Satış kararında " ...yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgililere tebliğine..." ve "...İİK'nun menkul satışını düzenleyen maddelerde borçlu ve diğer ilgililere satış ilanının tebliği düzenlenmemiş olduğundan, bilgi amaçlı olarak dosya taraflarına tebligat gönderilmesine, tebligatların bila tebliğ iade olması halinde satışa etki etmemesine.." karar verildiğinden, satış ilanının bila tebliğ iade edilmesi halinde tebliğ zorunluluğunun bulunmadığı-
Dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte davanın açılmış sayılacağı- Mahkemeler Veznesine başvurma harcının yatırıldığı ve dava dilekçesinin tevzi edildiği tarihe göre şikayetin 7 günlük yasal süre içerisinde yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece, borçlunun bildirdiği fesih nedenlerinin esasının incelenmesi gerektiği-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin re'sen davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği- Kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağı-
Mahcuzların aralarında ekonomik bütünlük bulunduğunun belirlenmesi halinde birlikte satılmalarının mümkün olduğu- Bilirkişi incelemesi ile satışa konu menkuller arasında ekonomik bütünlük bulunup bulunmadığı, tarafların menfaatleri ile değer artışı ve talep görme hususları birlikte değerlendirilerek menkullerin birlikte mi, yoksa ayrı ayrı mı satılmasının uygun olacağının tespit edilmesi gerektiği-
İhaleye konu taşınmazın muhammen bedeli ve satış isteyen 1. sıradaki ipotek alacaklısının dosya alacağının ise takip tarihi itibariyle miktarı gözetildiğinde, ihalenin muhammen bedel miktarınca gerçekleşmesi halinde, şikayetçiye düşecek bedel, teminatı karşılamaya yeterli gelmediğinden, icra müdürlüğünce şikayetçinin teminatsız olarak ihaleye kabul edilmemesinde usulsüzlük bulunmadığı-
Borçlunun, vekili aracılığıyla, kıymet takdirine itiraz ettiği, anılan mahkeme kararının icra dosyaya sunulduğu ve vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair bir kayıt bulunmadığı anlaşıldığından, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerektiği- Taşınmaz satışlarında, borçluya (borçlu vekiline) satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- K. takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanların, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyecekleri-  K. takdirine itirazın süresinde olmasına karşın "süre aşımından reddine" karar verilmesi halinde, kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapılmasının isabetsiz olacağı-
Haciz koydurmuş birden fazla alacaklı varsa ve ihaleye teminatsız girmek isteyen alacaklının alacağı ilk sırada değil ise, teminat göstermekten muaf tutulabilmesi için, kendisinden önce gelen alacaklıların alacak bedelleri toplamının, muhammen bedelden çıkarılması sonucu kalan miktarın, muhammen bedelin %20'sini karşılaması veya üzerinde olması ve ayrıca şikayetçinin alacağının da muhammen bedelin %20'sini karşılaması gerektiği-
Taşınmaz malikinin satış ilanının kendisine tebliğ edilmediği yönündeki iddiasının değerlendirilmesi gerektiği-
Yedieminin, ücret alacağı için müstakil bir takip başlatması ve bu dosyadan taşınırın satılması halinde İİK'nun 138/2. maddesinin uygulanmayacağı- İİK'nun 115. maddesi uyarınca, rüçhanlı alacak sahibi olan şikayetçiden, rehin bedelinin ve aracın, rehin bedelinin altında satılmasına ilişkin muvafakatinin bulunup bulunmadığının sorulmamasının isabetsiz olduğu-
Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmama sebebini, borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden "dışarı gittiği" açıklaması ile yetinerek muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamlamış ve ayrıca, haber bırakılan komşunun kim olduğu açık bir şekilde tespit edilmeyerek, sadece imzadan imtina ettiğine ilişkin bir açıklama yazıldığı görüldüğünden, bu durumda anılan tebligatın, bu hali ile tebligatın usulsüz olduğu- Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunuyorsa, tebligatın bizzat muhatabın kendisine yapılması gerekmekte olup, Tebligat Kanunu'nun 16. maddesinde yazılı şartlar oluşmadan yapılan tebligatın usulsüz olduğu-