İİK.nun 129. maddesinde ihale bedelinin karşılamanın zorunlu olduğu kabul edilen "rüçhanlı alacak"tan anlaşılması gerekenin "satış isteyen alacaklının alacağına rüçhanı olan alacak" olduğu-
Takip hukukuna ilişkin şikayet mahiyetinde olan ihalenin feshi başvurusu, sözü edilen madde içeriğinde belirlenen dava niteliğinde olmadığından bu başvuru zamanaşımını kesmez ise de ihalenin feshi davası açılmakla alacaklı ihalenin feshi davası açılması nedeniyle takip dosyasında yapacağı herhangi bir işlem bulunmadığından fiili imkansızlık nedeniyle zamanaşımı süresinin işlemeyeceğinin kabulü gerekeceği, alacaklının ihale bedelinden pay alıp alamayacağı da ihalenin kesinleşmesinden sonra belli olacağından kesinleşmiş haciz sonucu satışı yapılan mallardan dolayı alacağını tahsil yönünden dosyayı takipsiz bıraktığından söz edilemeyeceği-
İİK.nun 134/2. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra, alacaklının icra mahkemesine başvurarak, ihalenin feshini istediği; başvuru, aynı maddenin 6. fıkrası kapsamında da olmadığından, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Soyut tanık anlatımlarına dayalı olarak tellalın satışın başladığını bağırarak duyurmadığı iddiasına itibar edilemeyeceği- Şikayet niteliğindeki ihalenin feshine müdahalede bulunulmasının mümkün olmadığı-
Mahkemece, İİK.nun 134/2. maddesine göre fesih sebebi olarak ileri sürülen iddiaların yerinde olup olmadığı konusunda, açık artırma tutanağında imzası bulunan kişilerin tanıklığına da başvurulması, tanık beyanlarından hangisine itibar edilip edilmediğinin karar yerinde tartışılması ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Şikayetçi satışı yapılan taşınmazın eski maliki olup; takip tarihi itibari ile taşınmazın maliki değil ise de, taşınmazın temin ettiği genel ticari kredi sözleşmesinin müşterek borçlu müteselsil kefili durumundadır; ayrıca kefaleti sebebiyle aleyhine borçlu sıfatı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığından şikayetçinin, anılan bu takip nedeniyle şahsi sorumluluğu bulunan borçlu konumunda olup, İİK'nun 134/2 maddesinde belirtilen ihalenin feshini isteyebilecek şahıslardan olduğu-
İhaleye fesat karıştırıldığına ilişkin iddiaların, yemin teklifi dışında her türlü kanıtla ispat edilebileceği; şikayet dilekçesinde "fesat iddiası"na yer verilmiş olması halinde, bunun mutlaka icra mahkemesince araştırılması gerekeceği-
İcra müdürlüğünün, satış kararında; "açık artırma ilanının ilan tahtasında, belediyede ve il merkezinde basımı yapılan ve dağıtılıp satılan yerel gazetede ilanına "karar verildiği görüldüğünden satış kararının değerlendirilmesinde hataya düşülerek, satışın köy muhtarlığında usulüne uygun bir şekilde ilan edilmediğinden bahisle ihalenin feshine karar verilemeyeceği-
48 seri no’lu KDV genel tebliğinin (D) bölümünde, icra yoluyla yapılan satışlarda verginin mükellefinin satışı gerçekleştiren icra daireleri olduğu düzenlemesi yer aldığından icra müdürlüğünce, KDV'nin tarh ve tahakkuk işlemleri, anılan verginin mükellefi sıfatı ile yapılmakta olup, bu işlemlerden doğan ihtilafların çözüm yerinin de vergi mahkemeleri olduğu-Not:Uyuşmazlık Mahkemesinin ise aksi doğrultuda içtihatları mevcut olup, Uyuşmazlık Mahkemesi bu tür uyuşmazlıkların yine icra mahkemelerinde çözümlenmesi gerekeceğini belirtmiştir.(Bknz: UM (Uyuşmazlık Mahkemesi) 11.03.2013 T. E: 2012/182, K:321)
İhalenin feshi davasında alacaklı, borçlu ve ihalede mahcuzu satın alan kişinin taraf gösterilmesi gerektiği halde taraf teşkili sağlanmadan ihalenin feshine karar verilmesi isabetsiz olduğu-