden sonra, ancak hacizden önce vazgeçme beyanında bulunulduğu dikkate alınarak, borçludan (492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 23. maddesi hükmü doğrultusunda) takip safhasına göre, tahsil harcının yarısının (% 2,27 oranında) tahsili gerekirken, %4,55 oranında tahsil harcı alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlunun icra dosyasına dosya borcunu ihtirazi kayıtla ödemesinin iade talebine dayanak olamayacağından, borçlunun ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabileceği-
Tebligat mazbatasına, tebliğ memuru tarafından beyanda bulunan ve kendisine haber verilen komşunun adı ve soyadı yazılmadığı için tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Borçlunun takibe yaptığı itiraza ilişkin alacaklı vekiline yapılan tebliğ işlemi usulsüz olup alacaklı vekilinin, bahse konu işlemi öğrenme tarihinden itibaren süresi içinde itirazın kaldırılması isteminde bulunduğu anlaşıldığından, İİK 264/2 maddesi uyarınca, ihtiyati hacizlerin halen geçerli olduğu- Alacaklı, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemez veya mahkemede itirazın iptali davası açmaz ise, ihtiyati haczin kendiliğinden hükümsüz kalacağı-
İhtiyati haciz hükümsüz kaldığından istihkak davası da konusuz kaldığından, davacı alacaklının açtığı dava ile ilgili olarak “konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olduğu- Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmadığı- İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşulun gerekmediği- Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz isteyebileceği-
Sıra cetveline şikayetin, sıra cetvelinin düzenlendiği icra müdürlüğünün bulunduğu yerdeki icra mahkemesine yapılacağı ve bu yetki kuralının kesin olduğu- İlk haciz sahibinin belirlenmesi ile yetinilmesi gerekip, ilk haczin asıl ve birleşen dosyada şikayetçinin haczi olduğu, sıra cetvelinin ilk haciz sahibi olan, asıl ve birleşen dosyada şikayetçinin alacaklı olduğu icra müdürlüğünce düzenlenmesi gerektiği belirtilerek asıl dosyada icra memur muamelesine şikayetin kabulüne ve yetkisiz icra müdürlüğünce sıra cetveli düzenlenmesine ilişkin icra memuru işleminin iptaline, birleşen dosyada ise, asıl dosyada şikayete konu sıra cetvelini düzenleyen icra müdürlüğünün yetkili olmadığı belirlendiğinden şikayete konu sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerektiğinin belirtilmesiyle yetinilerek hükmün bozulması gerekirken, asıl ve birleşen dosyada şikayetin esasına ilişkin gerekçelere dayanılmasının hatalı olduğu-