Taşınmazın satış bedelinin muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmakta olduğundan,yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği, bu durumda şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı,ancak İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği, bu durumda davacının ihalenin feshi istemi zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhine taşınmazın ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Satış ilanının; “7201 sayılı kan. 21. md. sine göre Köy muht. (azası) tevdi edilerek işlem yapılmıştır” şerhi ile yapılan tebliğinin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre mi yoksa 21/2. maddesine göre mi yapıldığının anlaşılmamakta olduğu- 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi uyarınca, muhatabın adresten geçici olarak ayrıldığına ilişkin şerh ile 2 numaralı ihbarnamenin, belirtilen adresteki kapıya yapıştırılması gerektiği- Adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğunun ve tebliği çıkaran mercice, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapılacağına ilişkin meşruhat ile ihbarnamenin belirtilen adresteki kapıya yapıştırıldığına yönelik şerhin olmadığı anlaşıldığından, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine de uygun bulunmadığı- Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Taşınmazın satış bedelinin muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği-
İİK’nun 114. maddesi uyarınca menkul ihalelerinde “satış ilamının ilgililere tebliğine” karar verilmesi halinde, satış ilamının ilgililere tebliğ edilmemesinin ihalenin feshine neden olacağı-
İİK'nun 134/8. maddesinde, ihalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecbur olduğu-
İhale bedelleri toplamının %10'u 2.310 TL olduğu halde 4.030,26 TL para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Taşınmazın/taşınırın kıymetin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı "ilan giderleri” gibi paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerekeceği-
Taşınmaz rehininin satışının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren 2 sene içinde istenmesi gerektiği,bu sürede satış istenmemesi ve satış avansının yatırılmaması halinde takibin düşeceği; takibin düştüğü tarihten sonra yapılan işlemlerin ise yok hükmünde olacağından, bu tarihten sonra yapılan ihalenin de sırf bu nedenle feshi gerekeceği-
Tebligat kanununun 21. maddesinin iki hali birlikte düzenlemekte olduğu; bunlardan birisinin “ aderse bulunmama”, diğerinin ise “ tebellülden itina” olduğu- Muhattap yerine kendisine haber verilen komşunun muhattaba tebliğ işlemini haber verip vermemesini tebligatın geçersizliği sonucunu doğurmayacağı, kaldı ki tebliğ evrakının bir suretinin muhattabın kapısına yapıştırılmış olması nedeniyle, muhattabın bu şekilde tebligatı öğrenmiş olduğunun kabul edildiği, öte yandan haber verilen komşunun muhattaba bilgi vermemesinin kendisinin cezai veya hukuki sorumluluğunu doğuracağı-
Taşınmazın ihale bedelinin muamel bedeli karşılamaması halinde zarar unsurunu oluştuğu kabul edilerek ileri sürülen feshi sebepleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-