Borçluya icra emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren, alacaklının, 1 yıllık yasal süre içinde -masrafını da yatırmak suretiyle- satış talebinde bulunmadığı anlaşıldığından, takibin düşmüş olacağı ve satışın yapılmasının mümkün olmadığı-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesinin mümkün olduğu-
Şikayetçinin alacaklı olduğu dosyadaki haciz, satışın yapıldığı dosyadaki hacizden sonra olup, satışın yapıldığı dosyadaki alacak miktarı, muhammen bedelin üzerinde olduğundan şikayetçinin ihaleye katılabilmesi için teminat yatırması gerekeceği-
Mahkemece, emlak vergisi alacağının 6183 sayılı Yasa'nın 21/2. maddesi uyarınca öncelikle ödettirilmesi gerektiğine ilişkin mahkemenin ilk kararının, şikayet olunanın temyiz isteminin sair ret kapsamında reddi üzerine şikayetçi lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek, şikayetin kabulü ile emlak vergisi alacağının öncelikle ödettirilmesini sağlamak üzere sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerekirken, İcra Müdürlüğünce İİK'nın 134/5. maddesi uyarınca emlak vergisinin şikayet olunan tarafından dosyaya yatırılmasının mümkün bulunduğu gözden kaçırılarak, usuli kazanılmış haklar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Şikayetçi tarafça öncelikle emlak vergisinin ödenmesi gerektiği hususunun, şikayetçi lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu ve mahkemece bu yönden şikayetin kabulü gerektiği hususu hükmün gerekçesinde açıklandığına göre, şikayetçinin, öncelikle emlak vergisi ödenmeden taşınmazın tescil işleminin usulsüz olduğuna yönelik icra memur işlemi şikayetinde artık hukuki yararının kalmadığı gerekçesiyle, HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca hukuki yarar yokluğu sebebiyle şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Vekalet ücretinin, mahkemece re'sen karara bağlanması gerektiği- Borçluya ait iki adet taşınmazın toplam şikayetçiye ihalesinin yapıldığı, ihale bedelinin alıcı tarafından takip dosyasına ödendiği, takip dosyasına kesin teminat mektubu sunulması karşılığında şikayetçi vekilinin talebi üzerine, ihale bedeli ile nemasından oluşan miktarın icra dairesince alıcı vekiline ödenerek, ihalenin kesinleşmesi üzerine teminat mektubunun paraya çevrildiği, bu aşamadan sonra borçlu vekilinin başvurusu üzerine icra müdürlüğünce ihalenin kesinleşmesi tarihine kadar işleyen nemanın Merkez Bankasının açıkladığı en yüksek mevduat faiz oranından hesaplanan bedelin  takip dosyasına ödenmesi için alacaklıya muhtıranın gönderildiği görülmüş olup mahkemece muhtırada istenen tutarın ihale alıcısının talebine uygun olarak düzeltilmesine karar verildiği ve ihale alıcısının nema alacağının kalmadığına dair talebinin ise bu kabul kararı kapsamında bulunmadığı anlaşıldığından ihale alıcısının isteminin kısmen kabul edildiği ve buna göre de borçlu, kısmen haklı çıktığına göre, mahkemece, borçlu lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, yargılama giderlerinin kabul ve ret oranlarına göre taraflar arasında paylaştırılması gerektiği-
Tebligatı çıkaran merci tarafından adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından kendiliğinden 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapamayacağı; yapılması halinde kanuna aykırı olacağı- Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiği, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu, borçlunun ya da varsa vekilinin ihalede hazır bulunmasının, bu zorunluluğu ortadan kaldırmayacağı-
İhalenin feshini isteyen borçlunun, kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediğini, ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceği- İhalenin feshine yönelik şikayette, takip borçluları ile birlikte ipotek maliklerine de usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Avans yatırılmadan yapılan satış talebinin geçerli sayılamayacağı- Satış talebinin buna ilişkin avansın yatırıldığı tarihte yapılmış sayılacağı ve satış isteme sürelerinin bu tariten itibaren hesaplanması gerektiği- Konulan haciz, İİK'nun 110. maddesi gereğince düşmüş olduğundan mahkemece, geçerli bir haciz olmaksızın yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği- Gerçek kişi borçluya, satış ilanının, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edilebilmesi için, tebliğ tarihi itibari ile adı geçenin adrese dayalı kayıt sisteminde adresinin mevcut olmaması gerektiği-