Sermaye şirketlerinin, kurum kavramı içerisinde yer aldığı, bu itibarla, 3065 sayılı Kanun'un 17/4-r maddesinde düzenlenen istisna hükmünün, sermaye şirketlerinin borçlarına karşılık taşınmazlarının cebri icra yoluyla satılması halinde de uygulanacağı-
Satışın, kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı, Ayrıca, İİK'nun 128. maddesinde öngörülen 2 yıllık sürenin başlangıcının, bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen nazara alınması gerekeceği-
Satış komisyonu tarafından gayrimenkul kendisine ihale edilen alıcının o gayrimenkulün mülkiyetini iktisap etmiş olacağı, ihalenin feshinin gayrimenkulün bulunduğu yerin icra tetkik merciinden şikayet yolu ile istenebileceği, ihalenin ilgililere tebliği tarihinin şikayet için muayyen olan 7 günlük müddete başlangıç sayılacağı-
İhalenin feshi isteminin İİK'nun 134/8. maddesi uyarınca şikayetçinin menfaatinin muhtel olmaması nedeniyle reddi halinde işin esasına girilmemiş olacağından aynı maddenin 2. fıkrasında öngörülen para cezasının tatbik imkanı bulunmadığı-
6183 sayılı Yasa kapsamında yapılan ihalenin feshi isteminin reddi halinde adı geçen Yasa'da düzenlenmeyen ve İİK'nun 134/2. maddesine yapılmış bir atıf da olmadığından bu davada uygulama yeri bulunmayan İİK'nun 134/2. maddesine dayanılarak, şikayetçinin ihale bedelinin % 10'u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
İhalenin feshi isteminin esastan reddine karar verilen şikayet konusu taşınmazın satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olduğu, satış günü itibariyle taşınmazın kıymet takdiri işlemi üzerinden iki yıldan fazla süre geçmediği de gözetildiğinde zarar unsuru gerçekleşmemiş olup borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı, ancak bu durumda İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına girilemeyeceğinden borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Kabulün, ancak, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğuracağı, davayı kabulün, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, davalının davayı kabul etmesi ile dava konusu uyuşmazlığın sona ereceği-
Taşınmazın muhammen bedelin üzerinde satıldığı ve zarar unsurunun bulunmadığı yönündeki gerekçenin, "ihale bedelinin muhammen bedelin altında olması" nedeniyle yerinde olmadığı-
Satış bedelinin, muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği, bu durumda şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-