İcra mahkemesince takibin iptaline karar verildiği ve bu kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmakta ise de, paraya çevrilmesi talep edilen taşınmaz alacağa mahsuben ihale edildiğine ve ihalenin kesinleşmesi sonucu taşınmazın alacaklı adına tescili yapıldığına göre, kesinleşen ihaleye ilişkin takibin iptal edildiği gerekçesi ile taşınmazı alacağa mahsuben satın alacak alacaklıdan ihale bedelinin istenilemeyeceği ve şikayete konu uyuşmazlığın genel mahkemede ileri sürülebileceği, bu hususun dar yetkili icra mahkemesince tartışılamayacağı, alacaklıdan ihale bedelini takip dosyasına yatırması istemli icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İhale konusu taşınmazın muhammen bedelin üzerinden ihale edildiği ve dolayısıyla zarar unsurunun gerçekleşmemiş olduğu anlaşıldığından, esasa girilmeden ve para cezasına hükmedilmeden ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Satışın muhammen bedelinin çok daha üstünde bir miktara yapıldığı, bu durumda zarar unsuru gerçekleşmediğinden borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığını kabulü ile ihalenin feshi isteminin işin esasına girmeden reddi gerekeceği-
İhale tutanağında satışı yapan icra müdürünün imzasının olmaması halinde geçerli bir ihale tutanağı bulunmadığından ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayete konu ihale, 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulunun Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararın birinci maddesine eklenen altıncı fıkranın yürürlük tarihinden sonra yapılmış olduğundan, ödenecek katma değer vergisi oranı da bu fıkra hükmü kapsamında belirleneceği ve burada belirlenen kriterlere göre ilgili kurumlardan sorulmak suretiyle ihale konusu taşınmaz hakkında uygulanacak katma değer vergisi oranının tespit edilmesi gerektiği-
Yapılmak istenilen satış ilanı tebliğinde, beyanı alınan komşunun isminin alınmadığı, yani tebliğ mazbatasında komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilginin bulunmadığı anlaşıldığından yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Şikayetçi hissedara satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasının veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Ortaklığın giderilmesi ilamı nedeniyle yapılan satışlara ilişkin ihalenin feshi davalarında alıcı ile birlikte hissedarların tamamının hasım olarak gösterilmeleri gerektiği-
Borçlu tarafından kıymet takdirine itiraz edilmediği de gözetildiğinde zarar unsuru gerçekleşmemiş olup borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığı- Mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru olduğu; ancak bu durumda İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına girilemeyeceğinden borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekeceği-
Tapuda tarla vasfında olan ancak imar uygulaması ile arsa vasfını kazandığı belirtilen taşınmaz yönünden, imar uygulaması sonucu borçlunun tasarruf edebileceği alanın, üzerinden geçtiği belirtilen yüksek gerilimli enerji nakil hattının taşınmazın ne kadarlık alanından faydalanmayı imkansız hale getirdiği gibi değer kaybına ve artışına neden olun unsurların tam olarak ortaya konulması sağlanarak fesih istemine konu olan ihaledeki parseller yönünden esas alınan muhammen bedellerin doğru olup olmadığının tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İhale ile davalıya geçen taşınmazlara ilişkin, ihalenin dayanağı ödeme emrinin icra hukuk mahkemesinin ilamı ile iptal edildiği durumda, davacının ihalenin feshi davası açabileceği gibi yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil de isteyebileceği-
Şikayetçinin ihalenin feshini isteyebilmesi için ileri sürdüğü yolsuzluk neticesinde kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispat etmesinin zorunlu olduğu, bu husus dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulmasının zorunlu olduğu-