Borçluya gönderilen ödeme emrinin bila ikmal iade edildiği, sonrasında da borçluya, usulsüz de olsa, herhangi bir ödeme emri tebliğinin yapılmadığı görülmekle yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan, borçlunun öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilemeyeceği- Mahkemece, "usulsüz tebligatın öğrenme ile usulüne uygun hale geleceği" gerekçesiyle borçlunun "ödeme emri tebliğ edilmeksizin ve takip kesinleşmeksizin banka hesaplarına konulan hacizlerin iptaline"  yönelik şikayetinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İhtiyati haciz nedeniyle alınan teminatın davalının ihtiyati haciz nedeniyle uğrayacağı zararın teminatı olmakla, davalının ihtiyati haciz nedeniyle tazminat davası açıp açmayacağının sorulması dava açmadığı takdirde teminatın iade edilmesi dava açtığında ise davanın sonucuna göre karar verilmesi gerekeceğinden karar tarihi itibariyle teminatın iade talebinin reddinin doğru olduğu-
İhtiyati haciz kararının, icra takibinin kesinleştiği tarihte kesin hacze dönüşeceği- Muhtemel alacakların ancak İİK. mad. 89 uyarınca haczedilebileceği, (İİK. mad. 88 uyarınca) yazılan haciz müzekkereleri ile doğacak hak ve alacakların haczinin mümkün bulunmadığı- 
Takip talebi ile aynı tarihte ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, mahkemece, takibin başladığı tarihten sonraki gün ihtiyati haciz kararı verildiği, borçlunun ödeme emrine süresinde itirazda bulunması üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın ise alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, bu nedenle İİK'nun 264/2. maddesinde öngörülen sürenin başlamadığı ve dolayısıyla ihtiyati hacizlerin ayakta kaldığı anlaşıldığından, mahkemece, haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin de reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinin tebliğinden sonra, ancak hacizden önce vazgeçme beyanında bulunulması halinde ise, alacaklıdan -492 s. Harçlar Kanunu mad. 23 uyarınca- takip safhasına göre, alınması gereken tahsil harcı oranının yarısı oranında (% 2,27 oranı üzerinden) tahsil harcı alınması gerektiği-
İflas erteleme tedbir kararında "yapılmış ve yapılacak olan tüm icra takiplere ilişkin olarak da ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacizlerin durdurulmasına" karar verildiği anılan karar uyarıca ihtiyati hacizlerin infazının da durdurulmasına karar verildiği, tedbir kararının gereğinin icra dairelerince kendiliğinden yerine getirilmesi zorunlu olup, tedbir kararı sonrasında verilen ihtiyati haciz kararının infazının icra müdürlüğünce durdurulması kararının usul ve yasaya uygun olduğu-
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, şikayetçi tarafça borçlu aleyhine yürütülen kambiyo senedine özgü ilamsız icra takiplerinde ödeme emrinin borçluya 28.11.2011 ve 29.11.2011 tarihlerinde tebliğ edildiği, İİK'nın 264/5. maddesine göre, borçlunun ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra 5 günlük itiraz süresi içerisinde borca ve sair nedenle itiraz etmemesi ile takiplerin kesinleştiği, ancak, İİK'nın 264. maddesinde belirtildiği üzere, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde ihtiyati haczin 10 günlük ödeme süresinin dolması ile kesin hacze dönüştüğü, icra müdürlüğünün dosyasında hazırlanan 10.12.2012 tarihli sıra cetvelinin derece kararı itibari ile doğru olduğu-
Alacaklının daha önce talep ettiği ihtiyati haciz kesin hacze dönüştüğünden ve haciz istemi bu şekilde gerçekleştiğinden alacaklının bu haczin düşmesinden sonra yeniden haciz isteyebilmek için yenileme harcı ödemesine gerek bulunmadığı-
Ödeme emrinin tebliğinden sonra, ancak hacizden önce vazgeçme beyanında bulunulduğu dikkate alınarak, borçludan (492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 23. maddesi hükmü doğrultusunda) takip safhasına göre, tahsil harcının yarısının (% 2,27 oranında) tahsili gerekirken, %4,55 oranında tahsil harcı alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlunun icra dosyasına dosya borcunu ihtirazi kayıtla ödemesinin iade talebine dayanak olamayacağından, borçlunun ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabileceği-