İhalenin feshini talep edebilecek kişilerin İİK. mad. 134/2 hükmünde sınırlı olarak sayılmış olduğu, ihalenin feshini istemiş olan şikayetçinin, icra dosyasında taraf sıfatı bulunmadığı gibi, pey sürmek suretiyle ihaleye katılan kişilerden de olmadığından, mahkemece istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi İİK.nun 134/2.maddesinde belirtilen kişilerden olup, anılan kişinin İİK'nun 106-110. maddelerine göre ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunduğu-
İhalenin feshi davasında alacaklı, borçlu ve ihalede mahcuzu satın alan kişinin taraf olarak gösterilmesinin gerekeceği-
Şikayetçinin anılan takip dosyasının alacaklısı olduğu görüldüğü, bu durumda adı geçenin İİK'nun 134. maddesinde belirlenen "tapudaki ilgili" sıfatı bulunduğundan ihalenin feshini istemeye hakkının olduğu, haciz alacaklısı şikayetçi üçüncü kişiye satış ilanı tebliğ edilmediği için ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İhale edilen aracın plakasının motor ve şasi numarası ile uyumlu olmadığı iddiası alıcının, malın esaslı vasıflarında hataya düşürülmesi niteliğinde olup öğrenme tarihi olarak 08.05.2013 tarihinin kabulü gerekeceğinden ihale alıcısının 10.05.2013 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayetin İİK'nun 134/7.maddesi uyarınca yasal sürede olduğu, o halde mahkemece, takip borçlusuna usulüne uygun duruşma davetiyesi tebliğ edilip taraf teşkili sağlanarak, refakate alınacak bilirkişilerle keşif icra edilip şartname ile satış ilanına göre ihale edilen aracın fiili durumunun tespit edilmesinden sonra aracın, plakası ile motor ve şasi numarasının uyumlu olup olmadığının belirlenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
K. takdirine itiraz hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı gibi, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının da sonuca etkili olmadığı-
Taşınmazın ihalesinin 02.10.2009 tarihinde yapıldığı, şikayetçi haciz alacaklısı banka vekiline satış ilanının 10.08.2009 tarihinde tebliğ edildiği, ihalenin feshine yönelik şikayetin ise İİK'nun 134/2. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 06.11.2009 tarihinde yapıldığı, ihalenin feshi istemine ilişkin şikayet dilekçesinde, satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddianın bulunmadığı, ayrıca, fesat olgusuna ya da satılan taşınmazın esaslı niteliklerindeki hata nedenine dayanılmadığı görülmekte olup; bu haliyle İİK.'nun 134/7. maddesinde öngörülen sürenin burada uygulanmasının da mümkün olmadığı-
İcra mahkemesinin ihalenin feshi talebi üzerine, takip tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapacağı ve taraflar gelmese de kararını vereceği, mahkemece, taraflarca takip edilmemesi sebebiyle dosyanın önce işlemden kaldırılmasına sonra da davanın açılmamış sayılmasına karar vermesinin isabetsiz olduğu-
6352 s. K. ile değiştirilen İİK. mad. 126 ve 129'un yeni şeklinin 05.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, satış kararı tarihi itibariyle yürürlükte olan -6352 s. K. ile değişik- İİK. mad. 126 ve 129'a aykırı olarak yapılan ihalenin mahkemece re'sen feshedilmesi gerekeceği-
Tebligat yasasının metninde, yasanın uygulanmasını gösteren yönetmelikte ve hem de madde gerekçesinde muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde doğrudan doğruya 21/2'ye göre tebligat yapılacağı açıklamasına yer verilmemiş, bilakis bildirilen adrese tebligat yapılamaması halinde 21/2'ye göre tebligat yapılacağının önemle vurgulanmış olduğu, ayrıca Tebligat Yönetmeliğinin 79.maddesinde T.K.'nun 21/2.maddesine göre çıkarılacak tebligatların açık mavi renkli zarflarla yapılacağının belirtilmesi bu usulün hemen başvurulacak bir yol olmadığı,istisna olarak ve belirli şartların oluşması halinde başvurulacak bir tebligat şekli olduğunu da göstermekte olduğu- İlk defa bildirilen adres kayıt sistemindeki adres, tebligat yapılamayacağı açıkça anlaşılan bir adres olmadığı için öncelikle normal bir tebligat çıkartılarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliğininin 30.maddesinde muhatap lehine olan araştırmaların yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işleminin yerine getirilmesi gerektiği-  Savunma hakkı ile tebligat müessesinin birbirne sıkı sıkıya bağlı olduğu- İcra takibinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, itirazların yapılabilmesi ve takibin süratle sonuçlandırılabilmesi, ancak, tarafların icra takibinden usulünce haberdar edilmesi ile mümkün olacağı, takip borçlusunun hangi icra dairesinde aleyhine takip bulunduğunu, hakkındaki taleplerin nelerden ibaret olduğunu bilmesi ve varsa itirazlarını zamanında ve doğru merciye yöneltebilmesinin usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile sağlanabileceği- Satış ilanı davetiyesinin üzerine “mernis”yazılarak TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2 maddesine göre tebliğe çıkarılmasının ve dağıtıcı tarafından TK.'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın usule aykırı olduğu-