İİK'nın 67/1 maddesinde öngörülen bir yıllık sürenin, itirazın iptali davası için öngörülmüş hak düşürücü süre niteliğinde olup İİK'nın 264/2. maddesinde belirtilen 7 günlük süreyi bertaraf etmeyeceği- Borçlunun ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde borca itirazı ile takibin durduğu, borca itirazın alacaklıya 24.06.2023 tarihinde tebliğ edildiği, davalı alacaklı tarafından süresi içinde 21.06.2023 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş ise de arabuluculuk görüşmeleri arabuluculuk uzlaşamama tutanağına göre 23.06.2023 tarihinde sonuçlanmış olup, İİK'nın 264/2. maddesinde öngörülen 7 günlük süre içinde itirazın iptali davası açılmadığı, süresinden sonra 14.07.2023 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, ihtiyati haciz kararının yasa gereği hükümsüz hale geldiğinin kabulü gerekeceği, o halde, mahkemece şikayetin kabulü ile İcra Müdürlüğünün 13.07.2023 tarihli kararının ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasının yargılaması sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiğinden İİK’nın 266. maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulanma imkanının bulunmadığı-
Sıra cetveline ilişkin şikayet üzerine, icra mahkemesince sıra cetvelinin iptaline karar verilmekle yetinilmesi gerektiği, yeniden sıra cetveli düzenlenerek karar verilmesinin hatalı olduğu- Şikayetçi, şikâyet dilekçesinde yalnızca yapılan sıra cetvelinde "garameye dâhil edilmeyi" istediği hâlde, talep aşılarak, şikâyet olunan garameden çıkarılarak karar verilmesinin doğru olmadığı- İcra mahkemesince, sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceği, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiği belirlenirken, şikâyetçinin "garameden pay almış olanların garameye girmemesi gerektiğine" dair iddiasının bulunmadığının dikkate alınması, ayrıca şikâyet olunanlar garame dışı bırakacak şekilde verilen kararın, bu şikâyet olunanlar tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle diğer alacaklılar lehine usuli kazanılmış hak doğduğunun gözetilmesi, mahkemece verilecek kararın gerekçesinde, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde bu ilkelere de yer verilmesi, iptal nedenleri hükmün sonuç kısmında ayrıca belirtilmeden sıra cetvelinin sadece iptaline karar verilmesi gerektiği-
Şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararı İİK'nın 281/2. maddesine göre verilmiş olup, gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu, ayrıca .......... İcra Müdürlüğü ............... E. sayılı dosyasında herhangi bir icra takibinin başlatılmadığı, sadece tasarrufun iptali davasının yargılaması sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği görüldüğünden, kararın infazına ilişkin inceleme görevinin, tasarrufun iptali davasının yargılamasında görevli olan ve tedbir kararını veren ............ Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğu, o halde, ilk derece mahkemesince görev nedeniyle istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Genel haciz yoluyla yapılan takipte, ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından yasal süre içerisinde ödeme emrine itiraz edilmemesi ya da itirazın İcra Mahkemesince kesin olarak kaldırılması veya mahkemece iptal edilmesi halinde ihtiyati haciz kendiliğinden kesin hacze dönüşeceği-
Somut uyuşmazlıkta; şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararının İİK'nın 281/2. maddesine göre verilmiş olup, gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğunun ve bu suretle İİK'nın 264/3. maddesi hükmü burada uygulanmayacağından, tasarrufun iptali davasının davacısı olan alacaklının, ihtiyati haczin dayanağı olan ilamı bir aylık süre içinde icra dairesine ibraz etme zorunluluğu bulunmadığının, öte yandan, tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati hacizlerin, söz konusu davanın kabulüne ilişkin karar tarihi olan 11.05.2006 itibariyle kesin hacze dönüştüğünün ve bu tarih itibariyle uygulanması gereken iki yıllık süre dolmadan 14.09.2007 tarihinde yapılan satış talebinin yasal sürede olduğu-
Alacaklı tarafından 7 gün içinde icra mahkemesinde itirazın kaldırılması veya genel mahkemede itirazın iptali davası açmadığı anlaşıldığından ihtiyati haczin (kendiliğinden) hükümsüz hale geldiği, icra takibinin ise (ihtiyati haczin hükümsüz kalmasına rağmen) derdest olduğu, 7 günlük süreden sonra arabulucuğa başvurulmasının ihtiyati haczin hükümsüzlüğüne bir etkisinin olmayacağı-
'M. , B. ve İ. Ortaöğretim Erkek Öğrenci Y.un toplam 457.329,76-TL borç miktarına yetecek kadar taşınır taşınmaz malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine'' karar verildiği genel mahkemece 10.02.2021 tarihli ara karar ile davacının taraf değişiklik talebi kabul edilerek, davalı olarak husumet yöneltilen "Özel İ. Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu''nun davalı sıfatı kaldırılarak yerine İ. Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği"nin davalı olarak kabulüne karar verilmiş ise de; ihtiyati haciz kararının, hakkında ihtiyati haciz kararı verilmeyen davacı hakkında uygulanarak taşınmazlarına ihtiyati haciz şerhi işlendiğini, davacının, kararın verildiği tarih itibariyle ihtiyati haciz kararında ve icra takibinde taraf olmadığını, taraf değişikliğinin geriye dönük etkili olmayacağı-
............... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ...................... sayılı kararı ile alacaklının ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, alacaklının aynı tarihte icra müdürlüğüne yaptığı başvuru ile borçlunun mallarına ihtiyati haciz konulmasını istediği ve müdürlükçe ihtiyati haczin 15.9.2021’de tatbik edildi0ği, alacaklının takip talebi ile ödeme emrinin UYAP sistemine 14.9.2021 tarihinde kaydedildiği ve harçların da 29.9.2021’de yatırıldığı, borçlunun icra müdürlüğüne yaptığı başvuru ile yasal süre içerisinde takibe geçilmediğinden ihtiyati hacizlerin hükümsüz kaldığı gerekçesiyle hacizlerin kaldırılmasının istendiği, müdürlükçe sürede takip talebi verildiğinden istemin reddedildiği görüldüğünden, takip talebinin UYAP’a kaydedildiği tarih itibariyle İİK’nun 264/1. maddesine aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde olup Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davasının reddine karar verilmesi ile alacaklı, davasında haksız çıkmış olup ihtiyati haciz hükümsüz kaldığından, Bölge Adliye Mahkemesi’nin Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından icra müdürlüğüne gönderilen ihtiyati haczin devam ettiği yönündeki yazı cevabının bağlayıcı olduğuna ilişkin kabulünün isabetsiz olduğu- İcra müdürlüğünce, ihtiyati haciz kararı gereğince yapılan kesintilerin, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden alacaklıya ödenmesi de doğru görülmemiş olup, mahkemece alacaklılara hataen yapılan ödemelerin borçlulara iadesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılığın olmadığı, o halde ilk derece mahkemesinin, şikayetin kabulü yönündeki kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmesi gerekeceği-