Satışın, bilahare kesinleşmesi kaydıyla kıymet takdirinin fiilen (keşif) yapıldığı tarihten iki yıl içinde yapılması gerektiği, bunun gerçekleşmemesi ihalenin fesih nedeni olup, bu hususun mahkemece re’sen nazara alınması gerekeceği-
Şikayetçinin kendisi dışındaki şahıslara kıymet takdiri ve satış raporunun tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshini isteyemeyeceği gibi mahkemece de anılan huşular re’sen dikkate alınarak "ihalenin feshine" karar verilemeyeceği-
Borçluların “ihale çıkarılarak satışı yapılan taşınmazlardan sadece birinin borcun önemli bölümünü karşılamış olup, kalan borcun kendilerine bildirilmesi durumunda ikinci menkulün satışına gerek kalmaksızın kendilerince karşılanabilecekleri"nden bahisle ileri sürdükleri ihalenin feshi talebinin, yasaca belirlenen fesih nedenlerinden olmadığından reddi gerekeceği-
Haciz kaydında alacaklı olarak görünen kişinin, satışa konu taşınmaz veya taşınırı ihale ile satın alması ve kendisinden önce gelen başka alacaklı bulunmaması halinde, alacağı oranında satış bedelini ödemekten kaçınabileceği (satış bedelini alacağına mahsup edebileceği) takip konusu hacizden önce konulmuş başka haciz bulunması halinde ileride sıra cetveli yapılması gerekeceğinden, mahkemenin "rüçhanlı alacakları karşılamadığı" gerekçesiyle "ihalenin feshi" yönünde karar tesis edemeyeceği-
İhalenin feshi davalarında işin esasına girip red kararı verildiğinde, şikayetçi hakkında para cezası verilmesi gerekeceği-
İhalede ikinci en yüksek peyi süren kişilerin, ihale bedelinin yatırılmaması üzerine kendilerine teklifi edilen alım hakkına cevap bile vermemelerine rağmen, ikinci ihalede çok düşük bedelle satılanı almalarının, ihaleye fesadın göstergesi olup, ihalenin feshini gerektireceği-