Borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih ile tahsilatın yapıldığı tarih arasında altı gün süre bulunup, İİK. mad. 168/2'de öngörülen on günlük süre geçmeyip, ihtiyati haczin icrai hacze dönüşmediği görüldüğünden yapılan tahsilattan % 4,55 oranında harç alınması gerektiği-
Davaya konu haczin, yargılaması sırasında verilen ihtiyatı haciz kararına dayanılarak yapıldığı, buna ilişkin kararının davalı alacaklı tarafından tebellüğ edildiği tarihi göre ve alacaklılar vekilinin süresinde takip talebinde bulunduğu, bu haliyle ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü anlaşıldığından, alacaklı tarafından İİK'nun 264. maddesi uyarınca, bir aylık sürede takip talebinde bulunularak ihtiyati haczi tamamlayan merasimin gerçekleştirilmiş olduğu-
Alacaklının itirazla duran icra takibi aşamasında, ihtiyati haciz uygulatması genel anlamda bir takip işlemi olmadığından, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, takibin durmuş olmasının ihtiyati haczin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği, somut olayda itiraz edilmeyen ihtiyati haciz kararı geçerliliğini koruduğundan, mahkemece dava konusu istihkak iddiasının esasına girilerek karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz sırasında (depo edilen, haczedilen) para kimin tarafından icra dosyasına yatırılmış ise takibin kesinleşmesinden önce ihtiyati haciz kararının kaldırılması ile paranın iadesinin parayı yatıran kişiye yapılacağı- İhtiyati haciz sırasında depo edilen paranın şikayetçi tarafından yatırılıp yatırılmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesine ekli belgelerden davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın şeride tecavüz ve hız kurallarını ihlal ederek asli ve tam kusurlu olduğunun anlaşılmış olduğu ve dava dilekçesinde davalı sebebiyet verdiği kaza sonucu desteğin ölümü sebebi ile desteği eşi, çocukları ve kardeşleri tarafından maddi-manevi tazminatın tahsili istendiğinden davacı tarafın tazminat istemi haksız fiile dayanmakta olduğu ve olay tarihi itibariyle muaccel hale geldiği anlaşılmakla olayda ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle talebin kabulü gerektiği-
Dava dilekçesine ekli belgelerden davacıya zorunlu mali sorumluluk sigortalı, davalıya ait aracın 138 promil alkollü şekilde işyerine çarparak hasar verdiği anlaşılmış olup, dava dilekçesinde davalı tarafa ait araç sürücüsünün alkollü seyri ile sebebiyet verdiği kaza sonucu dava dışı işyeri sahibine ödenen maddi zararların davalıdan rücuan tahsili istendiğinden davacı tarafın tazminat isteminin sözleşmeye dayanmakta olduğu ve olay tarihi itibariyle muaccel hale geldiği anlaşılmakla ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle talebin kabulü gerektiği-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde, ihtiyati haczin, ödeme emrine itiraz edilmemesi ve 10 günlük ödeme süresinin geçmesi ile kesin hacze dönüşeceği-Alacaklının icra müdürlüğüne başvurduğu tarihte, ihtiyati haciz henüz kesin hacze dönüşmemiş olduğundan, ihtiyati tedbir kararında, ihtiyati haciz kararının önlenmesine yönelik bir hüküm de olmadığı gözetildiğinde, ihtiyati haczin uygulanmasının istenmesine engel bir durum olmadığı-
Tensip zaptında davanın alacak davası olarak yürütülmesine karar verilmiş olup, ön inceleme tutanağında davanın kambiyo senedi alacağından kaynaklı alacak davası olduğu tespit edilip, ara kararında da dava alacak davası olarak nitelendirilmiş ve yargılamaya devam edilmiş olduğuna ve davacının talebine göre, davanın alacak davası olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerekirken, davanın tespit davası olduğu ve eda davası açmak mümkün iken tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Somut olayda 17/07/2014 tarihli ihtiyati haciz kararı ile birlikte, son günün R. B.ına denk gelmesi sebebi ile 31/07/2014 tarihinde ( İİK'nın 261/1.maddesi gereği 10 gün içinde) ihtiyati haczin infazının istendiği ve borçlunun menkul ve gayrımenkullerine haciz konulduğu, İİK'nın 264/1. maddesi gereği süresinde icra takibine başlandığı, borçlunun süresinde yapmış olduğu borca itirazın ise alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, bu nedenle İİK'nun 264/2. maddesinde öngörülen sürenin başlamadığı ve ihtiyati hacizlerin ayakta kaldığı anlaşıldığından, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olacağı-
İhtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlem olduğundan bir takip muamelesi sayılamayacağı ve ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, icra takibinin durdurulması ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmeyeceği- İİK. mad. 264/2 gereğince, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak icra takibi yapan alacaklının, borçlunun ödeme emrine itirazını gidermek için itirazın tebliğinden itibaren yedi günlük hak düşürücü sürede itirazın kaldırılmasını veya iptalini sağlamak üzere dava açmak zorunda olduğu; alacaklı, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini başka şekilde öğrenmiş olsa bile, borçlunun itirazı kendisine tebliğ edilmedikçe, (7) günlük sürenin işlemeye başlamayacağı- İhtiyati haciz kararı ile birlikte, son günün R. B.ına denk gelmesi sebebi ile (İİK. mad. 261/1 uyarınca 10 gün içinde) ihtiyati haczin infazının istendiği ve borçlunun menkul ve gayrımenkullerine haciz konulduğu, İİK. mad. 264/1 uayrınca, süresinde icra takibine başlandığı, borçlunun süresinde yapmış olduğu borca itirazın ise alacaklı vekiline tebliğ edilmediği anlaşıldığından, İİK. mad. 264/2'de öngörülen sürenin başlamadığı ve ihtiyati hacizlerin ayakta kaldığı-