Şikayetçinin, borçlunun eşi olup ihale konusu taşınmazın tapu kaydı üzerine ihaleden önce 17.06.2005 tarihinde aile konutu şerhi koydurduğundan, Dairemizin değişen içtihatları doğrultusunda İİK.nun 134/2. maddesinde yer alan tapu sicilindeki ilgili kavramı içerisinde değerlendirilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesi kararlarının -maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeseler de- kendi aralarında kesin hüküm oluşturduklarının kabul edildiği- Her iki icra mahkemesinde dosyasındaki taleplerin farklı olduğu anlaşıldığından, önceki icra mahkemesinin ihalenin feshine ilişkin vermiş olduğu kararın sonraki şikayet dosyası için kesin hüküm teşkil etmeyeceği-
Şikayete konu satış ilanı tebliğ evrakı üzerine; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından, TK'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden satış ilanı tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının, yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu- Satış ilanı tebligatının bir an için usulüne uygun olduğu düşünülse dahi ihale tarihinden iki gün önce borçlu vekiline yapılan tebligatın makul ve yeterli sürede yapıldığından da söz edilemeyeceği-
Satış bedelinin menkulün muhammen bedelinin üzerinde olduğu, bu nedenle, söz konusu araç yönünden zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, İİK'nun 134/2 maddesi uyarınca işin esasına girilmemiş olacağından şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, bu nedenle, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına girilmemiş olacağından şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
Feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazın satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin yüzde yüzünün üzerinde olması ancak şikayetçi-borçlunun süresi içerisinde kıymet takdirine itiraz etmiş olması halinde mahkemece uzman bilirkişi marifetiyle mahalinde keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine, daha düşük olması halinde ise ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden komşunun ve tebligatta bilgisine başvurulan komşunun ismi alınmadan tebliğ işlemi yapıldığı, Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesi uyarınca tespit edilerek T.K'nun 23. maddesi uyarınca mazbataya yazılmadığı ve satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği-
İİK'nun 134/2. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 281. maddesi uyarınca kanuna veya ahlâka (adaba) aykırı şekilde ihaleye fesat karıştırılmış olmasının ihalenin feshi sebebi olduğu, ihalenin amacına ulaşmasını ve malın gerçek değerine satılmasını, ihalenin sağlıklı ve normal şartlarda yapılmasını engelleyici, dürüstlük kuralları ile bağdaşmayan davranışlarda bulunulmasının ve ihaleye katılıma engel olunmasının ihaleye fesat niteliğinde olduğu, tarafların fesat nedeni olarak ileri sürdükleri maddi vakıaları tanık dahil her türlü kanıtla ıspat edebilecekleri-