Asıl borçlu hakkında iflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen tedbir kararının, hem söz konusu kararın niteliği gereği, hem de zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle ipotekli taşınmaz maliki yönünden sonuç doğurmayacağının kabulünün mümkün olmadığı-
İİK. mad. 134/2 uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde, mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği-
İİK. mad. 134/2 uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde, mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği- Satış bedelinin taşınmazın muhammen bedeline eşit olması halinde, şikayetçinin, kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından, ihalenin feshini istemekte hukuki yararının da olmadığı- Hukuki yarar yokluğu nedeniyle işin esasına girilmeksizin istemin reddi halinde para cezasına hükmedilemeyeceği-
Kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından ve takibe konu alacak konut finansmanından kaynaklandığından, mahkemece, ihalenin feshi istemi, işin esasının incelenmesi suretiyle reddedilen şikayetçi borçlu aleyhine ihale bedelinin %20'si oranında para cezasına karar verilmesi gerektiği- İhale konusu taşınmazlardan birine ilişkin ihalenin feshi talebinde bulunulduğu, aynı yerde bulunan diğer taşınmaza ilişkin olarak ayrı bir dava açıldığı anlaşıldığından, mahkemece, sadece bir taşınmaza ilişkin ihale bedeli üzerinden para cezasına hükmolunması gerekirken, iki taşınmazın ihale bedelleri toplamı esas alınarak şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Muhatabın çarşıda olduğunu beyan eden kişinin imzası alınmadan ve imzadan imtina durumu da saptanmadan yapılması ve tebliğ mazbatasında, beyanda bulunan ve haber bırakılan kişinin kim olduğuna dair hiçbir bilgi bulunmaması halinde, muhtara yapılan tebligat usulsüz olduğu-
Tebliği alanın borçlu ile aynı konutta oturmadığı anlaşıldığından, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi gereğince usulsüz olduğu- Borçlulardan birine yapılan tebligatın diğer borçlu tarafından alınması halinde, tebligatın, hasma tebliğ yasağına ilişkin Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olduğu-
Şikayete konu taşınmazın satış bedelinin, muhammen bedelinin yarısı olan tutara, masraf tutarının da eklenmesi ile oluşan miktarı karşılamadığı görüldüğünden, İİK. mad. 129/1 gereğince bu husus re'sen gözetilerek ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
İlanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmayacağının, icra müdürlüğünce ilgililerin menfaatine uygun olacak şekilde tespit edileceği- (İİK. mad. 126; 114/2)- İhale konusu taşınmazın köyde olması nedeniyle, ilgili köyde ilan edilmesinin, talep ve talibi artırabileceği ve dolayısıyla taşınmazın gerçek değeri üzerinden satılması imkanını sağlayacağından tarafların menfaatine uygun olduğu- Taşınmazların düşük bedelle ihale edilmiş olmasının, yapılan satış ilanının yetersiz olduğunu ortaya koyduğu- Her ne kadar bazı köyler mahalleye dönüştürülmüş ise de; idari yapıdaki bu değişiklik, fiilen köy şartları içinde olan ihale konusu taşınmaza, daha çok o yörede oturan kişilerin ihalede talip olacağı gerçeğini değiştirmeyeceğinden ve o yöredeki muhtemel alıcılara da satışın duyurulması yönünden köyde ilan gerekliliğini ortadan kaldırmayacağından, mahkemenin, köyde ilan zorunluluğu bulunmadığına yönelik gerekçesinin yerinde olmadığı-