Somut olayda şikayetçi ihaleye konu yapılan menkullerin kendisine ait olduğunu iddia eden üçüncü kişi olup, İİK. mad. 134 gereğince ihalenin feshi davası açma hakkının bulunmadığı, şikayetçinin dava dilekçesinde belirttiği hususların 'istihkak' iddiasına konu edilebileceği-
İhalenin feshi istemine konu taşınmazın satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşıldığından, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçluların ihalenin feshini istemekte hukuki yarar bulunmadığı-
Açık artırma sırasında çıkan münakaşa ve olayların başlı başına ihalenin normal koşullar altında yapılmasını engelleyen, ihaleye katılımı engelleyen nitelikte olduğunu ve bu şekilde ihaleye fesat karıştırıldığı anlaşıldığından ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmemiş olduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Taşınmazın tapu kaydına birinci haciz konulduktan sonra, bu tarihten itibaren, İİK'nun 106/1. maddesinin haciz tarihi itibariyle yürürlükte bulunan hükmü gereğince 2 yıllık satış isteme süresi dolmadan önce aynı takip dosyasından aynı taşınmazın tapu kaydına yeniden haciz konulduğu, şerh edilen birinci haciz varlığını sürdürürken aynı takip dosyasından aynı taşınmaz üzerine ikinci kez haciz konulmasını engelleyen yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, ikinci konulan hacze ilişkin olarak satış isteme süresi dolmadan önce satış talebinde bulunulduğu ve dolayısıyla satış isteminin süresinde olduğu anlaşıldığından ihalenin feshi isteminin reddi gerekeceği-
Satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler ihalenin feshini isteyebileceği (İİK. mad. 134/2), ihaleye konu menkullerin kendisine ait olduğunu iddia eden üçüncü kişinin -ihalenin feshi davası açmak yerine- istihkak iddiasında bulunabileceği-
Dava konusu taşınmazın, icra takip dosyası üzerinden satıldığı, bu satış işleminin iptali için açılan "ihalenin feshi davasının" reddedildiği, ret kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, taşınmazın mülkiyetinin cebri icra ile temlik alana geçtiği ve açılan davaların konusuz hale geldiği-
Görülmekte olan davanın konusunun davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davacılara ait taşınmazların ihale yoluyla satılmasının veya ihalenin geçersiz olmasının menfi tespit davasının konusunu oluşturmayacağı-
Çekişme konusu taşınmazın yürütülen takip sonucunda dava dışı kişilere ihale edilip edilmediği, ihale edilmiş ise ihalenin kesinleşip kesinleşmediği belirlenip, taşınmazın el değiştirdiğinin belirlenmesi halinde 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 125. maddesi hükmü uyarınca, davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılarak tapu iptal-tescil davasının konusunun bir başkasına temlik edildiği takdirde dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltebileceği, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebileceğinin belirtilerek sonuca gidileceği-